12. Bölüm: 'Şah ve Mat'

En başından başla
                                    

"Daha konuşuyor musun lan sen?" Onların bu tatlı tartışmalarını tebbesümle izliyorduk. Demir abi, anne ve babası ile hasret gidermeye devam ederken, düğünde devam ediyordu. Zaten mutlu olan günümüz daha da güzelleşmişti. Saatlerce eğlenceler, oyunlar, yemekler... Kısaca harika bir gün olmuştu.

Biz de gençler olarak, parkta daha rahat olacağımızdan düğünün ilerleyen saatlerinde annemlere haber verip, tayfa ve abimlerle parka geçmiştik. Hepimiz çarşafa oturduk. İlk Aras abi konuşmaya başladı.

"Hoşgeldin kardeşim." Aras abi, Demir abi ve abim aynı yıl gitmişlerdi zaten. Onlarda özlemişti burayı ama Demir abi vatanını, yurdunu bırakıp gitmişti. Onun için daha farklıydı. Üstelik beş yıl boyunca da birkez bile gelmemişti.

Sanırım Feride'yi de daha sonra söyleyeceklerdi. Ben üzüleceğini düşünmüyorum aslında. Hatta nefret bile beslemiyordur bence.

Demir abi, abimlerle tokalaşıp, sarıldıktan sonra benim yanıma geldi ve alayla güldü.

"Sen hala uzamadın mı Bücür?" Harika! geldiği gün boyumla dalga geçiyor! Işığı görüp gelen sinekler misali, boyumu gören dalga geçiyordu. Klişe olacak belki ama ben kısa değildim, onlar uzundu.

"Kısa deyip geçme abi, kısa olandan korkmak gerek asıl." Demir abi kahkaha atıp, sarıldı ve saçlarımı karıştırdı.

"Ha bir bu kadar da yerin altında var diyorsun yani?"

"Tabii. Ne sandın?" Güldü ve birden ciddiyeti.

"Cimbom bu yıl şampiyon olur mu dersin Bücür?" Demir abinin sorusundan sonra, Aras abiye alayla bakıp, gülümsedim. Tek kaşını kaldırarak izlediğini biliyordum.

"Tabiki de abi! Bu yıl şampiyon biziz! Sorman hata." Demir abi gururla elini yumruk yapıp uzattı ve bende yumruğumu uzatıp, hafifçe yumruğuna vurdum.

Demir abi kısaca Eylem ve Afife'ye de sarılıp, onlarla da geldiğini bellietmek istercesine uğraştı. Sıra Asuman ablaya geldiğinde, Asuman abla kısaca elini uzattı.

"Asuman ben. Aras'ın kuzeniyim. Bu mahalleye yeni taşındım."

"Mahallemize hoşgeldiniz." Asuman abla hafifçe gülümseyip, elini çekti. Demir abi, içimizde bu mahallenin en kıro adamıydı ama adam gibi adamdı. Gerçi abilerimin hepsi öyleydi. Allah nazar değdirmesin!

Demir abi Seher'e döndüğünde, bir süre öyle baktı. Tanımasam şaşırdı derdim. "Sarı çiyan, gel kız buraya." Demir abi Seher'e hep sarı çiyan derdi. Faruk abiden sonra en çok o korur, kollardı Seher'i. Üstüne düşerdi bir hayli. Bir o kadarda Seher severdi tabii. Öyle ki Feride ile olan ilişkisini duyduğunda en çok o şaşırmış ve hatta tepki göstermişti.

Seher göz devirdi. "Hâlâ mı ya?"

"Gözlere bak gözlere, 3-5yaş büyüyünce bir haller olmuş sana."

"Sarı çiyan diyip durmasana sende ya."

"Sus kız sarı çiyan!" Seher daha fazla dayanamayıp güldü ve Demir abiye sıkıca sarıldı. Demir abi ve Seher gülerek ayrıldığında, Demir abi de abimlerin yanına geçmiş, koyu bir sohbete dalmışlardıbile çoktan.

Parkta biraz daha oturup, sohbet ettikten sonra, geç olduğu ve benim uykum geldiği için biz kalkmıştık.

Eve gelir, gelmez odama çıktım ve üzerimdekileri çıkartıp, pijamalarımı giymiş ve direkt yatağa girmiştim. Çok geçmeden uykuya dalmıştım. Fazlasıyla yorucu bir gün olmuştu bugün.

...

Sabah yine annemin şikayetleri ve dır dırıyla uyanmıştım. Sürekli yaptığım ama asla alışamayacağım bir şey daha, zorla uyandırılmak! Erken uyanmak. Keşke uyumak diye meslek olsa... Köşeyi dönerdim şimdiye.

Tomurcuk Mahallesi| Tamamlandı.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin