36

434 50 9
                                    

Sana POV
Eve geldiğimizde yemek salonda hazırlanmıştı. Çalışanlar haricinde sadece ikimiz vardık. Sessiz bir şekilde yemek yedik. Evliliğimizin sözde yeni ilk günü çok daha farklı olacaktı, daha da kötü olmuştuk.

-Bizi yalnız bırakabilir misiniz?

Jungkook çalışanlara sakince komut vermişti. Çalışanlar emri alarak içeri geçtiler.

-Sana benimle konuşmayacak mısın?

Aslında küsme, konuşmama gibi bir planım yoktu. Sadece içimden konuşmak gelmiyordu, daha doğrusu yüzüne bakmak istemiyordum. Yalandan bir gülümsemeyle tabağıma bakarak konuşmaya başladım.

+Ne konuşmak istersin?

-Beni kendinden daha ne kadar uzağa itebilirsin mesela, onu konuşalım.

+Öyle bir şey yapmıyorum. Tek bir şey soracağım, Rose'den ayrıldın mı?

-Hayır.

Nedense bunu içten içe biliyordum ama inkar etmesini beklemiştim, kafamı kaldırıp ona baktığımda artık o bana bakmıyordu.

+Yani ilk günden kurallara uyamadığını mı söylüyorsun.

-Kurallar, kurallar...Hayat kurallara göre hareket etmek için fazla değişken.

+Ne saçmalıyorsun, hayatımda böyle saçma bir bahane duymamıştım. Not alayım ben de ilerde kullanırım. Dün gece, sabah nasıldın, şimdi nasılsın? İnanamıyorum!!!

-Ben yalan söylemiyorum, ayrılıklarda kötü olduğumu söyledim. Ayrılamadım ama ayrılmaya gayret ediyorum.

+Gayret ediyorsun? Nasıl oluyor o?

-Gerçekten karım olsan eminim bundan daha fazla başımın etini yiyemezdin.

Bu kadarı fazlaydı, elimdeki çatal ve bıçağı sertçe tabağa bırakıp ayağa kalktım, odaya ilerledim. Bu adamla daha fazla duramayacaktım.

Elimden tutarak beni durdurdu ve kendine doğru çekti. Eliyle yüzümü kavradı

-Ben gerçekten eşim ol istiyorum, beni böyle kendinden uzak tutma.

Normalde az önce dediği şeylerden dolayı ondan nefret etmem gerekiyordu değil mi? "Ayrılmadım ama gayret ediyorum.", güvenilmez pislik! Yüzü yüzüme iyice yaklaşmış, nefesi yüzüme çarpıyordu. Gözleri gözlerimden dudaklarıma indi.

-En azından sevgilim olamaz mısın? Deneyemez miyiz? Birbirimize şans veremez miyiz?

Sevgilisi olan bir adamla çıkamazdım, bunu söyleyerek onu itme emrini beynim vermişti ama gözlerim onun dudaklarına takıldığı için hemen sonrasında mavi ekran vermiş, bedenim komutları algılayamıyordu.

Kendine gel Sana! Hormonlarını ve midende uçan kelebekleri bir kenara bırakarak mantıklı davran. "Sevgilimden ayrılmadım." diyen birine cevabın kollarında "Oh evet!" demek olmamalı.

Elimi omuzuna koydum, dudaklarımı hafifçe yanaklarına değdirerek kulağına getirdim, fısıltıyla

+Sevgili olabilmemiz için ayrılman lazım. Sonrasında bakarız.

Bunu bu şekilde dediğime inanamıyordum sanırım izlediğim Amerika dizileri işe yaramıştı.

Sonra omuzundaki elimle onu hafifçe ittim.

İçeri geçip üzerimi saklanmaya gerek duymadan yanında çıkarmaya başladım. Artık üzerinde oluşturduğum etkiyi görebiliyordum, kendimden daha emindim.

Odaya girdiğinde kapıyı kapattı, başını hafifçe yana eğerek beni izlemeye başladı.

Üzerimde sadece iç çamaşırlarım kalmıştı, kollarımla hafifçe esnedim.

Gözlerini gözlerimden ayırmadan gömleğinin düğmelerini açmaya başladı, bu nedense beni gereksizce heyecanlandırmaya başlamıştı. Yüzünde yarım bir gülümseme vardı, sakin sakin gömleğinin düğmelerini açıyordu, her açılan düğmeyle daha da geriliyordum. Gömleğini kenara attığında kusursuz fiziğiyle karşımdaydı, uzanıp "gerçek mi?" diye dokunmak istiyordum.

Pantolonunu çıkarınca o da yukarı doğru gerindi, gözlerim aşağı inmesin diye gayret ediyordum. "Don't look down challenge"

-Eee şimdi ne olacak?

Ne olacağını bilmiyordum.

-Dur tahmin edeyim, yine benimle oyun oynuyorsun. Beni tahrik etmek hoşuna gidiyor ama bu yaptığın tehlikeli farkındasın değil mi?

Başımı tedirgince evet anlamında salladım. Seks bilmediğim ve tedirgin olduğum bir alandı, izlediğim çoğu filmde her şey buraya kadar gösteriliyordu, sonrasında ya ekran kararıyordu ya da ben atlıyordum. Taehyung'la cesaret etmiş olsaydım eminim kendimden daha emin olabilirdim.

-Bana gerçekten güvendiğin zaman ben de bu oyunu devam ettireceğim. Gerçekten eşim olduğun zaman.

+Olacak mıyız? Gerçekten?

-Olmak istiyor musun? Ben senden ayrılmak istemiyorum. Sen?

+İstemiyorum.

Jungkook yakınıma gelerek beni kendine doğru çekti, şaşkınlıkla aralanan dudaklarımı tutkuyla öpmeye başladı. Tüm bedenimi ona teslim ettim.

-Şu an durmazsam hiç duramam.

Durmasın istiyordum zaten. O gözlerimin içine soru soran gözlerle bakıyordu.

+Duralım.

Vücudu hala vücuduma temas ediyordu, ayrılmak istemiyordu ama dudaklarından "Haklısın durmalıyız." kelimeleri dökülmüştü.

-Önce çıkalım ya! Benimle çıkar mısın? Yarın?
+Evet, sanırım akşam müsaitim.

Planlanmış Evlilik (J.J.K. x Sana) SAKOOKWhere stories live. Discover now