54🔫

343 39 63
                                    

2 Hafta Sonra...
Sessizce yeri izlerken yanıma biri otumuş ben de  oturana dönmüştüm. Elif'i gördüğüm de "Efendim" Elif"Yemek ye" diyerek bana yemek uzattı. Elif iyi biriydi, merhametliydi. Hoş gerçi buraya gelen kimse iyi değildi ya neyse... Bana uzattığı şeyleri ona doğru uzatarak "Canım hiç bir şey istemiyor"

Elif"İki haftadır mı?" dediğinde başımı sallayarak" Evet" koğuşun başkanı(!) olarak adlandırılan kişi "Yeni gelen, bir şeyler ye yoksa bizden bilinecek" dediğinde ona ters bir bakış atarak "Gerek yok. Ben böyle iyiyim"

"Sen yoksa geceleri mi yemek yiyorsun? İki haftadır aç kalman imkansız" dediğinde gülerek "Daha fazla aç kalmışlığım oldu"

Kadın öfkeyle ayağa kalktığın da onu umursamayarak gözlerimi üzerinden çektim. Karşım da dikildiğin de başımı kaldırma gereksinimin de bile bulunmayarak yere bakmaya devam ettim.

Kolumu tuttuğun da sakinliğimi korurken benim onu umursamamamla sinirlenerek ayağa kaldırdı. Başımı ranzanın demirine vursam da ses çıkarmamıştım.

Buradan sessizce cezamı çekip defolup gitmek istiyordum. Gözlerinin içine baktığım da konuşmaya başladı. "Bana bak bu koğuş var ya burada herkes benden korkar. Kendine gel" dediğinde gülmemek için kendimi zor tuttum. Hepimiz çok iyi biliyorduk ki bu iri yarı kadını yere sermem uzun süremi almazdı.

Ben kendime işkence yaparak büyümüş, işkence görerek alışmıştım. Tehlikeliydim ve çok da iyi elim de bir imkanım dahi olmasa bu kadının ölmesini sağlayabilirdim.

Derin bir nefes alırken kolumu sıkmaya başladı. "Sen bizi mi beğenmiyorsun lan! Akşam yemek mi aşırıyorsun?" dediğinde dün mutfakta görevli olan kadına baktı. "Dün yemek azaldı mı?" dediğinde kadına baktım.

Kadın benim gözlerimin içine bakarak gülümsediğinde tek kaşımı kaldırmıştım. "Artıklardan ekmek vardı, onu bulamadım. Bende mavi kafadan şüphelendim, gittim yatağına yatağın da da kırıntılar vardı" 

Kadın"Derdin ne kızım senin?" diyen kadına göz devirmemek için zor durdum. "Yemek alan yok, biraz aklın varsa iki haftadır vücudumun verdiği belirtilerden anlardın. Sonuçta hepinizin gözü üzerim de"

Koluma bu sefer mengene gibi yapıştığında elini kaldırmıştı. Eline ters bir bakış atarken "Bana vurursan inan  sen pişman olursun" diyerek ela gözlerine baktım. Hacer"Bak sen, ne oldu dışarıdan şikayet mi edeceksin?" demesiyle herkes gülmeye başlamıştı.

"Şu saçma başkanlık mıdır her ne boksa yerlere serilmesini istemiyorsan bana bulaşma" Hacer"Sen kimsin ya! Kendini ne sanıyorsun?!" diyerek saçlarıma yapıştığında "SAKIN." sesimdeki tehlikeli tınıyla duraksasa da saçlarımı çektiğin de gözlerimi kapattım. 

Saçlarıma babam, Deniz ve Savaş harici başkasının dokunmasından nefret ediyordum ki bu pis elleriyle saçlarımı çekiyordu. "Eğer üç saniye için de saçlarımdan elini çekmezsen sen pişman olursun" dememle saçlarıma daha çok asıldı.

"3..." dişlerimi sıkarken derin bir nefes almıştım.

"2..." saçlarımı daha da çekmesiyle bir kaç telinin koptuğunu hissetmiştim.

"1..." kapı açıldığın da saçlarımı bırakmasıyla gözlerimi kapattım.

Kendimi yatıştırmaya çalışırken gardiyan"Mavi Birlik! Ziyaretçin var" demesiyle koğuştan bir uğultu yükselmişti. Halbuki ben gardiyanı hesaplamamış onun hastanelik olmaması için ona zaman vermiştim.

Gardiyanın yanına giderken sessizce yürümeye başladık. Beni demir kapısı açık bir yerin önün de durdurduğunda içeri girerek gelene baktım. Mehmet Fatih'i görmemle girdiğim gibi çıkacakken kolumdan tuttu. 

Geri çekilirken "Dokunma bana!" "Dur konuşalım" dediğin de ona saldırmamak için zor duruyordum. "Söyle, ne diyeceksen de ve git!" dememle "Deniz yok" demesi bir olmuştu.

Kaşlarımı çatarken anlamamazlık ile sandalyeye oturdum. "N-e ne demek yok?" korku bedenimi esareti altına alırken aklıma gelen düşünceler de korkumu besliyordu...

"Bildiğin yok ve seni buradan çıkaracağım ama o geri dönmezse çıkaramam" dediğin de fısıltıyla "Sen kimsin?" demiştim. Sesim sanki içime çekilmişti... 

"O ne demek?" karşım da yüzünün aldığı ifadeye başka zaman gülebilirdim ama gülmeyerek gözlerimi gözlerine sabitleyerek "Sen kimsin demek. Sen kimsin?" Mehmet"Mavi ne saçmalıyorsun?" 

"Sen kimsin diyorum Mehmet? Sen kimsin de beni kurtarmak istiyorsun? Sen kimsin de Deniz'i istiyorsun!" bağırmamla gardiyan bana soğuk bir bakış attı.

Mehmet"Peki sen kimsin? Karşım da dayak yiyen bir kız var? Ne bu hâl? Saçına başına bak. Gecenin Kızı nerede? Mavi nerede?" dediğinde göz devirmek ile yetindim. Bunu ilgilendiren en son kişi bile değildi.

Mehmet telefonu çıkararak" Al ara. Yeni telefon, sadece Deniz'in yeni numarası var" dediğin de gözlerine baktım. "N-asıl?" Mehmet göz devirerek "Sanırım buraya gireli zeka geriliğin de başlamış. Deniz diyorum Deniz! Al ara"

Gardiyana baktığım da bana bakmıyordu bile... Telefonu alırken rehbere girdim, tek kişi kayıtlıydı zaten o da Deniz'di...

Titreyen ellerimi bacaklarımın arasına sıkıştırırken derin nefesler alıyordum. Masadaki telefona kısa bir bakış atarken Mehmet göz devirerek numaraya basmasıyla arama başladı.

Korkuyla ona baktığım da "Seni bekleseydim tüm vaktimizi burada geçirirdik" telefon çalırken nefesimi tuttum.

Uzun bir bekleyişin ardından açmayacağını anladığım da telefon da kapanacaktı. Omuzlarımı düşürürken ayağa kalkmam ile "Alo?" sesi duymam bir oldu.

Deniz'in sesiyle yerime geri otururken "Alo? Kimsin, ses verir misin?" Gözlerimi kapatırken yutkundum, ağzımı açacağım sırada "Sensin değil mi?" demişti. Ses tonu değiştiğin de gözlerim doldu.

"Kim telefon verdi sana orada?" alaylı bir gülüşün ardından "Babam mı? Yoksa oradan kurtulmak için mi beni aradın?" ağzımdan bir hıçkırık kaçtığın da sessiz kaldı.

Öfkeyle soluduğunu duydum, "Beni arama çünkü ben seni aramayacağım" sesi çatladığın da kapalı gözlerimi daha çok yumdum. "Özür dilerim..." dediğim de "Ben hâlâ bir özürüne dünyayı ayaklarının altına sererim ama benden uzak dur. Seni görmek istemiyorum, sekiz yıl önce başlayan bu sevdayı ben bitiriyorum" demesiyle telefon kapanmıştı.

Ağır konuşmuştu.

Hak etmiş miydim?

Sonuna kadar ama sesini duyduğum için hızlanan kalbime anlamsızca gülümsemek istedim. Ondan korktuğum için mi bu kadar hızlı atmıştı?

Gecenin Kızı... /TAMAMLANDI/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin