Khudan'da Beş Kule

221 24 4
                                    

Kuşatma günü artık gelmişti. Khudan şehri savunmaya hazırdı ancak yine de tedbiri elden bırakmamak için çaba gösteriyorlardı. Yafes'in emriyle ok atışları başlamış, piyadeler merdivenleri dayamak için hızlı adımlarla sur dibine doğru gidiyorlardı. Yürüyen kule ise sağında üç, solunda üç askerin ittirmesi ile hareket ediyor yavaş da olsa sura yaklaşıyordu. Öte yandan üstüne tahtadan bir çatı yapılan koçbaşı okçuların ve mancınıkların atışı esnasınds şehrin ana kapısına getirilmişti. Kapıya vuruş sesleri surların arkasından duyuluyor, askerler kapıyı zor zaptediyordu. Koçbaşı vurdukça kapı dayanıklılığını kaybediyor tahta parçaların çıktığı görülüyordu. Düşman tarafın ok atışı ise yoğun bir şekilde hissediliyordu. Piyadelerin kalkanları oktan görükmüyor bazılarının ise süzgeç gibi oluyordu.

İlk saldırıda bir netice alınamamıştı. Ancak geceleyin mancınık atışları devam etmiş, düşmana göz açtırılmamıştı. Ertesi sabah hızlıca uyanıp hazırlanan ordu kuşatmaya devam etmişti. Savaşın gidişatı pek iyi gözükmüyordu. Askerler şehre girene kadar çok kayıp verilecek ve belkide şehre hiç girilemeyeceğini düşünüyordu. Yinede ordusunun yanında kılıç sallamayı bekliyordu. Kapının kırılması an meselesi idi. Koçbaşının vuruşları derinden hissediliyor, askerler kapıyı tutmakta zorlanıyordu. Kapıdan gelen çatırdama sesleri kapının fazla dayanamayacağını işaret ediyordu. Bu yüzden Yafes kapıya yüklenin diye emir verdi. Hemen merdivenden çıkmaya çalışanlar kapıya doğru giderek ittirmeye başladı. Bir iki derken beşinci denemenin ardından kapı kırılmış, Yafes'in ordusu içeri dalmıştı. Savaş kapıds yoğunlaşmıştı. Yafes ise korumaları işe beraber saldırıya geçmiş kılıç sallıyordu. Ancak fazla kalamamıştı çünkü omzundaki yara henüz tam iyileşmemişti. Ağrısı başlayınca 2 korumasıyla geri çekilmişti. Kalan herkes ise savaşa devam ediyor ölümüne çarpışıyordu.

İkinci gün bitmek üzereydi ancak henüz bir sonuç alınamamıştı. Bu gidişle savaş gece de devam edecekti. Askerler yorulmuş da olsa ancak kalenin beş kulesi alınabilmişti. Taarruz üstüne taarruz yapılıyor ama düşman savunmasını bir türlü yaramıyordu. Altıncı kulenin kuşatmasında çok kayıp verilmiş bunun üzerine beşinci kuleye çekilinmişti. Öbür yandan şehre girilmek için çaba sarf ediliyor ancak kayıplar gittikçe artıyordu. Yafes umudunu her geçen saat yitiriyor sargıdaki koluna bakmadan kılıcını yere saplayıp saplayıp çıkarıyordu.

Tepenin üstünden bir asker koşa koşa Kral Yafes'in yanına gelmiş :
-Kral hazretleri felaket üstüne felaket geliyor, felaket üstüne felaket geliyor" diyordu.
Kral Yafes :
- Söylesene be asker noldu? Ne felaketi geliyor? " diyerek çıkışmış. Asker:
- Nelag kalesinden başlayan kar fırtınası buraya, Khudan' a doğru geliyor. Tahminimce 6 saate buraya gelir. Ne yapacağız Kralım?" demiş ve vahim bir durumun haberini vermişti.
Kral Yafes ne yapacağını kestirmek için Mareşal Lord Lakhem'i çağırmıştı. Hemen strateji üzerine konuşmaya başlanmış ve en nihai kararın geri çekilmek olduğuna karar verilmişti. İlk etapta beş kule sonra ise dış kalenin surları terk edilecek sonra ise ordu hemen toparlanıp kamp kuracak ve fırtına atlatılmaya çalışılacaktı. Ancak planın bir küçük kısmı fırtınadan sonra kuşatmaya devam edilmesi olmuştu. Lakhem şiddetle karşı çıksa da Kral Yafes yenilmiş bir vaziyette Tulga'ya dönmek istemiyordu.

Mount & Blade : WARBAND (DÜZENLEMEDE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin