41

359 42 9
                                    

Jungkook POV

Sana izinliydi, sabah telefonla konuşmuştuk, bugün babasının taramaları yapılacak ertesi gün de ameliyata girecekti.

Ben de işten erken çıktım. Öncesinde annemi aradım, sesi çok zayıf geliyordu ama onu aradığım için sevinmişti. Onu çok sevdiğim ve önemsediğim halde telefon açma konusunda çok kötüydüm, beni tanımayan biri ilgisiz bir çocuk gibi görebilirdi ama annem böyle şeylere hiç takılmazdı

-Annecim sana bir şey sormak istiyorum. Birisine mesela evlilik teklifi gibi bir şey yapacaksam nasıl bir şey almalıyım?

+Hahah nereden çıktı bu? Bana lütfen evliliğinin iyi gittiğini söyle?

-İyi çok iyi ama ben Sana'yla çok apar topar evlendim, kendim ona hediye seçmedim. Şimdi sanki ilk evlenme teklif ediyormuş gibi bir hediye almak istiyorum.

+Kuzum!! O kadar mutlu oldum ki! Seviyorsunuz birbirinizi değil mi?

-Anne sanırım ben aşık oldum...

+Bak babamın anneme verdiği pırlanta bir broş var kasada ama...

-Hayır önce yüzük vermek istiyorum, bir de sen gelince sen ver olur mu o broşu?

Annemin sesindeki neşe kaybolmamıştı ama sanki ağlayacak gibiydi, sesi kısılarak devam etti

+Oğlum...Gelemezsem eğer... Sen ver istersen.

-Annecim sen geleceksin ve vereceksin tamam mı?

+Tamam oğlum. Ben vereceğim.

Önce evlilik yüzüklerimizi aldığımız dükkana gittim, daha öncesinde ben değil annemler buraya gelmişti, bir çok kız arkadaşım olmuş olmasına rağmen buradan hediye almamıştım, beni tanımıyorlardı ama Sana'nın parmağının ölçüsü orada vardı. Heyecanla yüzüklere göz gezdirdim:

-Şu su damlası gibi olan yüzük. Onu hatırlatıyordu, duru, sade ama kendine hayran bırakan zariflikte...

Tüm bu karmaşanın içerisinde ona evlenme teklif edecek olmam doğru muydu bilmiyorum ama sonuçta evlilik iyi günde kötü günde demekti, bu anında da onun yanında olmalıydım. Sadece teklif için bir kaç gün beklemem daha doğru olacaktı.

Tam çıkıyorken kapıda Rose ile karşılaştım:

-Jungkook?

+Rose.

-Uzaktan kızlar seni gördüklerini söyleyince baştan yanlış gördüklerini düşündüm.

+...

-Hediye mi bakıyordun? Bana mı?

İçerideki satış görevlisiyle göz göze geldim, hiç renk vermeden hafifçe başıyla selam verdi. Bu tarz profesyonel insanları seviyordum, pot kırabilirdi ama kırmadı, muhtemelen bir terslik olduğunu anlamıştı. Kim bilir yılda kaç kez sevgilisine hediye almaya gelen zampara evli erkekler geliyordu, muhtemelen beni de öyle biri sanmıştı.

Rose'nin gözleri elimdeki kutudaydı, ona bakmadan kutuyu ceketimin iç cebine koydum.

-Bir işler çeviriyorsun Kookie, ama kurcalamıyorum. Bir şeyler yiyelim mi?

Muhtemelen ona hediye aldığımı düşünüyordu çünkü yanlış hatırlamıyorsam tanışma yıldönümüze bir kaç hafta kalmıştı.

+Hayır, ben şimdi hastaneye gidiyorum. Sana'nın babası rahatsız.

Köşede bizi izleyen bir çift göz gördüm, tanıdık biriydi ama kim olduğunu çıkaramadım.

-Tamam aşkım görüşürüz o zaman.

Planlanmış Evlilik (J.J.K. x Sana) SAKOOKWhere stories live. Discover now