49

271 28 8
                                    

Jungkook POV

Sabah babamla kahvaltı ederken bir taraftan sosyal medyadan gelen bildirimleri inceliyordum. Bir önceki geceden bir çok fotoğrafa etiketlenmiştim, muhtemelen bir sürü insan annemin ölümünün ve biten evliliğimin yasını yeterince tutmadığımı düşünerek eleştirecekti bu fotoğraflara bakıp.

Hesabımı gizlemeye karar verdim, sonrasında da etiketlendiğim fotoğraflardan etiketleri kaldırmaya başladım.


Kim Yerim

Bu akşam görüşelim mi müsaitsen?


Mesajı görmezden geldim, Yeri, lisedeki kız arkadaşım...

İnsanın bir dönem deli gibi aşık olduğu insanı görünce hiçbir şey hissetmemesi ne kadar da tuhafmış. Gece birlikte otururken gözlerine, dudaklarına uzun uzun bakmıştım, ben bu kıza aşıktım diye içimden defalarca tekrarlayarak üstelik...

Pubın çıkışında tam yanından ayrılırken dudaklarına ufak bir öpücükle dokundum, eskiden hissettiğim hisleri kalbimde, zihnimde canlandırabilirim belki diye, ama o kadar yabancı geldi ki, hatta yabancıdan ziyade soğuk, bir cesetle öpüşmek gibiydi, üstelik ceset olan da bendim.

Dudaklarımı geri çekerken mırıldandım, "Özür dilerim..."

Arkasından Yeri ayak uçlarına basarak yükseldi, elleriyle yüzümü kavrayarak beni öptü. Kilitlediğim dudaklarımı ondan kaçırırken, kaba olmamaya özen göstererek hafifçe omuzlarından ittim ve tekrar aynı cümleyi kurdum, "Özür dilerim..."

Bir kaç kişi o yakınlaşmamızı görmüştü, umursamıyordum. Ne düşünürlerse düşünsünler, benim tek istediğim ne hissettiğimi anlamaya çalışmaktı o an.

Fotoğrafları tek tek profilimden uzaklaştırdıktan sonra Sana'nın sosyal medya hesabını açtım, henüz engellenmemiştim, ayrılmıştık ancak sosyal medyadan silecek fotoğraflarımız bile yoktu. Sözde balayında çekilmiş gibi gösterdiği tek başına olan fotoğraflara baktım. Tek kare bir fotoğrafımız bile yoktu, şaka gibi...

Düğün fotoğraflarımız aklıma geldi, öyle ya birlikte bir gün geçirmiştik sabahtan akşama kadar düğün fotoğrafçısıyla, yüzlerde fotoğraf olmalıydı bir yerlerde, hatta evimizin salonunda vardı, ancak ona bile bir kez bile bakmamıştım.

-Baba sende bizim düğün fotoğraflarımız var mı?

+Nereden çıktı bu?

-Merak ettim.

+Al, buradan bakabilirsin.

Babam içeri gidip elinde annemin tabletiyle dönmüştü.

+Annenin albümlerinin içinde vardı, ziyarete gelen arkadaşlarına gösteriyordu.

Düğün öncesi oldukça ünlü bir fotoğrafçıyla anlaşmıştık, üç farklı mekanda çekim yapılacaktı, ama benim huysuzluğum, Sana'nın mutsuzluğu sebebiyle gitmemiz gereken yerlere gitmeyip çoğunu tek bir mekanda çekilmiştik.

Yüzümde hep o aptal, kibirli ifade, "Lanet olsun Jungkook, surata bak, yanındakinin kıymetini bilmeyerek iyi bok yedin. Gerizekalı herif" diye söylendim kendi kendime. Babam da yanıma gelmiş fotoğraflara bakıyordu, albüme bakmayı henüz bitirmemişken tableti elimden çekti:

+Oğlum, artık ben dönüyorum Kore'ye, iş hayatına dönme vaktimiz geldi. Takılıp kaldık geçmişe.

-Baba istemiyorum...

Daha öncesinde görmeye alışık olmadığım kirli sakallarını karıştırarak bir süre düşündü. Annemin ölümünden bu yana o da kendisine bakmıyordu.

+Bu şekilde devam edemeyiz. Burası bizim evimiz değil, buraya ait değiliz. Üstelik s.kip attığın bir şirketimiz var.

Babamın küfür etmesine de alışık değildim.

+Ebesini s.ktin şirketin oğlum, yapamayacaksan ne bok yemeye evlendin?

-Baba...Haklısın...Ama lütfen bana zaman tanı...Bir süre burada kalayım.

Sana'nın olmadığı eve dönmek istemiyordum, Tokyo meselesini öğrendiğimden beri Kore fikri canımı sıkıyordu.

Sana POV

Jungkook'a  ulaşıp durumumu söylemeli miydim? Yoksa biraz daha beklemem mi uygun olurdu? Sonuç olarak bir bebeğimiz olacaktı.

Mesaj bildirim sesi gelmişti, her bildirim sesinde Jungkook'un numaramı bularak bana mesaj atmış olmasını umarak heyecanla telefonu elime alıyordum. Bilmediğim numarayı ekranda görünce kalbimin hızlanmasına engel olamadan hızla açtım, "Nolur Tanrım o olsun!"

Bir fotoğraf...

Bir pubda çekilmiş, kalabalık bir masada Jungkook, yanında tanıdığım bir yüz...

"Yeri..."
Fotoğrafı yollayan numaraya mesaj attım hemen

Kimsiniz?

Fotoğrafı yaklaştırdım, eski iki sevgilinin omuzları birbirlerine değiyordu. Kızın başı Jungkook'a doğru yaklaşmış, bir eli ise sıkıca dizini tutuyordu, sahiplenircesine.

Derin bir nefes aldım.

Fotoğrafı yollayan kişi cevap vermemişti. Biraz daha incelediğimde fotoğrafın sosyal medyadan ekran görüntüsüyle alındığını anlamıştım.

Numaramı bilen kimse yoktu...

Ailemden başka.

"Ah halacım, sen ne yapıyorsun?", bu kadın beni delirtecekti, farklı numaradan stalkladığı fotoğraf atmak nasıl saçma bir hareket!

Bir iki dakika içerisinde ekranda halamın adı göründü, muhtemelen nasıl olduğumu soracaktı.

-Alo, hala!

+Kızım nasılsın?

-İyiyim sen?

+Sesin biraz kötü geliyor canını bir şey sıkmadı umarım

-Yooo, dışardayım, alışveriş yapayım dedim, bebek mağazalarına bakıyorum.

+...

-Halacım? Sesin gelmiyor!

+Buradayım, sen iyisin yani, geleyim mi yanına?

-Olur.  Gel bir şeyler de yiyelim.

Halama istediği tepkiyi vermeyecektim, tekrardan bana yolladığı fotoğrafa baktım, Jungkook zoraki olarak gülümsemişti. Bu gülümsemeyi tanıyorum, düğün albümümüzde bol bol vardı... Orada mutlu değildi.

Bana hala aşık olduğuna inanmak istiyordum.

Aşık değilse bile ben bu çocuğu doğuracaktım, onunla veya yalnız...

Planlanmış Evlilik (J.J.K. x Sana) SAKOOKWhere stories live. Discover now