2.6

5.5K 526 119
                                    

Medya: Nessi Gomes - All Related

Oy vermeyi ve yorun yapmayı unutmayın.


***

Bazen düşünüyordum, beni her seferinde derinden etkileyen bir şeyin varlığını

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bazen düşünüyordum, beni her seferinde derinden etkileyen bir şeyin varlığını. Kendine çeken, kendine hapseden. Ve çok düşünmeme gerek kalmadan, fazla uzakta aramadan buluyordum cevabı. Çünkü hep dibimdeydi. Ya elleri ellerimde, ya gözleri gözlerimde, ya dudakları dudaklarımda ya da teni tenimdeydi.

Min Yoongi; boktan hayatımda iyi olan bir şeyler olmasını sağlamak, kendi şansımı yaratmak istediğimde girmişti hayatıma. Belki de ben, zoraki olarak onu dahil etmiştim o gün, o gece o bara giderek. Yahut kader çoktan yazmıştı belki de bizi birbirimize. Her ne olursa olsun, dünkü araba seksimizden sonra geldiğimiz bu dövmecide, yapmak istediğim şeyin ne olduğunu çoktan biliyordum.

Dün söz verdik birbirimize, birbirimize ait izler taşıyacağımıza üzerimizde. Ve ikimiz de sabırsızdık sözlerimizi tutma konusunda. Zaten yarınımızın bile kesin olmadığı bu dünyada bir şeyleri uzatmanın veyahut ertelemenin bir manası yoktu.

Ve ben yapmak istediğim şeyin ne olduğuna çoktan karar vermiştim. Ancak merak ediyordum, o ne yapacaktı?

Geldiğimiz bu izbe mekanda, elimi sıkıca kavramıştı ve adımlarımı o yönlendiriyordu. Tahminimce bir arkadaşının yeriydi. Merdivenlerden çıkarken, yolda söylediği şeyler beynimde yankı buluyordu.

"Çabuk iyileştiğimiz için" demişti arabayı sürerken. "dövmenin vücudumuzda kalabilmesi için tenimize gümüş sürüp ateşle yakmamız lazım. Oldukça acı verici olacak yani."

İlk başta yaşayacağım fiziksel acı gözümü korkutmuştu. Oldukça hem de. Öyle ki vaz geçip eve geri dönmeyi bile düşünmüştüm. Ancak sonra gözlerine bakmıştım, vücuduma kazımayı düşündüğüm ve bunu deliler gibi istediğim gözlerine. "Olsun." demiştim. "Senin için katlanamayacağım bir şey değil."

Gözlerinden geçen parıltı, yüzünde yer edinen minik ve hafif utangaç gülümseme hala zihnimde asılıydı. O an o kadar güzel, söylediğim şeyden ötürü o kadar mutlu ve tatmin olmuş görünüyordu ki, sırf o görüntü için bile her türlü fiziksel acıya katlanabileceğimi fark ettim.

Sonunda Yoongi bir kapıyı açıp içeri girdiğinde, içeride oturan adam sandalyesinden kalkmış ve birbirlerini görmenin getirisi olan sevinç nidaları eşliğinde Yoongi ile şu kankalara özel olan selamlaşmadan yapmışlardı.

"Yoongi, dostum!" demişti adam neşeyle. Siyah saçları rastalıydı. Vücudunun her yerinde dövme vardı. Her yerinde. Bir an vampir olup olmadığını merak ettim. Eğer öyleydiyse, tüm vücudunu dövmeyle kaplattırmak onun için oldukça acı verici olmuş olmalıydı. Bu düşünceyle ürperdim. Eğer gerçekten vampirdiyse ve Yoongi'nin bahsettiği acıya rağmen bu kadar dövme yaptıysa herif mazoşistin teki olmalıydı.

True Blood // Yoonmin ✓Where stories live. Discover now