Yeni Kalradya İmparatorluğu

344 31 0
                                    

Asugan kalesi surlarında vuruşma başlamıştı. Askerler ölümüne çarpışıyor, her türlü silah kullanılıyordu. Arbalet okları ve normal oklar havada uçuşuyor hatta birbirine çarpan dahi oluyordu. Garnizon askerleri ani başlayan saldırıya hazırlıksız yakalandığı için kayıpları gitgide artıyordu. Ayrıca kale komutanı tüm emir komuta zincirini kaybetmişti. Yafes ise askerlerinin yanında gürzünü sallıyor, Memluklerle beraber düşmanı eziyordu. 8 kule bulunan dış kaleye girmek kolay olmuştu. Kale avlusu giderek meydan savaşına dönerken surların üstünü kaybeden garnizon askerleri iç kaleye ve avluya çekilmişti . Ancak asıl mesele iç kale idi. Avludaki savaş acımasız bir alırken Yafes surun dışına, aşağıya inerek kale kapısını kırmaya başlamıştı. "İtin hadi!" diye bağırarak askerleriyle beraber ittiriyordu. Kapı büyük bir çatırtıyla kırılırken Yafes'in önderliğindeki kalan askerler avluya girmişti. 

Avluya akın akın gelen düşmanı gören garnizon kuvvetleri birkaç kişiyi dışarıda bırakarak tamamen iç kaleye çekilmişti. Dış kapıdan daha sağlam iç kapı için koçbaşının getirilmesini emretmişti Yafes. Koçbaşı yavaşça getirilirken birkaç hücum ve bastırma girişimi başarısız olmuştu. Koçbaşı geldiğinde herkes yüklenmişti. Sürekli çekilip geri itilen ucu sağlamlaştırılmış kütüğü kapıya hızla çarpan askerler sarsılıyorlar ama denemeye devam ediyordu. Koçbaşı ile yapılan denemeler sonuç vermiyor ,kapı bir türlü açılmıyordu. Bir eli kınındaki kılıcının kabzasında kapının kırılmasını bekliyordu. Her başarısız denemede askerin morali kırılırken zamanları azalıyordu. Asugan Noyan her an birlikleriyle kaleye gelebilirdi. Kaleden haber gitmiş olma ihtimali de vardı. Yafes bir komutanı yanına çağırarak:
-Komutan elimizdeki tüm gaz yağlarını, yanacak her şeyi kapıya yığalım. Kapı demirle sağlamlaştırılmış ama özü hala tahta."  demişti. Emri alan komutan birkaç askerle kalenin dışındaki ordugaha dönmüştü. 

Yafes askerlerine seslenerek:
-Askerler! Koçbaşını çekin. Başka bir yöntem deneyeceğiz. Çekin hadi!" diye bağırmıştı. Askerler kilolarca ağırlıktaki oynar kütüğü çekerken görevli komutan yanındaki askerlerle kırık kale kapısından girmişti. Kucaklarındaki gaz yağı dolu küpleri kapının önüne getirdiklerinde Yafes'in "Dökün" emriyle küpler devrilmişti. Kapıya dökülen gaz lambası yağına bakan Yafes  duvara sabitlenmiş bir meşaleyi yerinden sökmüştü. Yavaş yavaş yürüyerek iç kale kapısına gelmiş doğruca kapıya atmıştı. Kızıl ateş tüm kapıyı sararken askerler birkaç adım geri çekilmişti. 1 saat boyunca yanan kapı kül olmuş, üstündeki demir güçlendirme parçaları teker teker yere düşerken çatırdama sesleri gelmeye başlamıştı. İçerideki askerlerden bazıları içeri sızan dumandan zehirlenmişti. Ateş sönmeye yaklaştığında ağır zırhlı Memlukler gürzleri ile iyice zayıflayan kapıyı parçalamaya başlamıştı.

İçeriden ok atışları ile birkaç asker yere düşerken kapı açılmış ve koridorlarda savaş kaldığı yerden devam ediyordu. İç kaleye girmeyi başaran askerler içeridekileri kılıçtan geçirmiş, kalenin koridorları kızıla boyanmıştı. Kılıcını çeken Yafes yavaş yavaş cesetlerle dolu kırmızı koridorlardan geçmişti.  Yan koridorlardan gelen iki düşmanın göğsüne kılıcı saplamıştı. En sonunda lordun salonuna varmıştı. Burada kalan 15-20 muhafız da kısa sürede indirildikten sonra kale ele geçirilmiş ve Yafes ilk toprağına sahip olmuştu. Alayen'den müjdeli haberi getiren süvari Dugar köyünün direnmeden teslim olduğunu söyletmişti. Kaledeki Asugan Noyan'a ait olan sancaklar atılmış yerine Yafes'in kendi hazırladığı sancak dikilmişti. Sancakta mavi zemin üzerine beyaz bir aslan, aslanın kafasında bir taç işlenmişti. Yeni kurulan krallık için dört bir yana elçi gönderen Yafes, krallığını duyurmuştu. Ulaklar tüm krallıkların başkentlerine doğru yola çıkmıştı. 

Tulga şehrine doğru giden ulak kapıdan girdiğinde doğruca saraya yönelmişti. Muhafızlar saray kapısında durduğu ulağın içeri girmesine izin vermemişti. Sadece getirdiği mektubu Han'a iletmek üzere almışlardı. Son savaşları değerlendirmek için lordlarını üstü açık salonuna toplayan Sancar Han kaybettikleri orduyu yeniden kurmak adına konuşuyordu. Sancar:
-Lordlarım. Svadyaya karşı kaybettiğimiz son iki savaşta ve Sarranid çatışmalarımızda çok asker kaybettik. Daha fazla acemi lazım. Yafes denen o lanet kont Unuzdaq'daki tüm planlarımızı alt üst etti. Sınır kalelerimize asker takviyesi de yapmalıyız." demişti. Sözünü bitirdiğinde içeri giren muhafız mektubu Sancar Han'a vermişti. Üstündeki daha önce görmediği mührü kıran kısa ve öz olan mektubu açmış ve hızlıca okumuştu. Bir anda ayağa kalkmış ve lanetler savurarak mektubu Asugan Noyan'a doğru fırlatmıştı. Mektubu okuyan Asugan Noyan da aniden ayağa kalkarak mektubu yırtıp sofraya atmıştı.

Asugan kalesi yavaş yavaş toparlanıyordu. Kale kapısı tamir edilirken surlara yerleşen okçular ve gözcüler görevlerine başlamışlardı. İç kale cesetlerden temizlenirken Yafes kale zindanına inmişti. Zindanda onlarca köylü ve Sarranid askerinin yanında tek kişilik bir hücrede de Lakhem vardı. Yafes onu son gördüğünden beri sanki yıllar geçmişcesine yaşlanmıştı. Hemen kapıyı açtırarak Emir Lakhemi serbest bırakmıştı:
-Emir Lakhem. Sizi son gördüğümden beri çok değişmişsiniz. Keşke başka şartlarda karşılaşsaydık. Buyur ,artık hürsün." demişti. Yafes'in uzattığı eli tutarak ayağa kalkan Lakhem:
-Kılıcın keskin olsun Kont Yafes. Sana özgürlüğümü borçluyum. Umarım bir dahakine daha iyi şartlarda sohbet ederiz." demişti. Yanındaki muhafızı görevlendiren Yafes ona eşlik etmesini istemişti. Zindan kapısından çıkarken Lakhem'e:
-Çölde duyacakların hoşuna gitmezse eğer kapımız sana açık olacaktır Emir Lakhem." demişti.

 Lakhem Sarranid diyarına varınca acı gerçeği öğrenmişti. Sultan Hakim, Kergitlerin pususundan onu mesul tutmuş ve suçlu ilan etmiş, topraklarına el koymuştu. Tüm bunları Sharwa'da Emir Biliya'dan öğrenen Lakhem sinirli bir şekilde kaleden ayrılmış ve gerisin geriye Asugan'a gelmişti. Yafes'in huzuruna çıkarak bağlılık yemini etmiş ve kendini Yafes'e ve krallığına adamıştı. Yafes artık kraldı ve savaşçı mantığının yanında siyasi de düşünmesi gerekirdi. Ancak ilk adım güvenlikti. Kergitler artık aleni bir şekilde düşmanıydı. Saldırılarına tedbir olarak olarak komutan Alayen ve Lord Lakhem'e asker toplama emri vermişti. Genelde karma bir ordu kullanan Yafes krallıkların en iyi birliklerini alıp güçlü bir ordu kurmuştu. Emri de öyle vermişti. Sarranid Memlukler, Rodok arbaletçileri gibi güçlü birlikler toparlanacaktı. Ayrıca Dugar köyünü Lord Lakhem'e vermişti. Kral sıfatıyla köye gelen Yafes imar emri vermiş ve kaleden asker getirerek hem milis gücü oluşturma hem de korumayla görevlendirmişti. Böylece Yafes'den intikam almak isteyenler Dugar köyünü yağmalamaya giriştiğinde karşılarında eğitimli bir milis gücü ve ayrıca askerlerle karşılaşacaktı. Kalradya'da düzen her geçen gün değişirken krallar aldıkları mektubu dikkate almamış, üstlerine gelen çığı es geçmişlerdi. 

Mount & Blade : WARBAND (DÜZENLEMEDE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin