31

454 41 16
                                    

Sana POV

Jungkook ve Rose'yi odada o şekilde görmek! O an şaşkınlıkla onlara bakmış, özür dileyerek kaçmıştım.

Benim şirketimde, babam onu oğlu gibi gördüğü için emanet ettiği şirketimizde, sevgilisini asistanı olarak getirmiş ve onunla orada sevişiyordu, sevişmek doğru kelime değildi. Sevişme, sevmekten, sevgiden gelmeliydi, onların yaptığı tamamen hayvancaydı, saygısızcaydı...Buna kelimeler vardı ama ben bu kelimeyi zihninden geçirmeye bile utanıyordum.

Ofisimde telefonum çaldı:

" Efendim Bay Jeon sizinle görüşmek istiyor."

Bozuntuya vermeden masadaki kağıtları organize etmeye başlamıştım.

-Sana, ben, ben çok özür dilerim.

+Bakın, ne yaparsanız yapın, ama bunu burda benim babamın şirketinde, babamın vekiliyken, babam hastayken yapamazsınız! Başka biri gelseydi ya? Ya da şunu sorayım asistanınla yediğin haltları sence insanlar farketmiyor mu? Dünyada başka asistan kalmamış gibi onu buraya getirmiş olmana bir şey dedim mi? Evinizde ne yaparsanız yapın, karıştım mı?

-Sana çok haklısın ben, o an nasıl oldu bilmiyorum.

+Jungkook o kız buradan gidecek, ben de babamın istediği gibi yönetime geçeceğim. Bir sonraki yönetim kurulunda gündem olarak getireceğim.

-Tamam tabii, ben istifa edebilirim istersen.

+Hayır, babam çok üzülür... Lanet olsun, bu kadar mı kendinize hakim olamıyorsunuz? Ben çıkıyorum, bu muhabbeti burada bitirelim, akşama da bir arkadaşıma sözüm var.

Arkadaşım dediğim kişi Taehyung'du, henüz ona söylememiştim. Benimle buluşmak için ısrar ediyordu ama ben sürekli geçiştiriyordum, umarım beni geri çevirmez diyerek mesaj attım.

Taehyung, müsait misin? Bu akşam birlikte yemek yiyelim.

Tabii, planım varsa da iptal edebilirim. Kaçta, nerede?

Jungkook'la görüşmeden, çantamı aldığım gibi kendimi dışarı attım. Les Coordonnées'de Taehyung beni bekliyordu:

-Sonunda... Çok zaman oldu görüşmeyeli. Nasılsın?

+Kötüyüm... Çok kötüyüm.

-Noldu?

Karşısına oturur oturmaz ağlamaya başlamıştım.

+Neden seninle görüşmek istedim bilmiyorum, bu evliliğin sahteliğini kimseyle konuşamıyorum. Bir kaç kere birileriyle paylaşmak istedim, ama yapamadım. Çok acınası iğrenç bir durumdayım.

-Sana! Lütfen ağlama ben buradayım. Yanındayım, benimle paylaşabilirsin.

+Babam hasta, iyi değil, belki de hiç iyi olmayacak. Adamın elleriyle inşaa ettiği şirketi bana emanet, ama ben hayatım boyunca bu sorumluluklardan kaçtım. Şimdi her şey Jungkook'ta ama o gerizekalı, asistanı olarak aldığı sevgilisini babamın ona verdiği odada becermekle meşgul.

-Ne? ??? Bu delilik!!! Jungkook napıyor, bu farkedilir ki, yani insanlar anlarsa... Ben... Ben konuşurum onunla.

Ağlamamı durduramıyordum.

+Şu kendimi düşürdüğüm duruma bak, babam bana bu şirketi emanet edebilmek için en iyi şekilde eğitim almamı sağladı. Korkak ben!!! Babamın tek istediği benim mutlu olmamdı. İyi bir hayatım, evliliğim olsun... Tek istediği... Ben ne iyi bir iş kadını olabildim, ne de bir eş. Ne diye girdim ki şu saçma evlilik işine?

Planlanmış Evlilik (J.J.K. x Sana) SAKOOKWhere stories live. Discover now