54.Bölüm: 'Geçmişten Biri'

Start from the beginning
                                    

Kapının önünde dışarıya çıkmaya hazırlanan Hakan beni görünce bu davranışıma merakla kaşlarını çattı ama şu an bu düşünebileceğim son şey bile değildi.

"SENİ BULAMAYACAĞIMI MI SANDIN?! HER NE DELİKTEYSEN ÇIK DIŞARI!"

Anın gerçekliği yüzüme vurduğunda, gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı bile. Tam çıkmak için, kapı koluna uzanmıştım ki, Hakan'ın önüme geçmesiyle, bir hışımla ona döndüm. Öfkeyle baktım gözlerine. Engellemesi gereken kişi ben değildim!

"Çekil önümden! Gitmem gerek!" Sorarcasına kaşlarını çattı. Sinirle kapı kolundaki elini tutup tüm gücümle çekmeye çalıştım. Aynı zamanda ağlıyordum. Kızlar ise hem anlamsızca, hemde korku dolu gözlerle bize bakıyordu. Hakan çekilmiyordu.

"Tuğçe gidemezsin. Saçmalama."

"Sana çekil dedim! Gitmem gerek! Bana karışma." Belimden tutup yana doğru çekti ve kapının önüne adeta set kurdu.

"Manyak mısın sen kızım?! Ne olduğunu, kim olduğunu bilmiyoruz, tehlikeli olabilir!"

"Ne olur çekil! Gitmem gerek. Cansu'nun yanına gitmeliyim lütfen!" Ona yalvaran gözlerle baktığımda, gözlerini kaçırdı. Adem elmasının oynamasından, yutkunduğunu anlamıştım. "Lütfen çekil Hakan. Yalvarıyorum, çekil."

"EĞER DIŞARI ÇIKMAZSAN YAKARIM BURAYI!" Ağlamam şiddetlenirken, Hakan'ın göğsünü yumruklamaya başladım ama milim oynamıyordu.

"Ne olur bırak! Zarar verecek ona!"

Cansu çok zor şeyler atlatmıştı ve bunu tekrar yaşamasına izin veremezdim. Tam toparlanmışken, tekrar dağılmasına izin veremezdim. Aksi taktirde, bu sefer cidden kendine bir zarar verebilirdi ve o benim tek ailemdi. Ailemi kaybedemezdim. Ona zarar gelmesine izin veremezdim.

"Tamam, önce sakin ol. Ben çıkacağım tamam mı?"

"Hayır! Benim gitmem gerekiyor diyorum sana neden anlamıyorsun?!" Diye öfkeyle bağırdım yüzüne. Eli kolu bağlıymış gibi duruyordu.

"Bir şartla çıkmana izin veririm. Benim yanımdan bir adım bile ayrılmayacaksın. Tamam?" Hızla başımı sallayıp, göz yaşlarımı sildim. Ne olursa olsun Cansu'nun yanına gitmeliydim. "Sana bir zarar gelmeyecek, fevri bir hareket yapmayacaksın. Tamam mı?" Başımı salladım hızla.

Hakan kapıyı açıp, seri adımlarla dışarı çıktı. Bende onun yanından ayrılmadan peşinden çıktım.

Kadrajıma mahalleyi ayağa kaldıran herif girdiğinde, yüzümü buruşturdum. Cansu'nun hayatını mahvetmişti.

"ÇIK ULAN DIŞARI! SAÇLARINDAN SÜRÜYE SÜRÜYE GETİRİRİM!" İstemsizce Hakan'ın kolundan tuttuğumda, dolu gözlerle karşımdaki şerefsize bakıyordum.

Hakan'ın arkadaşları olarak bildiğim adamlar ve mahallenin büyükleri dışarı çıkmış çatık kaşlarla olayı anlamaya çalışıyor ve herhangi bir harekkete saldıracakmış gibi duruyorlardı. Ateş'in tavrına anlam verememiştim. Tek anladığım buradaki herkesten daha çok sinirlendiğiydi. Benden bile.

Geldiğimi farketmiş gibi arkasına döndüğünde, yüzünde pis bir gülüş oluştu. Yüzüne tükürmek isterdim ama tükürüğüme bile yazıktı.

"Kızıl afet de buradaymış." Bir hışımla kolumdan çekildiğimde, irkildim. Hakan  önüme geçmiş, beni görmesine engel olmuştu. Sinirle insanımsı varlığa bakıyordu.

"Ne diyorsun lan sen?"

"Ooo, Sevgili mi yaptın? Yazık oldu desene." Hakan mengene gibi sardığı bileğimi bırakıp, sinirle yumruğunu geçirdi. Şerefsiz herif ise eli ile dudağının kenarını silip, gülerek yana savrulan suratını kalırdı.

Tomurcuk Mahallesi| Tamamlandı.Where stories live. Discover now