10.Bölüm

52.3K 2.4K 121
                                    

Aniden gelen çağrıyla bütün Tim Tugay'a gelmişti. Askerler daha üzerlerini giyinmeye fırsat bulamadan kendilerini toplantı odasına atmışlardı. Odada bulunan Yarbay Tarık, hepsini süzdü ve kaşlarını çattı.

"Ne diye sivil dolaşıyorsunuz lan! Asker değil misiniz siz?" Dediğinde kimse bir şey dememişti.

"Herneyse, İstihbarat'tan haber geldi. Görev var. Gidin hazırlanın, helikopterde öğrenirsiniz," dediğinde bütün askerler ayağa kalktı ve selam vererek odadan çıktı.

Ceylan hızlıca odasına girdi ve üniformasını giydi. Beline, üzerine zimmetli olan silahı taktı ve mühimmatlarını almak için silah odasına geçti. Diğerleri de burdalardı. Diğerleri gibi hızlıca hazırlanmaya başladı. Yeleğini giydi ve yedek şarjörlerini yerleştirdi. Ardından tüfeğini aldı ve şarjörü kontrol etti. Herkes hazırlandığında Aslan öne geçti ve hepsine tek tek baktı.

"Hiçbir sorun istemiyorum! Kimsenin burnu bile kanamadan geri döneceğiz!" Dediğinde bütün askerler aynı anda bağırdı.

"EMREDERSİNİZ KOMUTANIM!" Aslan başını salladı. "Güzel, şimdi çıkıyoruz."

🇹🇷

Helikoptere bindiklerinde asker pilot telsizden arkadakilere konuştu.

"Komutanım, iniş yapamıyorum," dediğinde Aslan eline ipi aldı.

"Tamam yakınlaşabildiğin kadar yakınlaş, gerisini biz hallederiz," dedi ve herkese bir ip verdi. Ceylan tam ipi alacakken Aslan durdu. Ceylan başını kaldırıp Aslan'a baktı. "Dikkatli ol," dediğinde Ceylan başını salladı ve ipi aldı.

"Hazır mıyız beyleeeerr!" Diye bağırdı Salih. Ardından Ceylan Komutan aklına gelmiş gibi düzeltti. "Yani bayanlar. Yani beyler ve bayanlar. Amaan herneyse," dedi en sonunda toplarlayamayacağını anladığında. Barın ensesine tokat attı ve Ceylan güldü. Aslan ilk atlamak için öne geçtiğinde Ceylan da onun önüne geçti. Aslan kaşlarını çatarak Ceylan'a baktığında, "Ben Komutan Yardımcısıyım. Komutanımı asla öncen göndermem," diyerek Aslan'ın bir şey demesine izin vermeden kendini aşağıya bıraktı.

"Bu kadın!" Aslan sinirle söylendi ve peşinden atladı. Ceylan etrafı tararken, ipin beline bağlı olan kilidini açtı ve direk Ceylan'ın yanına geçti.

"Bir daha sakın önüme geçme!" Dediğinde Ceylan etrafı tarayarak konuştu.

"Bize Komutanımızı korumamız öğretildi. Önden Komutan gitmez!" Dediğinde Aslan kadının yüzüne bakmamasına daha fazla dayanamadı ve kolundan tutarak kendine çevirdi. Bu hareketi beklemeyen Ceylan Aslan'ın göğsüne doğru sendelediğinde, yüz yüze gelmişlerdi. Aslan önce uzunca kadına baktı. Ardından, "İlk kurşunu göğüsleyemeyeceksem, Komutan olmamın bir anlamı yok!" Dedi ve kadının kolunu bırakarak önden ilerledi. Ceylan gözlerini devirerek hemen arkasından ilerledi. Diğerleri ve çapraz bir şekilde yürüyordu. Köye geldiklerinde etraf fazla sessizdi. İhbara göre Sansar burda görülmüştü. Ancak hiçbir yerden ses gelmiyordu. Köyün içine kadar girmişler her evi kontrol etmişlerdi. Ancak hiçbir yerde kimse yoktu! Ceylan'ın gözün ahır takıldığında hızlıca oraya doğru gitti. Yavaşça kapıyı açıp silahını kaldırdı ve etrafa baktı. İçeride samanlar falan vardı. Bir adım attığında yerden bir 'clik' sesi geldi. Hassiktir! Ceylan kıpırtısız yerinde durdu. Adamlar resmen ayağının altına bomba yerleştirmişlerdi! Eğer ki hareket ederse burası havaya uçardı.

"Ceylan! Nerdesin!" Diye bir gürleme duyduğunda bir nefes verdi. Onları burdan uzaklaştırmak zorundaydı.
"Komutanım! Sakın buraya gelmeyi!" Dediğinde, hepsi içeriye girmişti.

"Noluyor lan!" Dedi Barın hareketsiz duran Ceylan'a bakarak.

"HAREKET ETMEYİN!" Dedi Ceylan. Ardından Aslan'la göz göze geldi. Aslan ayağına baktı ve ağır bir küfür salladı.
"Bomba var. Burdan çıkmak zorundasınız!" Dediğinde hepsi sinirle ona baktı.

"Sizi burda bırakıp çıkacağımızı zannediyorsanız yanılıyorsunuz KOMUTANIM!" Dedi Kerem kaşlarını çatarak. Ceylan sonradan fark ettiği ayrıntıyı nasıl söyleyeceğini bilemedi.

"Bir bomba daha var. Samanların altında, ben buraya basınca büyük ihtimalle sayacı başladı. Az bir zaman var! Bir an önce gidin burdan!" Dediğinde Aslan yumruklarını sıkarak Ceylan'a baktı.
"Gidin diyip durma! Adamı deli etme! Burda seni bırakıp hiçbir yere gitmiyoruz!" Dedi ve Barın'a döndü.
"Tamirci'yle Kurt'u alıp etrafı kontrol altına al," dediğinde Barın başını sallayarak bana baktı. Ardından Kerem'le Macit'i alarak dışarıya çıktı. Ceylan yorulduğundan dolayı sırt çantasını yavaşça çıkarttı. Ve kapının dışına attı. Aslan, Salih'e döndü. "Halledebilir misin?" Dediğinde Salih sıkıntıyla nefes aldı. "Ayağının altındakini halledebilirim. Ancak diğer bombaya zamanım yeter mi bilmiyorum. Ayrıca ne kadar zamanımız olduğunu da bilmiyoruz Komutanım," dediğinde Aslan sinirle dişlerini sıktı.
"Ceylan, silahınla ordaki samanları çekebilir misin?" Dediğinde Ceylan samanlara baktı. Zordu!

"Deneyeceğim," diyerek silahını yavaşça çıkarttı ve sağ ayağını hareket ettirmemeye özen göstererek kendi etrafında biraz döndü. Silahı sol eline aldı ve uzanmaya çalıştı. Lanet olsun! Çok az kalmıştı ki dengesini kaybetti. Tam düşecekken Aslan ileriye atıldı ve onu tuttu. Ceylan şaşkınlıkla Aslan'a baktı.

"Komutanım! Ne yapıyorsunuz!" Derken bir yandan da sağ ayağını hareket ettirmediği için şükrediyordu.
"Bıraksaydım da hepimiz patlasamıydık?" Dedi ve Ceylan'ın elinden silahı aldı. Aslan herhangi bir bombaya basmamıştı ancak hareket alanı çok kısıtlıydı. Aslan bombanın üzerindeki samanları temizledi.
"Çapkın, 3 dakikan var!" Dediğinde Salih'in eli ayağı birbirine dolanmıştı. "Hay lanet!" Diyerek hızla dışarıya çıktı, taşlar aradığı gibi değildi! Hızlı hareket etmesi gerekiyordu ancak istediği ağırlıkta bir taş bulamıyordu. Hızlıca ararken nihayet bir taş bulmuştu. Hızlıca onu aldı ve odaya geri döndü.
"Komutanım, oraya gelirsem daha büyük sorun olabilir," dediğide Aslan düşündü. Az bir zamanları kalmıştı.
"Tamam, taşı bana ver." Salih taşı uzattı, Aslan hareket etmemeye özen göstererek silahı verdi, taşı aldı ve yavaşça eğildi.
"Ceylan, ayakkabını çıkartıcaksın ve üstüne baskı yapmaya devam ediceksin. Ardından ben taşı koyucam," dediğinde Ceylan, "Tamam Komutanım," dedi ve eğildi. Ayakkabısını dikkatle çıkarttı ve ayağını havada tutarak eliyle ayakkabıya baskı yaptı. "Diğer bomba ne olacak komutanım!" Dediğinde Aslan sıkıntılı bir nefes aldı.
"Ona çaremiz yok, oraya gidemeyiz. Kimseyi riske atamam," dediğinde Ceylan'ın gözü bombanın saatine takıldı.
"Komutanım! 10 saniyemiz kaldı!" Dediğinde Aslan dişlerini sıktı. Taşı iyice yerleştirdiğinde hızlıca ayağa kalktı. "Salih! Herkesi uzaklaştır!"

5 saniyeleri kalmıştı!

"Oraya atlayacağız ve hızlıca dışarıya koşacaksın!" Dedi Aslan Ceylan'a bakarak. Ceylan başını salladı ve Aslan'ın uzattığı elini tutarak atladı. Aslan da hızlıca atladı kapıya doğru ve koşmaya başladı. Patlayan bombanın etkisiyle savrulurken son anda Ceylan'ın üzerine kapandı.

DAĞ CEYLANIWhere stories live. Discover now