Müttefikler Savaşı

98 6 2
                                    

Amere ovası baharın gelişiyle yeşermişti. Bozkır bitkileri yavaş yavaş büyürken gelincikler ovanın bir kısmını turuncuya boyamıştı. Güneşli bir günün ortasında gelincikler ezerek dörtnala giden bir atlı belirmişti. Arkasındaki toprağı havaya kaldırarak tozlu bir iz bırakıyordu kendine. Doğruca Amere köyünün yanındaki ormana gidiyordu. Ormanın önündeki alana kurulan ordugahı siyah sancaklar ve ordu çadırları süslüyordu. Sancaksız beyaz çadırlar da az sayıda değildi. Komutan Barnes Svadya birlikleri ile geleli 1 gün olmuştu. Svadya birlikleri çadırlarına sancak asmamışlardı emir gereği. Merkezdeki üç çadırın birleştiği büyük çadıra gelmişti atlı. Atından inmiş ve muhafızlar eşliğinde çadıra girmişti. Ovayı temsilen ceylan derisinden haritayı inceleyen Vasilyon atlının getirdiği haberi merak ediyordu. Süvari şövalyeye selam vererek kılıcıyla dizinin üstüne çökmüştü. Kafasını kaldırarak:
-Efendi Vasilyon. Emriniz üzere Reindi civarında devriye gezdim ve Yafes'in ordusunu gözlemledim. Bu gece ovaya ulaşmış olurlar. Tam sayılarını belirleyemedim ama 30.000'den fazla olduğu kesin." demişti. Raporu dinleyen Vasilyon arkasındaki masanın etrafında toplanan komutanlara dönmüş: -Komutan Lypeus, Veagir birlikleri buraya ne zaman gelecekler? Muhtemelen yarın sabah çatışma başlamış olacaktır." diye sormuştu. Yaşlı ve sakallı komutan sol eli kılıcının kabzasındayken diğer eli de masadaydı. Haritayı incelerken kendisine seslenen Vasilyon'a bakarak:
-En geç yarın sabaha burada olacaklardır efendim. Dramug kalesinden beraber yola çıktık ve önden buraya geldim. Tilbaut kalesini çoktan geçmişlerdir." demişti.

Yafes ve ordusu Narra'dan sabah yola çıkmışlardı. Uhhun platosunun eteklerini geçiyorlardı. Yafes sağında Mareşal Alayen, solunda ise Muhafız Başı Praes ile ordunun en önünde at sürüyordu. Yavaş yavaş ilerleyen ordu plana göre akşama Amere civarına varacaktı. Alayen'e gelen bir haberci bir şeyler söylemiş ve süvarilerin arasına katılmıştı. Atını hızlandırarak Yafes'in yanına gelmiş ve:
-Majesteleri. Sarranidler de destek talebimizi reddettmiş." demişti. Yafes:
-Demek onlar da reddetti ha. Hakim'in dostumuz olduğunu sanmıştım. Bir neden belirtmişler mi peki?" diye sormuştu. Alayen:
-Resmi bir neden sunmamışlar ama Shariz'de bir felaket olduğunu duymuş yolda gelirken." diyerek Yafes'in merakını uyandırmıştı. Alayen'e bakarak:
-Nasıl bir felaket? Rodoklar mı yoksa?" demişti. Alayen cevaben:
-Tam olarak bilmiyorum ancak Hakim'in öldüğü ve Shariz'in yerle bir olduğu söyleniyormuş." demişti. Önlerindeki uçsuz bucaksız araziye bakan Yafes bir yandan ne olabilir diye düşünürken bir yandan da savaş hakkında düşünüyordu. Casuslarına ve Esfadon'un hatırasında okuduklarına göre neredeyse 200 yaşında bir şövalye ile savaşacaktı. Çok iyi strateji oluşturmalıydı.

Gökyüzünde aheste aheste süzülen bir kartal çölü izliyordu. Kendisine bir av arıyor gibiydi. Çölde ilerledikçe boru sesleri kum tepelerini inletiyordu. Shariz şehri tozdan ve dumandan görünmüyordu adeta. Bir kısmı yıkılan şehir surundan saraya gidildikçe yıkılan evler, dükkanlar, kaçışanlar görünüyordu. Muhafızlar ve askerler dört bir yanda koşuşturarak yaralılara yardım etmeye çalışıyordu. Sarayın ise iki kulesi yıkılmış, ana kale'nin ise bir kısmı çökmüştü. Yardım çığlıklarına karşılık vermek için seferber olan halk çan sesleri ile irkilmişti. "Sultan öldü" diye bağırarak sokaklarda koşuşturan muhafızlar sokaklara dağılmıştı. Deprem şehri harabeye çevirmiş gibiydi. Saray da dahil sağlam olan yer neredeyse kalmamıştı. Surların bile bir bölümü yıkılmıştı. Şehir kapısında bekleyen muhafızlardan biri:
-İşte şimdi bittik. Sultan ölmüş diyorlar. Bu nasıl bir felaket böyle. Hemen tüm krallığa haber vermeliyiz." demişti. Diğer muhafız:
-Boş versene. Biz ulak değiliz. Halka yardım etmek gerek. Şuraya bak sağlam bir ev kalmamış." diyerek kapıdan içeriyi göstermişti. Şehirden dörtnala çıkan atlılar kalelere ve şehirlere haber vermek için yol alıyordu. Kışlasından çıkan asker ise şehre dağılmıştı. Emir Amdar handa yakalandığı depremde kendini dışarı atmıştı. Muhafızlarla birlikte saraya Sultanı aramaya gitmişti.

Mount & Blade : WARBAND (DÜZENLEMEDE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin