22

16.6K 761 320
                                    

Her şeyin bu kadar iyi gitmesi saçma gelmiştur her zaman. Şimdi hayatımda her şey güzel giderken bir şey olmasından o kadar korkuyordum ki. Bir daha kayıp vermek istemiyordum ama elbette olacaktı. Bizim mesleğimizde  mutluluk diye bir kavram yoktu zaten. Sadece kendini ufaktan gösterir çeker giderdi. Biz daha mutluluğun ne olduğunu anlayamadan yerini hüzne ve gözyaşına bırakırdı. Hayat kadar mutluluk da kahpeydi. Hayat kadar mutluluk da acımazsızdı.

"Umay ne yapıyorsun burda? " diyerek yanıma gelen Acarla birlikte önümde açık olan ama bir türlü kafamı toplayıp okuyamadığım kitabı kaldırarak ona döndüm.

"Kitap okuyorum komutanım." Dedim komutanımı kinayeli bir tonda söylerken

"Umay yanlızken de mi komutanım diyeceksin Allah aşkına? " dediğinde güldüm ve

"Ne dememi arzu edersiniz peki? " dedim. O da sırıttı ve

"Aşkım, evimin direği, erkeğim, zeki sevgilim, canım diyebilirsin mesela. Mükemmel bir sevgilin var biliyorsun değil ki? " dediğinde elimdeki kitabı kafasına attım. O kitabı nazikçe tutarken. Eğildim ve tıslarcasına konuşmaya başladım.

"Sen benim sevgilim değilsin aptal! " dediğimde o da eğildi ve

"Olmadığım olmayacağım anlamına gelmez Üsteğmenim." Dedi ve yanağımdan makas alıp geri çekildi. Geri çekilirken hızla eline vurdum ve

"Ne yapıyorsun sen biri görecek rezil olacağız bütün karakola." Dediğimde ayağa kalktı ve

"Seni çok seviyorum Umay Yılmaz. Seni çok seviyorum. Benimle çıkar mısın asker yarim." Diye bağırmaya başladı. Gülerek susmasını söylüyordum. Ama beni dinlemiyordu.

"Cevap versene kızım. O kadar bağırıyorum karakolun ortasında." Dediğinde

"Hayır." Dedim ve tepkisini bekledim. Gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Kollarını yavaşça indirdi. Yüzünün aldığı hali görünce dayanamadım ve gülmeye başladım. Ben gülünce o da 1 2 saniye afalladıktan sonra gülmeye başladı ve bana sarılıp beni etrafında göndürmeye başladı. O sırada duyduğumuz alkış sesleriyle durduk. Arkamı dönmeye utanıyordum. Eminim bu konu haftalarca konuşulacaktı. Acar gülerek onlara daha da dedikodu için hak tanıyordu. Kimseye çaktırmadan karnına vurdum ve

"Gülmesene ya daha da çok konuşacaklar." Dediğimde

"Konuşsunlar ne olacak. Hem bir dahaki darbeyi nikah masasında ayağıma almak istiyorum sayın Yılmaz. Hazır teklif etmişken şu evlenme teklifini de mi araan çıkarsam acaba." Dedi pişkince. Bende ona göz devirip içeri gitmek için arkamı döndüm. Arkamdan hala bağırarak konuşuyordu

"Ne dedim şimdi ki yaa." Dediğinde arkamı döndüm ve

"Akşama az kaldı komutanım dışarı çıkıyoruz ya." Dedim ve hazır olan Hançer Timiyle birlikte araçlara bindim. Acar ve Pars Timi bize bakarken biz de onlara el sallıyorduk. Asena da izini kapmıştı ama Acar malum o içtimayı yapmadan onları bırakmazdı.

"Komutanım asker sevgili yapmanın yararlarından biz de faydalanıyoruz." Dedi Emir. Sinirle ona döndüm

"Komutanına bu şekilde konuşmanın zararlarından faydalanmak da ister misin Emir." Dediğimde ağzına fermuar çekercesine bir hareket yaptı ve

"Yok komutanım hiç gerek yok." Dediğinde Selim konuşmaya başladı

"Komutanım karışmak haddim değil ama siz nasıl düzgün bir ilişki kurabilirsiniz ki?  Siz göreve gideceksiniz Acar Yüzbaşı gelecek. O gidecek siz geleceksiniz. Böyle nasıl yaşayabilirsiniz ki en fazla? " dediğinde sözlerindeki haklılık payıyla önce 1 2 dakika sustum. Sonra ise

"Haklısın birbirimizi belkide hiç görmeyeeğiz. " dedim mırıldanarak. Baran ortamdaki kasvetli havayı dağıtmak istercesine konuşmaya başladı

"Komutanım kadın pedleri ne kadar rahatmış öyle ya postallara bir koyuyoruz mis gibi oluyor bıraksanız 100 kilometre koşarız o derece." Dediğinde herkes kafasına vurdu.

"Mal mısın sen lan koşturacak 100 kilometre göreceksin gününü."dedi Adem. Baran da kafasını ovarak konuşmaya başladı

"Ya ne vuruyorsunuz orospu çocuğu muyum ben lan gelen giden vuruyor." Dediğinde güldüm ve

"Tamam tamam bu gün her şey serbest. Çok abartmamak şartıyla. Komutanınız değil de arkadaşınızmışım gibi davranın bu günlük anlaştık mı? " dediğimde gülerek kafalarını salladılar. Meyhane tarzı bir yerin önünde durduğumuzda sakince araçtan indik. Kapıdaki bodyguardlardan biri (umarım doğru yazmışımdır fjncisnxjd) bizi durdurdu

"Kimlikleri göreyim." Dediğinde kimliklerimizi çıkardık. Onlar bir süre hepimizinkini tek tek inceledikten sonra içeri girmemiz için yol açtılar ve kimliklerimizi geri verdiler. İçeri girdiğimde içerdeki ağır içki kokusuyla gülümsedim. Bizimkilere döndüğümde onlar da mutlu görünüyorlardı. Cam kenarındaki bir masaya oturduğumuzda yanımıza gelen garsona siparişlerimizi verdikten sonra sohbete başladık

"Lan ben bu kızları cidden anlamıyorum. Burada bile aynayla iç içe geçebiliyorlar." Diyen Erdemin baktığı yöne döndük. 3 kız aynaya resmen burunlarını dayamış makyajlarını kontrol ediyorlardı.

"Ya hepiniz bakmayın anlayacaklar şimdi. Başımıza bela almayalım gece gece."dediğim anda hepsi birden önüne döndü. Tam yeniden sohbet edecektik ki

"Hayırdir gençler hepiniz birden ne diye baktınız bizim hatunlara." Diyerek masaya elini koyan kabadayı tipli salağa baktım.

"Birincisi istediğimiz yere bakarız bu seni hiç ilgilendirmez. İkincisi hatunum nedir ya bu nasıl bir ergenlik. Üçüncüsü biz kimseye bakmadık. Son olarak o elini adam gibi yerinde tut yoksa başına bela olur." Dediğimde yanındaki 2 adamla gülmeye başladılar. İçlerinden bir tekrar konuşmaya başladı

"Sen bizim kim olduğumuzu bilmiyorsun heralde küçük hanım. Hadi git sen evinde hamur yoğur erkeklerin işine karışma." Dediğinde sinirle ayağa kalktım. Benimle birlikte bizimkiler de kalktı

"Sen asıl bizim kim olduğumuzu bilmiyorsun heralde kabadayı tipli kedi." Dedi Baran alayla gülerek. Adamlardan biri tam Baranın üstüne yürüyecekken kafasına fırlattığım peçeteyle tekrar sinirle bana döndü.

"Bak birader şimdi son kez söylüyorum. Hareketlerine dikkat et ve burdan siktir git." Dediğimde alayla konuşmaya başladı

"Aslında güzel kızsın. Sahibin yoksa seni bu gece..." konuşmasını bölen Acarın sesiydi.

"O cümleni tamamlamaya kalkma orospu çocuğu." Diyerek adamların dibinde durdu. Arkasından Pars Timi de geliyordu. Adam tekrar alayla konuşmaya başladı

"Ooo küçük kızımızın sahibi de varmış." Dediğinde

"Sizin gibilerin sahibi olur lan kurtların sahibi olmaz." Dediğimde

"Şimdi burdan hemen gidiyorsunuz. Yoksa sizi nezarete büyük bur zevkle tıkarım." Diyen Acara gülerek baktım.

Eveeeet bölüm sonuu. Yine saçma bir yerde bitirdim. Umarım bölümü beğenmişsinizdir.

Sizce Acar ve Umay yapabilecekler mi bu sevgililik işini?

En sevdiğiniz Hançer Timi üyesi kim peki?

Şöyle bir şey yapayım dedim Balkanrem den aldığım bir fikirle en çok yorum yapan sadece 1 kişiye 3 bölüm sonraya kadar spoi vereceğimmm. Bir sonraki bölüme en çok kim yorum yaparsa ki bunlar normal yorumlar olmak zorunda o kişiye spoi vereceğimmm.

Hepinizi çok çok seviyorum. Kısa zamanda 4K olduk nerdeyse iyiki varsınızzz.













Devam edecekkk...

UMAYWhere stories live. Discover now