Sana varlıklı bir ailenin tek kızıdır. Üniversiteyi bitirmiş, sadece hayır işleriyle ilgilenen, kendi halindeki Sana'nın hayatı babasının ve halasının onun için uygun gördüğü Jungkook ile evlenmeye karar vermesiyle değişecektir.
"25 yaşındayım, be...
Eve gelir gelmez kendimi yatağa attım, koltuğa çarşaf serecek gücüm yoktu. Sana zaten uyuyordu, kocaman yatakta ona yaklaşmadan yatabilirdim, üzerimdekileri değiştiremedim, elimden geldiğimce kenara uzandım.
Sabah kalktığımda Sana çoktan kalkmıştı, spordan dönmüş, her zamanki gibi cici bir kız imajıyla giyinmişti.
Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.
Uyandığımı görünce yüzüme bakmadan soğuk bir tonla seslendi:
-Banyo yap istersen, bugün toplantı var, unutma tamamen resmi giyin.
Kahvaltıda her zamanki gibi aşık numarası yapacaktım ama Sana masada bana bakmıyordu:
-Ooo gençler, iyi misiniz?
+Şşşş yorulmuşlar baksana...
-Ahhh gençlik...
Annemle babam çok keyifle gülüyorlardı birbirlerine bakıp, demek ki aşık numarası bile yapmasak onlar mutlulardı, tuhaflığı sezmemişlerdi.
Tam kapıdan çıkacakken Sana beni durdurdu, gözleri yüzümde sonrasında boynumda dolaşmaya başladı.
-Gel buraya...
Kolumdan tutarak odamıza doğru sürükledi. Gözlerindeki ifadeyi tam anlamlandıramasam da birden yaptığı hareketle heyecanlanmıştım.
+Geç kalacağız...Napıyorsun??
Sesim heyecandan çatallanarak çıkmıştı.
-Çıkar üstündeki gömleği!
Bunu söylerken giyinme odasına geçmişti. Şaşkınlığıma rağmen efendisine itaat eden bir köle gibi sorgulamadan beyaz gömleğimi kenara attım. İçeriden elinde siyah boğazlı bir kazakla geldi.
Cümlesini tamamladıktan sonra hızlıca odadan çıktı. Odada yalnız kalınca boynuma bakabildim
Ah Rose, bu izleri bilerek bırakıyorsun...
Sana POV
Sabaha karşı belime dolanan elle irkildim, Jungkook yanıma yatmıştı, kalbim inanılmaz derece hızlı atmaya başladı. Beni iyice kendine doğru çekti ve kafasını saçlarıma doğru gömdü.
Ellerini göğüslerime getirince kaskatı kesildim, bunu yaptığının farkında mıydı?
-Aşkım...
Burnuma inanılmaz ağır, şekerli terle karışmış bir parfüm kokusu geliyordu, tuhaf bir kokuydu, midem bulandı. Kendimi beni hapseden ellerinden kurtardım, yavaşça yatağın öbür kısmına doğru ittim. Beyaz tişörtünde ruj izleri vardı, pantolonu altında değildi, terlemiş, saçları terli bir şekilde kurumuştu. Seks yapmış ve duş bile almamış!!
O keskin koku tekrar burnuma geldi, öğürerek banyoya koştum henüz saat 6 bile değildi ama spor kıyafetlerimi giyip dışarı çıktım.
Geldiğimde hala uyuyordu, odaya giren ışıkla rezilliği daha da ortaya çıkmıştı, belli ki gece domuz gibi terlemiş ve yıkanmadan yatağa girmişti, o kadının izleriyle.
Sevimli bir şekilde gerinerek yatakta doğruldu, tavşan dişlerini göstererek gülümsüyordu.
İki yüzlü pislik, olsa olsa playboy tavşanı olur senden...
-Banyo yap istersen, bugün toplantı var, unutma tamamen resmi giyin.
Banyo yaptıktan sonra yüzüne dahi bakmadım, kahvaltıda rol yapacak halim de yoktu, ne düşünürlerse düşünsün ailesi. Ama tuhaf bir şekilde mutlu görünüyorlardı,biz boşuna mı rol yapıyorduk?
Evden tam çıkacakken Jungkook'a bakmamla ailesinin o imalı mutluluğunun sebebi gördüm.
Sevgilisi sahiplendiği adamı işaretleyerek göndermişti, ne özgüvensiz, ne ergence bir hareket!!!
Boynunda kocaman bir morluk, kadın değil, deniz anası mubarek!!!
Umursamayıp çıksam o işareti benim bıraktığımı sanacaklar, Sana'nın elli tonu muhabbetleri şirkette dolaşacak hem de Yönetim Kurulu toplantısının olduğu gün, babam şirketteyken! Yooo!!! Buna izin veremem!
Koluna yapıştım ve çekerek odamıza götürdüm, o gömlekle olmayacaktı, boğazlı bir şey işimizi görürdü.
Jungkook şaşkınlıkla üzerini çıkarmıştı. Vücuduna baktım, Tanrı bu adama resmen torpil geçmişti, bu kadar heykel gibi olmak zorunda mıydı? Lanet olsun!
Sevgili Rose boş durmamış çocuğun vücuduna da tırnak izlerini geçirmişti. Hani olur da bir izi görmezsem diğerini göreyim diye herhalde...
Mesajını aldım Rose, adam senindir...
Sinirle odadan dışarı çıktım, arabanın yanında beklemeye başladım. Jungkook siyah boğazlı kazağını giyinip gelmişti. Bu kadar yakışıklı olmamasını dilerdim.
Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.
