26🔫

585 54 30
                                    

Ona döndüm. Omzundaki kanı görmemle korkuyla arabadan çıkacakken kapıyı tuttu. Başını eğdi, hayır anlamında sallayarak arkasını döndü.

Arabanın, Deniz ve Savaş'ın etrafını korumalara sarsa da gözüm Deniz' in kanlı omzundaydı. "Lütfen, lütfen... Lütfen bir şey olmasın, lütfen bir şey olmasın... Lütfen..." yanaklarımın ıslandığını hissetmemle kendime hayret ettim.

Ben bir sürü çatışmaya katılmış kendim, Savaş ve Onur'un yaralandığı çatışmalarda olmuştu... Bu kadar endişelenmemiştim, şimdi Deniz'in sadece omzu yaralandı diye bu kadar endişe etmem saçmaydı. Ben hiç bir çatışmada birisine bir şey olduğunda üzülmezdim tamam üzülürdüm ama böyle ağlayacak kadar olmazdım.

Öfkeli bir nefes aldım. "Ah!" Savaş'ın inlemesiyle gözyaşlarım tekrar akmaya başladı. Ellerimi kulaklarıma koyarak "Bir şey olmayacak, bir şey olmayacak" kapının açılmasıyla içeri Deniz' in girmesi bir oldu.

Sürücü koltuğuna da Savaş geçerken Savaş'a baktım. Savaş"Sakin ol benim bir şeyim yok, Deniz'i hastaneye götüreceğiz" o inleme neydi? Deniz' e döndüm, gözyaşlarım daha çok artarken gözlerini açarak alnındaki boncuk hâlindeki terleri sildi.

"İ-iyiyim ben" dedi nefes nefese, ellerimi yüzüme koyarak sakinleşmeye çalıştım. Gözyaşların dinmek yerine artarken Deniz ellerimi tutarak indirdi. Elini geri çekerek "Ağlama, korkma iyiyim ben. Ben daha beter olduğumu hatırlıyorum, bu sadece..." dudağını ısırdı acıyla, yüzünü buruşturarak "Mermi içinde kaldı" demesiyle gözlerim hızlıca büyüdü.

Savaş"Lan kızı rahatlatayım derken kalpten götüreceksin!" Deniz "Ya bir şeyim yok diyorum inanmıyor" dedi çocukgibi mızmızlanarak "Kes sesini, dön arkanı" dedim öfkeyle, küçükken de böyle yapardı. Başına bir şey geldiyse beni rahatlatmayı beceremez daha beter yapardı.

Yüzümü silerken "Savaş bez var mı? Ya da onun gibi bir şey" Savaş torpidoyu açmasıyla içinden ilaç kutusu düştü. "O ne ilacı?" dedim Deniz'e dönerek, "Önemli bir şey değil" demesiyle ellerimi yumruk yaptım.

Derin bir nefes alarak arabada bez gibi bir şey aradım. Bulamadığımda Deniz'in t-shirtünü çıkararak hafif bir şekilde yaraya bastırmaya başladım. Deniz"İyiyim ben, sakin ol" dediğin de öfkeyle "Kes sesini gerizekalı!"

Savaş"Bir insan, canıyla uğraşırken bile mi didişir ya?" dediğinde ona göz kıstım. Yaraya baktığımda gözlerim tekrar dolarken Deniz cıkladı. "Bana sözün vardı, benim yüzümden ve ben yanındayken ağlamak yok"

Ona baktım. Omuz silkerek "Banane, sende düzel o zaman" dedim mızmızlanarak, gülümsemeye çalışarak "Düzelirsem affeder misin?" dediğin de "Affettimki hadi düzel" Savaş"Size uyuz oluyorum" dediğinde Deniz"Sen daha dur" dedi öksürerek gülümsedim.

Gözleri kapanırken "Uyuma!" dediğimde Deniz gülerek "Ölürken bari bırak" dediğinde yarasına bastırdım. İnlemesiyle içim cız ederken araba durdu, Savaş hızlıca arabanın kapısını çıkarırken Deniz'i sedyeye yatırdılar.

Hızlıca hastanenin içine girerlerken peşlerinden gittim. Kalbim sıkıştığında duvara yaslandım, derin nefesler alırken "Hanımefendi? İyi misiniz?" bir süre öyle bekledim. Sakinleştiğim de ayağa kalkarak "Teşekkür ederim" dedim kadına gülümseyerek.

"A Mavi Abla!" diyene döndüm. Küçük bir kızdı, yanıma koşarak geldi. Kız"Merhaba ben Nisan" dedi elini uzatarak gülümseyerek elini tuttum. "Bende Mavi ama zaten tanıyorsun" Nisan şaşkınca "Deniz Ağabeyle aynı gözleriniz" burukça gülümseyerek "Onun gözleri daha güzel"

Nisan"O da aynısını söylüyordu, o nerede?" dedi sevinçle dudağımı ısırarak "Hasta oldu" gözleri kocaman açıldı. Nisan"Neden? Sen iyileş diye mi? Bir masalda prens prenses iyileşsin diye kendisi ölüyordu"

Gecenin Kızı... /TAMAMLANDI/Where stories live. Discover now