53.Bölüm: 'Kıskançlık ve Kafa Karışıklıkları'

En başından başla
                                    

"Onun için her şeyi göze alabilirmişsin gibi hissedersin, ki zaten öyledir."

"Kılına zarar gelsin istemezsin."

"Yanından ayrılmayı hiç istemezsin, yanındayken bile özlersin."

"En çok onun yanında mutlu olursun."

"Kalbin çok hızlı atar, heyecandan elin ayağına dolaşır."

"Ben pek anlamam ama, çok güzel bir şey olduğunu düşünüyorum."

"Yanında başka birini görmek canını yakar, o kişiyi dövmek, ondan uzak tutmak istersin."

"Kokusuna dünyayı verseler değişmezsin."

"Hep gülsün, onun gülme sebebi olmak istersin, ağlamasına yüreğin dayanmaz."

Aklımda dönüp, duran cümleler ile kaşlarımı çattım.

Beynimin bana bir oyunu sadece... Değil mi?

Yattığım yatakta, hızla doğruldum ve bağdaş kurarak oturur pozisyona geçtim. Yüzümü sıvazladığımda, gözümün önüne gelen yüz ile hızla gözlerimi açtım. O kısa, hayali an bile kalbimi hızlandırmış, beni heyecanlandırmıştı.

Ben o dediklerini hissediyor muydum?

Yok canım?

Olmazdı değilmi?

Yani, o Hıyar Ağası, ben Ayaklı Felaket. Hani çocukken bribirlerini boğazlayanlar, sürekli kavga edenler, hiç anlaşamayanlar, koca mahallede herkesin bildiği, asla aynı fikirde olmayan, çocuk ruhlu, iki çatlak.

Şimdi ne değişti?

Ellerimi tekrar yüzüme kapatıp, sırtüstü yatağıma yattım.

Aklımın bir kısmı, hala Yiğit ve onun yanında olan Aslıdaydı. Sesli bir şekilde nefes verip, kabullenmişlikle mırıldandım.

"Ulan hıyar ağası! Hepsi senin yüzünden! Yine yaktın başımı!"

≈Irmak'tan≈

Bugün uzun zamandır yapmadığımız bir şey olarak, parkta toplanacaktık ve Ateş yakacaktık. Ama Emirhan abi ve abim yoktu. Onların gelmesine 1 ay ya var, ya yoktu.

Karlar erimişti ama hava hala soğuktu. Biz de bu soğuğa rağmen, böyle bir şey yapmak istemiştik.

Şapkamı kulaklarıma kadar kapatıp, kazağımın üstüne, kalın hırkamı giydim ve Aras'ın verdiği boyunluğu boynumdan geçirdim. Kapının birden sertçe açılması ile irkildim.

Kapıyı hayvan gibi açan ikizime ölümcül bakışlarımdan atarken, o bana umursamazca bakıyordu.

"Hayvan olduğunu bu kadar belli etmesen keşke." Yine beni umursamayarak omuz silkti ve kapıyı açık bırakarak odadan çıktı.

Aklıma gelen şeyle sinsice sırıtıp, pozisyon alarak Burak'ın arkasından hızla koştum ve o daha merdivenlere ulaşamadan sırtına atlayıp, kollarımı boynuna doladım. Burak'da düşmemem için, bacaklarımdan tutmuştu ama mızmızlanıyordu.

"Kızım mal mısın? Ne atlıyorsun sırtıma?"

"Çok konuşma ve atım olarak bana itaat et!" Onu sinir etmeme rağmen, beni sırtından indirmemişti. Merdivenleri inip, aşağı yani annemin yanına ulaştığımızda annem şaşkınca bana bakıp, kaşlarını çattı.

"Yavrum insene çocuğun sırtından." Anneme omuz silkip, Burak'ın boynuna daha çok sarıldım.

"Banane!"

Tomurcuk Mahallesi| Tamamlandı.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin