Detayla Randevu - Bölüm 46

2.3K 64 0
                                    

Bölüm 46
-BBA

"Jace." diye inledim yorgun sesimle birlikte. Gözlerim tekrar kapanmak için uğraşıyorlardı ama onları iyice zorlayarak gözlerimi açık tuttum. Onun için hazırladığım tepsi hala aynı yerde duruyordu. Dün akşamdan beri ona bir şeyler yedirmek için uğraşıyordum ama çabalarım boşunaydı. Hala bana artık cehennem gibi gelen odanın önüne oturmuş, Edward'ın gelmesini bekliyordu. Benim de ondan bir farkım yoktu aslında. 

Tüm gece yatakta oturup gelmesini beklemiş, merdivenlerdeki olmayan ayak seslerini duymaya çalışırken neredeyse delirecek gibi olmuştum. Ama açılmasını beklediğim kapı karanlık kaybolup, güneş doğmaya başlarken bile açılmamıştı. Ben de sessiz hıçkırıklarımla ilgilenmeye devam etmiştim. Şimdiyse, havanın tekrar kararmaya başlamasına rağmen odasından çıkmamıştı. Belirsizlik yine ortaya çıkmış, yine beni sinir etmeye başlamıştı. Yine hiçbir şey bilmediğim zamanlara geri dönmüş gibiydim. İstediğim tek şey küçük bir cevaptı. Neden odasının her yerinde benim resimlerim olduğuydu. Ona neler olduğuydu. Daha sonra katlanmaya devam edebilirdim. Ama bana hiçbir şey söylemediği her an, onu görmediğim her an ona hiç olmadığım kadar uzak hissediyordum ve bu beni öldürüyordu. Ona her zaman yakın olmak istiyordum. Bir şeyleri anlamak için boşalan beynimde cevaplar bulmaya çalıştığım şu zamanda bile ona yakın olmak istiyordum. Çünkü biliyordum ki, sadece yanımda olup bana sarıldığında unutabilirdim her şeyi. O zaman biraz daha kolay olabilirdi. Aklımı karıştıran, canımı acıtan her şeyi geriye atıp teninin sıcaklığında yanmakla ilgileniyor olurdum. Şimdi olduğu gibi üşümezdim. Gözlerimden akan yaşlar bile sıcak değildi.

"Jace," diye seslendim tekrar. "Buraya gel ve yemeğini ye. Hadi, üzme beni."

"Canım istemiyor. Babam gelince onunla birlikte yerim." 

Sıkıntıyla iç çekerek başımın her yerinde boy gösteren ağrıya karşı gelerek ayağa kalktım ve uzun sehpa üzerinde duran yemek dolu tepsiyi alarak mutfağa götürdüm. İstediği gerçekleşene kadar asla yemeyeceğini biliyordum. Daha fazla ısrar edebilirdim ama kendimde o gücü bulamıyordum. Başımın her yanı zonkluyor, uyumam için beni teşvik ediyordu ama uyumayacaktım. Onunla konuşmam ve tüm bu olanları netleştirmem gerekiyordu. Konuşarak her şey halledilebilirdi. Buna o kadar çok inanıyordum ki onun konuşmayacağı ihtimalini aklıma bile getirmiyordum. Daha sonra öğreneceğim şeylerden biri, inandığım her şeyin koca bir hiçe dönüşeceğiydi.

"Bu akşam da orada mı kalacak?" 

Dalgınca tepsideki tabakları suyun altından geçirirken başımı kaldırıp ona baktım. Yine yaşlarla dolmaya başlayan gözleri kalbimde çoktan parçalandığını sandığım şeyleri yeniden parçalıyordu. Şu an gülmesini istiyordum. Her zaman yaptığı gibi küçük bir çocuk olmak yerine büyük bir adam olarak beni sinirlendirmesini, elinden hiç düşürmediği tornavidasıyla bir şeyleri tamir etmesini istiyordum. Ama dün bir köşeye fırlattığı tornavidayı bir daha asla eline almayacakmış gibi duruyordu. Beklentiyle bakan gözlerine bakarak derin bir iç çektim. Elimdeki işi bırakıp tezgaha yaslanmıştım.

"Dün seninle ne konuştuğumuzu hatırlıyor musun? Bazen yalnız kalmayı isteriz ve odamızdan dışarı çıkmayız."

"Evet. Ama her zaman bizi odamızdan dışarıya çıkartmaya çalışan birileri olur. Sen bana öyle yapıyorsun. Babamı neden dışarıya çıkartmıyorsun?"

Bocalayacağımı anlayınca gözlerimi tabaklara doğru indirdim. Ona bu soru hakkındaki gerçeği söylemek istemiyordum çünkü bunu ben de kendimden duymak istemiyordum. Dün gece gözümü bir anlığına bile kapatmadığım zamanlar bunu o kadar çok düşünmüş ve o kadar çok üzülmüştüm ki.. Jace'in yanında hıçkırıklara boğulmam iyi olmazdı. Ama sanırım neden yerimden fırlayıp onu zorla da olsa dışarıya çekip aklımdaki soruların cevabını almadığımı biliyordum. Bunu yapmıyordum çünkü birazcık bile cesaretim yoktu. Onunla konuşmak istiyordum ama gözlerine bakıp hala aynı olduğunu kendime anlatmaya çalışacak birazcık, birazcık bile cesaretim yoktu. Cesaretim, dün akşamki lacivertlerin içinde kaybolmuştu ve ben bunun bir daha ne zaman ortaya çıkacağını bilmiyordum.

Detayla RandevuWhere stories live. Discover now