59

416 38 6
                                    

Deniz'in Ağzından... 

Pati atan Joker'e göz devirerek "Yavrum deli misin sen? Yerinde dursana len!" diyerek patisine hafifçe vurdum. Çiçek tohumunu kazdığım toprağın içine koyacağım sırada Joker'in tekrar oyuğun içine pati atmasıyla "Bana bak bücür! Komik değil ya, dur bir. Git Mavi'nin yanına" 

Joker başını eğdiğin de gülerek kafasını öptüm. Onu kucağıma alırken sıkıca tutarak tek elim ile yapabildiğim kadar tohumu diktim. Yanımdan suyu alarak yavaşça sularken "Gittiğimiz de çiçeğe ne olacak?" Mavi'nin sesi ile ona döndüm. 

"Bakması için yanımızda yaşayan insanlardan rica edebiliriz. Ya da birilerini yollarız" dediğim de Mavi anlamayarak bana baktı ve ardından omuz silkerek "Güzelliğini göremeyeceğiz ki zaten..." gülümseyerek "Güzelliğini göremeyeceğiz diye kendi güzelliğini esir mi edelim?" 

"Haklısın" dediğin de "Şimdi bana yardım et ve şu kucağımdakini al. Beni deli etti" diyerek yanaklarımı şişirdim. "Gördüm daha demin. Joker gel" diyerek ıslık çaldığın da Joker bana baktı ve ardından kucağımdan inerek Mavi'nin kucağına atladı.

"Satıcı, yazıklar olsun sana" dediğim de Mavi kaşlarını kaldırdı. Ardından gülerek "Deniz biz burada olduğumuzdan beri bir şeyler oldu sana, acaba deliliğim mi bulaştı?" kendisine deli dediği için bozulsam da çaktırmayarak gülümsedim. "Olabilir"

Mavi kesik bir nefes alırken arkasını döndü ve yavaş adımlar ile yürümeye başladı. Evde değneklerini kullanmamak için çaba sarf ediyordu ama dışarıda henüz o gücü toplayamadığına emindim. Kafasını dağıtmak istese de geceleri sessiz iç çekişleri, dalgın bakışları ya da uykusunda huzursuz olmasından henüz tamamen iyileşmediğini biliyordum.

Çünkü ilaçları ona uyku yapsa da ruhu bunları kaldıramıyor ve zorlanmaya devam ediyordu. Uyuduğunda da rüyalar gördüğünü biliyordum ama bunu dile getirmiyordu. Geceleri odasının önünde her durduğum da ağlayışlarını duyuyordum. 

Kafasını her ne kadar dağıtmak istesem de bunun bir işe yaramadığını biliyordum çünkü yüz yüze bunu konuşmadığımız sürece hiçbir işe yaramayacaktı. Benim ile ilgili sorunları olduğunu hissedebiliyordum ve bunda da sessiz kalması beni korkutuyordu, daha fazla içine atmaya devam ederse bir gün geri dönüşü olmayan yollara gireceğimizden emindim.

Aklıma gelen fikir ile bir öneri sundum. "Mavi, dışarı mı çıksak? Biraz yürürüz, dışarıda yemek yeriz" dediğim de Mavi bana dönmeyerek başını eğdi. "İstemiyorum... Sadece uykum var..." sesindeki mahcupluğu hissettiğim de "Uyumak istemediğini biliyorum" 

Başını kaldırarak boğazını temizledi, gözlerini kapatarak "Aslında uyumak istiyorum sanırım..." kumral kısa saçlarına baktım. Hastaneden çıktıktan hemen sonra kuaföre gitmek istemişti çünkü saçları uzamış ve maviliğini yitirmişti. Ben tekrar kestirip mavi yapacağını düşünsem de öyle olmamış, sadece saçlarına bakım yaptırarak kestirmişti. Bunun sebebini hissedebiliyordum ama o ihtimali düşünmek istemiyordum. Saçlarını incelemeyi bırakarak daha demin kapattığı gözlerine baktım, gözlerini açtığın da huzursuzca bir nefes almıştım. 

Yanına gittiğim de "Peki, sen uyu ben yemek yapayım" sesimi yumuşak tuttuğum da titrediğini hissettim, bunu yakın olduğum için rahatsız olduğunu düşünerek birkaç adım geriledim. Mavi de bir kaç adım gerilediğinde "Gerek yok... Ben uyandığım da çıkarız..." 

Merdivenlere gittiğin de yardım edip etmemek arasında kaldım, yanında olduğumda gerildiğini hissettiğim için çekinmiş, daha fazla yanlış anlaşılmamak istememiştim. Zaten hastanede uyandığın da mal gibi sarılıp öpmüştüm.

Gecenin Kızı... /TAMAMLANDI/Where stories live. Discover now