Helen ve Marcus'un Düğünü Vaaaar!!!

8K 443 39
                                    


not: Foto Helen :)) şimdi diyeceksiniz muhteşem gelinlik bu mu?Başka foto bulamadım ya üşendim :P

Da da da dam da da dara da da... Bu sesler sarayın salonunu doldururken Helen abisinin kolunda tüm güzelliğiyle salona giriyordu. Tüm gözler sarayın yeni gelinindeydi. Helen heyecanını saklamayı fazlasıyla güzel becerirken Marcus'un gözleri onun üzerinden bir an olsun ayrılmıyor attıkları her adım bir yılmışçasına geliyordu ona. Bugünden sonra sevdiği kadın onun karısı olacak ve daima yanında olacaktı. İşte bir hayal daha gerçekleşiyordu o sıralarda. Dünyanın bir yerinde zamanın birinde iki kalp hayallerine sımsıkı tutunabilme cesaretini gösterdikleri için kazanıyorlardı.

Sophie bu güzel sahneyi izlerken birden içi burkuldu. O böyle güzel bir düğüne sahip olamamıştı. Bu onu fazlasıyla üzüyordu. Her genç kızın hayali sevdiği adamla güzel ve mutlu bir şekilde evlenmekken o çok kötü bir başlangıç yapmış olmalarının hüznünü yaşıyordu şimdi. Henry'e kendini bir türlü kabul ettirememesinin nedeni de belki de bu kötü başlangıçtı. Onu sevdiğini söylediği halde eskisinden pek de farklı bir durum yaşanmıyordu hayatlarında. Onunla konuşmak da öyle zordu ki. Elini karnına getirdiğinde tam bir ay önce içinde büyüyen bir canlıya veda ettiği için iç geçirdi. Artık bunları düşünmemeliydi. Sarayda garip bir huzur varken ve herkes geçmişin önemsizliğinde karar kılmışken geleceğe bakması gerektiğini çok iyi biliyordu. 

Sophie yanında hissettiği yakınlıkla başını çevirince babasını görünce gülümsedi ve babasına sarıldı ayların verdiği özlemle. "Hoş geldiniz." dedi sonradan herkesin içinde onunla resmi olması gerektiğini hatırlayarak. Babası gülümseyerek kızına baktı. "Ştt törenin her anını Helen daha sonra sana soracaktır." dediğinde Sophie kıkırdayarak hasret giderme zamanını erteledi. Babası haklıydı Helen her anı ayrıntısına kadar anlatmasını isteyecekti. Bu güzel anı hafızasına çok güzel bir şekilde almalı ve ilerde sarayın koridorunda koşuşturacak minik kalplere anlatmalıydı.

Helen Marcus'un yanına geldiğinde kalbinin hala nasıl dışarı çıkmadığına şaşırmadan edemiyordu. Sevdiği adamla evleniyordu! Bundan güzel şey mi olurdu? Hayali gerçekleşirken Helen mutluluktan ne yapacağını şaşırmış bir şekilde Marcus'un sözlerini söylemesini bekliyordu. Marcus'un da heyecandan sözleri unuttuğu belliydi. Marcus alaycı bir gülümsemeyle birazdan eşi olacak kadına baktıktan sonra iç geçirdi.

"Seni gördüğümde ezberimdeki tüm sözleri unuttum." dediğinde salonda kahkahalar kopmuştu. Helen Marcus'a destek için gülümsemeye çalışsa da gülmemek için kendini zor tutmuştu. Marcus cebine bakarken Helen onun ne yapacağını anlayarak başını iki yana sallayarak fısıldadı. "Sözlere gerek yok sevgilim." Marcus bir anlık bir duraksamadan sonra gülümsedi. "Ömrümün sonuna kadar seni gördüğümde dünyadaki her şeyin önemsiz olması dileğiyle... Artık karımsın." dediğinde Helen gülümsedi.

"Ömrümün sonuna kadar hayali mi yoksa gerçeği mi yaşadığımı anlayamadığım günler geçirmemiz dileğiyle... Artık kocamsın." Çalan müzikle Marcus Helen'in dudaklarına herkesin içinde utanmadan öpücük kondurduğunda misafirler coşkuyla onları alkışlıyordu.

Helen ve Marcus dans etmeye başladıklarında Sophie yanında beliren kocasına gülümsedikten sonra babasına döndü. "Kardeşlerim nerede?" diye sordu.

Sophie babasının bakışlarını izledikten sonra İlter'i yanında bir kızla görünce kıza dikkatle baktı. Kız sanki tanıdığı birine benziyordu. Anlamsız bakışlarla onları izlerken babası "Nişanlısıyla zaman geçirmeyi tercih ediyor." dedi. Sophie şaşkın gözlerle babasına döndü. 

"Kızın geleceğini bilmiyordum."

Babası ona gülümsedi. "Kız buralı, abin onu görmek için geldi daha çok." 

Çok Uzak Diyarlardan -Tamamlandı-Where stories live. Discover now