Kilitli Sırlar

106 6 1
                                    

Cenaze töreninin ertesi günüydü. Lordlar yapılacak divan öncesi odalarına çekilmişlerdi. Şehir çok sessizdi. Han bomboş, meydanda herkesi alışverişini sessiz sedasız yapıyordu. Mareşalin ölümü halka da tesir etmişti. Yafes ise odasının terasında sabahlığı ile oturuyordu. Safiya hala uyuyor gibiydi. Regina da hala beşiğinde uyuyordu ya da öyle yapıyordu. Uzaklara, üstü hala karlı tepelere baktıkça kendini iyi hissediyordu. Şehre gelip giden kervanları süzüyordu. Epey oturduktan sonra ayağa kalkmış ve odasına girmişti. Yatağın yanından geçerken ayağının altında bir sertlik hissetmişti. Kaldırdığında Nelag'da bulduğu anahtar olduğunu görmüştü. Gözü hemen üstünde krem rengi bir örtü olan kilitli raf parçasına çevrilmişti. Sadece bir sıra ve bir metreden biraz daha uzun olan raf parçasının üstündeki örtüyü tek hamleyle kaldırmıştı. Örtü aşağıya kayarken elindeki anahtarı kullanıp kullanmamak istemediğini düşünmüştü. Daha sonra içinde Kara Şövalyeler ile ilgili bir şey olup olmadığını merak etmişti. Her ne kadar sakin davransa da intikam istiyordu. Şövalyelerin kökünü kurutmak, onları tarihe gömmek istiyordu. Anahtarın altındaki belgeyi çok incelemişti ama farklı bir şey fark edememişti. Alelade bir belge diye düşünüp çalışma masasına bırakmıştı.

Tüm cesaretini toplayıp anahtarı yuvasına oturtmuş ve çok eski gibi duran bu emanetin kilidini açmıştı. Rafın kenarlarının çok kalın olduğu dikkatini çekmişti. İçi de çok küçüktü. Ciltleri eskimiş 7 tane kitap vardı. "Birleşmiş Uluslar" adı altında 6 devletin kitaplarıydı ya da eski adıyla 6 vilayet. Onun dışında "Kalradya Hatıratım" isimli bir kitap da vardı. Düşündüğünde çok mantıksız gelmişti. Esfadon bu kitapları yazdığında, kütüphanecinin dediğine göre, Kalradya'ya henüz "Ternova" dediklerini biliyordu. Vilayet kitaplarını bırakıp en kalın olan hatırat kitabını almıştı eline. İlk sayfasını açtığında yeni bir harita görmüştü. Ama bilinen Kalradya haritasından farklıydı. Daha fazla şehir ve yerleşilen alan vardı. Karlı topraklara ve çöllerde daha fazla yerleşim alanı var gibi gelmişti. Hemen çalışma masasından şimdiki haritayı alıp karşılaştırmıştı. Aynı yerlerin dışındaki yerleri şimdiki haritada işaretlemişti. Haritayı bırakıp kitabı açtığında Esfadon'un geldiği günler yazıyordu. "Nasıralı İsa'nın doğum haberini aldığımda limanda gelecek denizcileri bekliyordum." diye başlayan epey uzun bir hatırattı. Şaşkınlığı her sayfada artarken çoğu kişinin eksik bilgisi olduğunu anlamıştı. İlerledikçe denizcilerin keşfine kadar 6 asır boyunca beklediğini ve kıtanın yerlileri ile olanları okumuştu. İç savaşlar, isyanlar, felaketler derken epey okuduğunu fark etmişti.

10-15 sayfa okuduktan sonra asıl amacını hatırlayıp epey ileri bir sayfaya atlayıp Şövalyeleri bulmuştu. Okuduğuna göre tarihi 9. yüzyılda başlamıştı. Efendi Şövalye'nin önderliğinde, Esfadon ile yaptığı anlaşma ile 1050'li yıllara kadar hüküm sürmüşlerdi. Ana bir ordugahları olduğunu okumuştu. Nigruma isminde bir yerleşim yeri. Hemen eline eski haritayı alarak incelemişce Saren köyü ile Yalibe köyü arasındaki dev ormanın içinde olduğunu görmüştü. İlerideki olayları okuyacakken Komutan Rolf kapıyı tıklatmıştı. Yafes hemen kitabı öylece masasına bırakmış ve kapıyı açmıştı. Rolf:
-Majesteleri. Lordlar salonda sizi bekliyor. Divan için toplandılar." demişti. Yafes:
-Pekala. Hemen geliyorum. Lonca Başkanı ve Kütüphaneci Gildor'u da çağırın." diyerek yollamış ve kapıyı kapatmıştı. Şövalyelerin yeniden oraya toplanacağını düşünmüştü. Hemen bölgeye bir devriye gönderecekti. Bunları düşünürken üstünü giyiyordu. Kemerini takarken arkadan birinin sarıldığını hissetmişti. Safiya:
-Günaydın canım. Erken uyanmışsın bugün. Divana mı? " diye sorarken yanağına da bir öpücük kondurmuştu. Yafes arkasını dönüp pelerinini takan kraliçesinin ellerinden tutup:
-Sana da günaydın kraliçem. Evet divana gidiyorum. Rahatsız olmaman için uğraştım ama sanırım başarısız oldum." demişti gülümseyerek. Safiya da gülerken kapının tekrar çalınması ile irkilmişlerdi. Yafes elinden öptüğü kraliçesine:
-Meraklanma. Her şeyi halledeceğim. Bana güven." demiş ve yastığın üstündeki tacını takarak odadan çıkmıştı.

Üstü açık salona indiğinde tüm lordlar ayakta onu bekliyordu. Emrettiği gibi Lonca Başkanı ve Kütüphaneci de gelmişti. Sakince yürüyerek masanın en ucundaki büyük sandalyeye oturmuştu. Ellerini iki yana açarak:
-Buyurunuz Lordlarım. Oturunuz." demişti. Lordların oturması ile hizmetçiler servisleri yaparak çıkmışlardı. Akabinde muhafızlar da dışarı çıkmıştı. Yafes kadehini kaldırmış ve "Kalradya'ya" diyerek içmişlerdi. Yafes:
-Krallığımızın yüce Lordları. Hepinizi burada görmekten mutluluk duyuyor ve teşekkür ediyorum. Son olayları konuşmak için toplandığımız divanımızı açıyorum." diyerek divanı başlatmıştı. Lordların hepsinden bölgeleri hakkındaki raporları dinledikten sonra kendi söz alarak :
-Lordlarım malumunuz geçtiğimiz günlerde vahim bir olay yaşadık. Yola çıktığım günden beridir yoldaşım, lordum, akrabam ve mareşalimiz olan Lord Lakhem'i kaybettik. Ancak kanı yerde kalmayacak. Her şeye rağmen devletimiz hala ayaktadır. Ve yeni bir mareşal de gereklidir. Lord Alayen lütfen ayağa kalkınız." dedikten sonra ayağa kalkmıştı. Elinde mareşallik mührü ve yüzüğü vardı. Üstüne çapraz şekilde kılıç ve ok işlenmiş yüzüğü Alayen'in parmağına takmış, diğer elindeki mührü de avucunun içine koyarak parmaklarını kapatmış ve omuzlarından tutmuştu.
-Lord Alayen. Sizi Kalradya Krallığın mareşali ilan ediyorum. Göreviniz hayırlı olsun. Komiser Miles size her türlü desteği ve bilgiyi sağlayacaktır." demişti.

Lord Alayen:
-Bu mühre ve yüzüğe layık olmaya çalışacağım majesteleri. Beni onurlandırdınız." demiş ve geri sandalyesine oturmuştu. Yafes Gildor'a dönerek:
-Daha önce Nigruma diye bir yer duydunuz mu Gildor Efendi?" diye sormuştu. Yaşlı Kütüphaneci Gildor beyninde bir şeyi ararcasına bir yüz ifadesi takınmış ve sonunda:
-Çok çok eski haritalarda görmüştüm majesteleri. Ama epey önceydi. 40 yıldır duymadım." demişti. Yafes:
-Ben de bugün gördüm. Lordlarım sağlam bir kaynaktan edindiğim bilgiye göre Kara Şövalyeler daha önce bu yeri üs olarak kullanmışlar. Şu anda da kullanmaları olası gibi. Yalibe ve Saren arasındaki ormanın içinde veya günümüzde kenarında da olabilir. Komiser Miles ve Mareşal Alayen. Acil bir keşif ekibi oluşturun. Bölgeyi tetkik etsin. Ancak şöyle bir sorun var; bölge bizim hükmümüz altında değil. Bu birlik bir kervan kisvesi altında işini halletmeli." demişti. Alayen:
-En kısa sürede halledeceğiz majesteleri. 50 kişilik bir birlik yeterli olacaktır sanırım. Komiser Miles becerikli 50 kadar muhafızı bize ayarlayacaktır." demişti. Komiser Miles da onaylarcasına başını sallamıştı. Yafes:
-Barış dönemi sona erdi artık. Kışlalar boşalsın, kılıçlar bilensin, okların ucu sivriltilsin. Vekil Baheshtur, diğer krallıklara bu tehlikeye karşı birleşmemiz gerektiğini söyleyin. Şövalyeleri bu diyardan sonsuza kadar süreceğiz." diyerek kemerindeki hançeri çekerek masaya bırakmıştı. Lordlar kralın kalkması ile ayağa kalkmıştı. Yafes odadan yanına Rolf'ü de alarak çıkmıştı. Yafes odasına çıkarken Rolf'e:
-Komutan Rolf. Senin de bu birliğe katılmanı istiyorum. Birliğin başında sen ol. Gözünü dört açmalısın." diyerek merdivenlerden yukarı çıkmıştı.

Mount & Blade : WARBAND (DÜZENLEMEDE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin