Yılbaşı Özel Bölüm -PART I-

Start from the beginning
                                    

"Ama olacak!"

"Hayır olmayacak!" Dediğimde Ayça'dan bir süre ses gelmedi. Ardından haylaz ses tonuyla konuştu.

"O zaman akşamki partide, onca güzel kadının arasında olmasını umursamazsın? Partiye de gelmeyeceksin zaten değil mi?" Dediğinde öfke bütün bedenime doldu. Ayça'nın beni gaza getirmek için yaptığını bile fark etmeyecek kadar sinirlenmiştim. O sürekli yanında gezen sekreterine de ayrı uyuz oluyordum. Bunun Aslan Beyle hiçbir alakası yoktu! Tamamen o kadına karşı bir meydan okumaydı! Bu savaşta asla altta kalan taraf olamazdım! Dişlerimi birbirine bastırarak konuştum.

"Nerde bu parti!"

🔴

Zorla beni hazırlayıp alışveriş için AVM'ye götürdüklerinde derin bir nefes verdim. Alışveriş'ten nefret ediyordum! İçeriye girdiğimizde kızlar da bize katılmışlardı. Serin, gözlerinden kalpler çıkartarak mağazalara bakarken Çiçek'i de yanında sürüklüyordu. Ayça Bilge'ye internetten beğendiği elbiseleri gösteriyor, bense telefondan maillerimi kontrol ediyordum.

"Bir gün bakmasan şirket batmayacak Ceylan!" Ayça'nın yakarışına omuz silktiğimde telefonum bir anda elimden uçmuştu. Şaşkınlıkla Bilge'ye baktığımda Ayça'yı göstererek omuzlarını silkti.

"Bu sefer haklı. Kız kıza takılacağız şurada, azıcık uyumlu ol!" Dediğinde oflayarak, Bilge'nin çantasına giren giren telefonuma melül melül baktım.

"Barii, cevabı gönderseydim!" Dediğimde kızların hepsi sinirli gözlerle bana bakmışlardı. Anında geri bastım. Bu dört kadınla asla uğraşamazdım.

"Tamam, tamam. Sakin gençler," diyerek ellerimi kaldırdım. "Hadi alışveriş yapalım!" Diyerek mağazalardan birine girdim. Girmez olaydım! Anında reyonlara koşmuş ve saniyesinde kollarını elbiselerle doldurmuşlardı. Canım sıkılarak reyonlara göz atarken yanıma gelen görevliye hafifçe gülümsedim.

"Hoşgeldiniz efendim," dediğinde hafif bir tebessümle başımı salladım.

"Aradığınız özel bir şey var mı?" dediğinde başımı iki yana salladım.

"Hayır, bakınıyorum sadece," dediğimde çocuk bedenimi süzdü. Kaşlarımı çatarak ne yaptığına baktığımda gözleri gözlerimi buldu. Tek kaşımı kaldırdığımda, yakalanmış olmasının verdiği utançla gülümsedi.

"Fiziğiniz mankenlere taş çıkartacak kadar güzel efendim. Size özel koleksiyonumuzu takdim etmeme izin verin lütfen," dediğinde şaşkınlıkla görevliye baktım. Tam itiraz etmek için ağzımı açmıştım ki arkamdan gelen sesle gözlerimi devirme isteğimi tuttum.

"Kesinlikle bakmak istiyoruz!" 

"Hoşgeldiniz Serin hanım, buyrun lütfen." Serin görevliye gülümsediğinde adam bizi mağazanın arka tarafına aldı. Ön kısmın kalabalığından uzak burası sessiz sakin ve tamamen bomboştu. Büyükçe bir koltuk ve karşısında ise tek bir tane kabin vardı. Büyük ihtimalle özel müşterilerin ağırlandığı bir kısımdı burası. Eh Serin zaten alışveriş canavarı olarak mağazaların en gözde müşterilerindendi. Tanınmadığı mağaza daha görmemiştim.  

Görevli gözü üzerimdeyken tekerlekli ve üzerinde bir sürü elbisenin asılı olduğu bir askılık getirdi. Arkaya işaret yaptığında iki kadın görevli gelmişti. Adam benim için elbiseleri tek tek eleyip beğendiklerini kadınların eline veriyordu. Kadınlardan birinin elinde toz pembe bir elbise, diğerinde ise su yeşili bir elbise vardı. Ben elbiselere burun kıvırarak bakarken Serin çoktan hepsini benim için elemeye başlamıştı bile. Kızlar elbiselere yorum yaparken ben olaydan tamamen uzak bir şekilde etrafa bakıyordum. Açıkçası hiçbir elbiseye göz atmamıştım. Serin kolumu delercesine dürttüğünde daldığım yerden gözlerimi çektim.

DAĞ CEYLANIWhere stories live. Discover now