9

451 39 3
                                    




--Düğün Gününden--

Namjoon POV

Ben Sana hakkındaki hislerimi anlamlandırmaya çalışırken her şey bir anda olup bitmişti, onu kaybetmiştim hem de Jungkook adındaki kibirli bir serseriye.

Jisoo'yu seviyordum yani belki de tanıdığım en güzel kızdı, kız arkadaşım olduğu için kendimi çok şanslı hissetmeliydim ama ilişkimizde bir şeyler eksikti. Baştan Sana'yı sadece arkadaş olarak gördüğümü düşünüyordum, belki de 15 yaşındaki halini bildiğim için şu an olduğu genç kadını farketmem biraz zaman almıştı, ama birlikte vakit geçirdikçe ona bağlanmaya başlamıştım, iş yerinde sürekli gözlerim onu arıyordu, göremediğimde günüm eksik geçiyordu. Hem sevimli hem akıllı hem de eğlenceli bir kızdı, sanki hep sonsuza kadar yanımda benimle olacak gibi geliyordu, sanki hayatında hiç başka bir erkek olmayacak gibi...

Ona karşı bu anlamlandıramadım ilgim Jungkook'un olaya dahil olmasıyla birlikte belirginleşmeye başladı. Baştan sadece onu üzeceğinden korktuğumu düşünerek sinirlendiğime kendimi inandırmaya çalıştım ama onları düğün günü yan yana birbirlerine gülümserken gördüğümde anladım ki derdim o serseriye aşık olma ihtimaline duyduğum korkuydu.

"Senin ufaklık çok mutlu görünüyor" diye fısıldadı Jisoo, "Zavallı ufaklık...".

-Ne demek şimdi o? Niye zavallı olsun?

+Şşşş sessiz ol belli etme.

-Neden öyle dedin?

+(Sorumu duymamış gibi devam ediyordu)Rose'yle konuştum. Benden gelinin fotoğrafını çekmemi istiyor.

-Hala atlatamadı mı ayrılığı?

+Atlatamadı... (kulağıma eğilerek) Çünkü ayrılmadılar.

-Ne??? Hemen Sana'yla konuşmam lazım.

+Dur!!Sakin ol, kızın da haberi varmış.

-Nasıl? Nasıl böyle bir şey olabilir??

+Mantık evliliği işte...Kız biliyor ama susuyor, ben olsam hayatta kaldıramazdım böyle bir şeyi.

Bulunduğum yere kitlenmiştim, Jisoo daha yakından fotoğraf çekebilmek için ön tarafa gitti.

Sana yer yer gülücükler atsa da her durduğu vakit başını öne eğerekten ağlayacak gibi hüzünle bakıyordu. Jungkook denen serserinin keyfi yerindeydi. Yumruklarımı sıkarak ona bakıyordum. Bana kadeh kaldırarak yarım bir gülümsemeyle yanıma geldi:

-Canın sıkkın gibi?

+Benimle değil gelinle ilgilenmek gerekiyor, bak onun canı daha sıkkın görünüyor.

-Merak etme onu sen, onunla ilgilenmesi gereken tek erkek benim.

+İlgilenmen gereken tek kadın da o.

-Sen mi bana ahlak dersi veriyorsun? Bak kız arkadaşın geliyor, sen ona odaklan.

Jisoo-Ooo damat bey, merhaba.

JK-Jisoo, çok güzelsin, her zamanki gibi.

Js-Senden bu övgüleri duymak ne büyük şeref. Sen de çok iyi görünüyorsun ama ne de olsa en mutlu günün, değil mi ama?

Jk-Ne demezsin. (Umursamaz bir tavırla sessizce söylemişti)

Js-(Sesini biraz alçaltarak) Rose şu an depresyonda, hiç iyi görmüyorum onu, lütfen onunla ilgilen. Formalite de olsa evleniyorsun, her kadının kaldırabileceği bir şey değil.

Jk-Şşşş lütfen, burda konuşmayalım. Mantık evliliği, formalite demek doğru kelime değil. Rose tüm bunların olacağını biliyordu.

Js-Aşık olmak böyle bir şey.

Mide bulandırıcı muhabbetlerine girmek istemiyordum, başını eğmiş oturan Sana'ya bakıyordum. Şu an onunla evlenen kişi ben olabilirdim, böyle olası bir evliliğe sıcak baktıklarını Mr Lee dolaylı yoldan bir kaç kez söylemişti.


Gidip bir kadeh daha aldım, bu lanet günü, aptallığımı hakettiği şekilde kutlamalıydım çünkü ayık kafayla tahammül edemiyordum.

Planlanmış Evlilik (J.J.K. x Sana) SAKOOKDonde viven las historias. Descúbrelo ahora