29 🔫

544 55 30
                                    

Vücudumun korkudan titrediğini, bir an için başımın döndüğünü sandım. Kalbimin korkuyla göğüs kafesimin içinde can çekiştiğini hissediyordum.

Mehmet"Peki ya seni bunca zamandır izliyorsa? Fatih'i ayakta uyuturken benimle iş birliği yapıyorsa?" anlık öfkem korkumu es geçti." SAÇMALAMA!" bağırışım hem boğazımı acıtmış, hemde depoda sesimin yankılanmasını sağlamıştı.

" Onu ben öldürdüm, alnından vurdum. Emindim öldü o..." Deniz'ie döndüm, bana değilde Mehmet'e bakıyordu. Gözlerindeki duygu yoksunluğunun içindeki karmaşa, öfke ve kini görüyordum. Bunu sadece kendimin gördüğüne emindim.

Deniz sakin duruşunu hiç bozmadan "Benim yanımda nasıl bu kadar cesaretlisin Mehmet? Mavi'yi korkutmaya, aklını karıştırmaya ne hakkın var?" ona doğru yaklaştı. Mehmet'in yorgunluğunun sebebini kan kaybından anlıyordum. Ben ayaklarına sıkmama rağmen hâlâ nasıl Fatih olamadığına şaşıyordum.

Deniz'in sakin ama kendinden emin ses tonu Mehmet'in kafasını karıştırıyordu, Mehmet"Peki sen benim kaç kişinin ölümüne sebep olduğumu, Mavi'ye yaptığım-" Deniz öfkeyle sözünü kesti. "Peki senin adamlarını tek tek indiren, senin tüm planlarını bozguna uğratmanı sağlayan, senin korkudan ve kıskançlıktan kudurduğun kişinin ben olduğumu söylersem ne olacak? Mehmet, ben hayaletim. Senden daha güçlüyüm, Ali Kutsi ile yaptığın iş birliklerinden Fatih'in en yakın arkadaşın Samet'in seninle iş çevirerek Fatih'i bitirme planlarınıza kadar biliyorum. Uzun zamandır susuyordum ama anlaşılan kendimi hatırlatmam gerekecek" dediğinde

Mehmet'in korkudan renginin atışını gördüm, titrediğini görebiliyordum. Gözlerim yandığında derin bir nefes aldım, ağlamayacağım... Mehmet katilinin yanında asla!

Mehmet"S-sen... Bu kadar şeyi bilemezsin" dediğinde Deniz"Biliyorum, hatta şunu söyleyeyim Mehmet, Mavi'yi de alıp iyileşmesi için elimden geleni yapacağım, bu kız senin karşına hiç olmadığı kadar güçlü, hiç olmadığı kadar korkusuz çıkacak çünkü artık Gecenin Kızı devri bitmiş, Deniz'in Kızı devri başladı" diyerek deponun gözükmeyen kısmından bir koruma çıktı, hani hepsi çıkmıştı?

"Al bunu götür, etlerini liğme liğme ettiğinden de emin olduktan sonra Fatih'in ailesinin evinin önüne bırakın" diyerek depodan çıktı. Mehmet'in gözleri bana kilitlendi, "Fazla cesur" dediğinde öfkeli bir soluk alarak bende depodan çıktım.

Deniz arabanın içinde ilaç içiyordu, bandanamı açtı, yavaşça okşayarak gülümser gibi oldu, sakinleşmeye çalışıyordu, bandanamı tekrar bileğine dolarken bende görmemiş gibi yaparak hızlıca yanına oturdum. Kapıyı sertçe çekerken Deniz"Elinde kalmadıysa tekrar yap, hiç çekinme" dediğinde "Henüz kalmadı! Kıramadım!"

Kalp atışlarım istemsizce normaldi, Mehmet'in yanındayken korkmuş ve gerilmiştim ama bu hiç eskisi gibi olmamıştı. Deniz homurdanarak arabayı çalıştırdı, sahile doğru sürdüğünü gördüğümde ses çıkarmadım.

Sinirlerini koşarak, denizi izleyerek, şarkıyla bir yerlerde gezinerek dağıtıyordu. Hızlı sürdüğü arabayı ani frenle durdurmasıyla kafam öne doğru çarpacakken eli son anda kafamı cama vurmamı engelledi.

"Başbelasısın!" dediğinde "Dengesizsin!" diyerek elini ittim. Arabadan indi, elindeki kulaklığı fark ettim, ne ara nereden almıştı?

Ses çıkarmadım, bende arabadan indim. O sinirli olduğu kadar bende sinirliydim! Benim adıma kararlar almış ama bana demeye tenezzül etmemişti!

Öfkeli bir soluk aldım, Mehmet beni delirtmemişti ama Deniz delirtecekti. Ayaklarımı yere vura vura kayalıklara doğru yol aldım. Deniz'in geldiğini de biliyordum, kayalıklara oturduğumda çok geçmeden yanıma oturdu.

Dizlerimi kendime çekip başımı da dizlerimin üstüne koydum. Derin nefesler alırken

Deniz"Bundan sonra denize geldiğimizde, yan yanaysak eğer şarkı dinleyeceğiz, aynı kulaklıktan. Her zamanki gibi" kabul edercesine bir mırıltı çıkardım

Başımı kaldırmamla Deniz kulaklığın tekini uzattı, dudak büzerek ona döndüm. Sinirliydim ben sana, neyse.

Kulaklığı alarak kulağıma yerleştirdim ve böylece aramızdan kamyon geçecek mesafe hatrı sayılır bir şekilde kapandı.

Omuzum onun omzuna değiyordu, Deniz"Bayılmadın" dediğinde derin bir nefes alarak "Bayılmadım..." dedim kendimi inandırmak isteyerek, bende şaşkındım. Tamam tedirgin olmuş, sinirlenmiştim ama bu Deniz'in bana kendini hatırlatmasına kadardı, uzun zaman sonra olsa bile hâlâ Deniz'in varlığı bana iyi geliyordu.

Deniz"Neden?" dediğinde ona kısa bir bakış attım, "Bilmiyorum" diyerek denize bakmayı kestim ve gök yüzüne baktım. Deniz"Bence biliyorsun da neyse" dediğinde gülmemek için yanağımın içini ısırdım.

Deniz"Özür dilerim..." derin bir nefes aldı," Tekrar tekrar özür dilerim, giden beş yılımızı telafi etmez. Hatta belki benimle beş yıl önceki gibi bile olmayacaksın, istemeyeceksin yanında ama ben yinede özür dilerim... Gerçekten gitme amacım farklıydı ve ben sana söylersem beni silmen an meselesi" dediğinde sesimi çıkarmasamda onun beni sevdiğini biliyordum.

"Özledim..." dedim zor çıkan sesimle, Deniz'in şokla bana baktığını ani hareketinden anlamıştım. Ben ona hiç bakmayarak gök yüzüne bakmaya devam ederek "Özledim... Seninle olan anılarımızı, eski kafamızı, başımıza küçük belalar açarken Onur Ağabey'in bize yine kızamayıp temizlemesini, seninle her hafta sonu evde bir korku filmi izledikten sonra korkmama yarışı yapmayı, sonra ilk korkanın ceza aldığını, inatla tek kitap alıp senin bana okumanı, kötü biten sonları da kendi kafamızda kurgulamayı, gizlice sen benim t-shirtümü almanı, benimde gizlice senin hırkalarını almamı, inatla seninle yarış yapmayı hatta senin beni uyutmanı, benim seni uyutmamı, Deniz ben seni özledim..." gözlerim dolmuştu.

"Sen gittiğinde başıma gelenleri biliyor musun? Biliyorsun ama demek istiyorum... Annemi(!) buldum, Onur Ağabey'in bir uyuşturucu mafyası olduğunu öğrendim, yıllardır ölü sandığım arkadaşımın aslında ölmediğini, onun babasının bana zorla işkence yaptığını, babamın benim yakınlarımda olduğunu, Mehmet'in beni öldürmek için yaptıkları şeyleri göremedim..." kesik bir nefes aldım. "İlk defa bir erkeğe karşı gücüm yetmedi ve o sırada kimse yanımda yoktu, o beni eski anılarıma götürerek travma bıraktı. Hastalığım ortaya çıktı ve biliyor musun kimseye hesap soramadım, neden diyemedim. Ben çoğu kişinin yapmayacağı şeyi yaparak kabullendim. Duyduğum gibi sadece kabullendim. Kabullenerek Türkiye'den uzaklaştım, Belçika'ya gittim. Babam her gün çikolata alıyordu" dedim gülümseyerek "En önemlisi artık Kenan Ağabey ve Nehir Abla demiyor, anne baba diyordum. Ben orada bir düzen kurdum. Hemde çok mutlu olacağım bir düzen... Sonra buraya gelmem gerekti, bir adam birisinin beni istediğini söyleyip durdu, buraya gelmemle evim basıldı, burada nefes alamadım, tekrar kaçacakken bu sefer arabamız patladı. Babam yanımdaydı!" kesik bir nefes aldım. "Deniz ben hayatımda sadece iki kere kaçtım, birisi yetimhaneden kaçmaktı, diğeri ise Belçika 'ya gitmekti, ben bu düzenden bıktım. Öldürmekten bıktım, savaşmaktan bıktım, güçlü durmaktan bıktım... Hayata bir kere geliyoruz ve ben böyle bir hayat istemediğim gibi şikayet etmeyi de istemiyorum, kaçmak istiyorum Deniz, izin vermiyorlar. Benim suçum ne?"

Deniz derin bir nefes alarak "İstediğin hayatı yaşayacağına yemin ediyorum" gözyaşlarım onun sesiyle akmaya başlamıştı, bu hep böyle olmuştu. Ben Deniz ve Savaş'a ağlayabiliyordum, Deniz de sadece bana, Deniz beni kendine çekerken yüzümü boynuna yerleştirdim.

Gözyaşlarım durmazken o da saçlarımı okşuyordu, Deniz"Her zaman yanında olacağım... Ben o hatayı bir kere yaptım, bir daha asla yapmayacağım" dediğinde "Söz mü?" dedim iç çekişlerimin arasından Deniz"Ben söylemekten çok hissettirmeyi severim" dediğinde gülümseyerek "Çünkü söyleyenler gidiyor..." ikimiz aynı anda cümleyi tamamladığımızda gülümsedim.

Deniz"Sulugöz" dediğinde karnına yumruk atarak geri çekildim. Boynu ıslanmıştı ama onun sıkıntı yapmadığını bildiğimden ses çıkarmıyordum. Deniz"Acıyor, acıyor" dediğinde göz devirerek "Beter ol" dedim ve yüzümü sildim.

Gecenin Kızı... /TAMAMLANDI/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin