45

8.8K 523 215
                                    

Sabah uyandığımda kahvaltı saatine 10 dakika vardı. Hemen banyodaki işlerimi hallettim ve üniformamı giyip saçlarımı toplamadan dışarı çıktım. Yemekhaneye girdiğimde Acar, Semih, Umut ve Özgür aynı masada oturmuş sohbet ederek kahvaltı ediyorlardı. Hızla onlardan en uzak masaya oturduğumda Acarla göz göze gelmiştim. Bana gülümseyip göz kırptıktan sonra bir şeyler anlatan Özgüre geri döndü. Göz mü kırpmıştı o? Kalbim teklemedi de değil yani. Her ne kadar 3 yıldır birlikte olsakta her hareketinden etkileniyordum işte. Nöbetçini getirdiği tabağa dönüp yemeğime başladım.

Kahvaltıdan sonra operasyon için hazırlanmaya başladık. Bozkurt Timinden sadece 4 5 kişiyi tanıyorum. Hepsiyle tek tek tanıştıktan sonra her şeyi tamamlayıp helikopterlere ilerlemeye başladık. Helikopterlere yaklaştığımız sırada Acar beni durdurup

"Kendine dikkat et. Sana her zaman yakın olacağım. Başına bir şey gelmesin." Dediğinde

"Merak etmeyin Binbaşım şehit olmak için varız biz zaten." Dediğimde beni kendine çekip sarıldı ve kulağıma

"Biz yaşatmak için varız. Ölmek veya öldürmek için değil. Yaşamak ve yaşatmak için." Dediğinde parkasının üstüne işlemiş olan barut kokusuyla karışmış parfümüne odaklanmıştım. Kafamı yavaşça salladım ve bende kollarımı beline doladım. Şehit olursak eğer içimde ukte kalmasın diye çabalıyordum.

"Seni seviyorum unutma olur mu?" Dediğinde bu sefer kafamı kaldırıp gözlerine bakmaya başladım

"Dün gece kötü bir rüya gördüm. Dikkat et kendine o yüzden genelde rüyalarım çıkar biliyorsun." Dediğinde kafamı salladım ve

"Bende seni seviyorum. Ama bu demek değil ki seni afffetim. Sürüm sürüm sürüneceksin daha öyle kolay olmayacak o işler."dediğimde ufak bir kahkaha attı ve helikoptere binmek için ilerlemeye başladı. Bende onu arkasından ilerleyip diğer helikoptere bindim.

Yol boyunca operasyon ile ilgili bilgi vermişti Umut. En sonunda Burak Yüzbaşı dayanamamış

"Allah rızası için artık operasyon lafı duymak istemiyorum. Direk dalsaydık hepimizin beyni için daha yararlı olurdu." Dediğinde gülmeye başlamıştık. Umut

"Tamam sen direk dal kardeşim hangi piçe yem olursun kim bilir." Dediğinde Burak Yüzbaşı

"Ayıp ediyorsu tertip onlara yem atacak göz var mı bende?" Dediğinde Umut cevap vermeden arkasına yaslandı ve

"Helikopter iniş yapacak birazdan hazır olun." Dedi. Sonra bana dönüp

"Saçın dağılmış." Dedi.

"Çok doğal değil mi sence de? Neyse şunlari tut toplayayım." Dediğimde elimdeki silahı ve çantamı aldı. Saçlarımı zorluklada olsa topladıktan sonra iniş için hazırlanmaya başladık.

💫💫💫

"Umay sen timinle önden çatışmaya gireceksin. Kaç kişi olduğumuzu bilmeyecekler. Bir nevi Turan taktiği uygulayacağız yani. Sakın Kayadan başka kimse ateş etmesin. Anlaşıldı mı?" Dedi Acar. Umuta dönüp ukalaca bir gülüş attığımda kulağıma eğilip

"Bakalım kim daha çok leş çıkaracak dişi kurt. Önden başlamana rağmen beni geçemeyeceğine kalıbımı basarım." Dediğinde ona göz devirip

"Göreceğiz bakalım." Dedim. Ve Acara dönerek devam ettim. "Komutanım biliyorum böyle konuşmamıştık ama karanlıkta daha iyi sonuç almaz mıyız sizce de?" Dediğimde

"Gece saldırırsak kaçma ihtimalleri de yüksek ama." Dediğinde Burak Yüzbaşı

"Komutanım Umay Yüzbaşım haklı. Zaten Turan taktiği uygulamayacak mıyız? Kaçmalarını gerektirecek bir durum olmadığını düşünecekler zaten. Kendi ayaklarıyla gelecekler bize." Dediğinde Acar bir süre düşünüp

UMAYWhere stories live. Discover now