12🔫

963 71 28
                                    

Fatih elinde tekrar poşetlerle geldiğin de "Daha ne? İlaçlarımı da içtim, kahvaltı da yaptık, çay da içtin. Daha ne kaldı?" Fatih "Aslında kutu oyunları hiç sevmem ama zamanın nasıl geçeceğini bilemedim" dediğin de gülümseyerek "Kutu oyunlarına bayılırım ama bir el oynayalım" Fatih "Neden? Seviyorum dedin" kaşları çatılı ve anlamdıramadığı sesiyle "Çok kurcalama sen" Fatih "Söylesene" gözlerimi devirerek "İnatçı biri olabilir misin kaptan?"

"Sevdim lakabı" diyerek güdüğünde "Lakap uzmanıyımdır, haberin olsun da" Fatih "Absürt olmadığı sürece neden olmasın?" gözlerimi kısarak onu inceleyerek "Marul!" diyerek kahkaha attım. Gözleri şaşkınlıkla karışık keyifle büyürken "Bu kanıya nasıl vardın peki?"

"Saçlardan, kıvırcık da olur da o zaman çok sade olur, marul bence mükemmel hatta bak şimdi marul diye kaydedeceğim seni" dedim keyifle, rehberimden Nefes ismini buldum ve Marul olarak değiştirdim.

"Çok güzel oldu!" diyerek güldüm ve Fatih'e döndüm. O da gülüyordu karşıma oturdu, "Bende bir lakap takmak istiyorum" demesiyle tamam anlamında başımı salladım. Fatih "Zoe, League of Legends oynuyorum ya da kısaca LOL" "Zoe olmasının sebebi ne? Mesela neden başka değil de o?" Fatih"Bilmem, aklıma ilk o geldi. Hem sevimli de seviyorum zamanında çok oynadım kendisiyle müstakbel savaşçılarımdan biriydi. Şu an gerçi Lux ile oynuyorum" anladım anlamında başımı aşağı yukarı salladım.

"Bilgisayar oyunlarını, playstation oynayamıyorum daha doğrusu bir iki kere oynadım sonra da oynamayı bıraktım"

Fatih "Neden? Ben boş oldukça odamdan çıkmıyorum, bilgisayardayım hep." "Çok açık ve rezil edici bir cevap. Beceremiyorum" diyerek güldüm. Fatih "Hiç de değil, yapamaman normal bir şey, dene oynamayı sonra beraber oynayalım" dediğin de "Hiç almayayım teşekkür ederim" diyerek ellerimi hayır anlamında ona salladım.

Omuz silkti, "Ya da dur, ben sana LOL'ü sevdireyim sende bana kutu oyunlarını" bıkmışçasına başımı hayır anlamında salladım. Kulaklığımı takacağım sırada Fatih tekrar konuşmaya başladı. Fatih"Dinleme şunu ben burada ne yapacağım?" oflayarak "İyi sende dinle, ben müziksiz yaşayamıyorum" diyerek kulaklığı tamamen çıkardım ve şarkının sözleri kulağımı doldurdu.

Şarkıyı ikimizde sessizce dinlerken elimi yanağıma koyarak denizi izlemeye devam ettim. Yaklaşık yarım saat sonra kalbimin ritmi değiştiğin de kaşlarım çatıldı. "Fatih... benim sakinleştiricimi almadın mı?" Fatih "Almış olmalıyım, neden?" ona dönerek kalbimi gösterdim.

Fatih "Mavi sakin ol, derin bir nefes al. Hem bak bir şey yapmıyorum" dediğinde derin bir nefes aldım. Kalbimdeki acı ve alamadığım nefesler benim panik atak geçirmeme yetecek kadardı, bu da bünyemi olumlu yönde etkilemiyordu.

Fatih "Bak gördün mü? Hiç bir şey yok, sana zarar vermiyorum." diyerek tam yanıma oturdu. Ellerini kucağıma koyarak "Sana zarar veremem, tut ellerimi korkma, güvendesin. Ellerimi hareket ettirmeyeceğim, istersen belimdeki silahımı al, sende dursun."

Gözlerim kararırken aslında Fatih'in bana zarar vermeyeceğini biliyordum. Başımı teknenin demirine vuracağım sırada Fatih ani refleksiyle başımı tuttu. Fatih" Mavi sakin ol, bak yapmıyorum bir şey neyden korkuyorsun?" biliyordum ve beni korkutan nefes alış verişlerimdi, nefes alamıyor, kalbimin acısı organlarımı etkiliyordu.

Akciğerlerim işlevini görmüyor, zihniminde yavaşça karardığını hissedebiliyordum. Fatih" Şöyle yapalım bak her şey zihninden geçiyor, şu an benimle olmadığını düşün. Tamam mı? Mesela denizdesin ama Savaş'lasın, şarkı açmışsınız. Denizi izliyorsun, mutlusun, huzurlusun. Bunları düşün " dediğinde başımı hayır anlamında salladım.

Gecenin Kızı... /TAMAMLANDI/Where stories live. Discover now