True Blood // Yoonmin ✓

1.9

Medya: Cigarettes After Sex - K
Oliver Riot - Harder

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Keyifli okumalar.

***

"Siktir oradan!" Yoongi kendini geri çekip irileşmiş gözlerle yüzüme baktı. "Şaka mı yapıyorsun sen?"

"Neden şaka yapayım aptal?" demiştim nefeslenerek. "Uzun zamandır birbiriyle bağlantılı rüyalar görüyordum. Önce boş bir odada, hamile bir kadının ağlayarak yaptığı telefon konuşmasıyla başladı. Sonra o kadını görmeye devam ettim."

Tepkisini ölçmek için durakladığımda "Devam et." dedi.

"Daha sonra bu görüntülere bir adam daha dahil oldu. Kadının telefonda konuştuğu kişiydi ve adı Jimin'di." Tekrar sustuğumda bu sefer kaşları çatılmıştı.

"Bu böyle devam etti ve ben gördüklerimin hiç tanımadığım, ama içten içe yakınlık duyduğum, bir kadının anıları diye düşündüm. Neden gördüğüme dair en ufak bir fikrim dahi yoktu."

Ona arkamı dönüp göle ilerledim. Yere oturdum ve dizlerimi kendime çekip kollarımı da dizlerime sardım. Gölü seyre dalmışken yanıma oturmasıyla konuşmama devam ettim. Ne düşünüyordu bilmiyorum ama göz ucuyla ona baktığımda üzerine yansıyan ay ışığıyla teni parıldıyor ve oldukça güzel görünüyordu. Aklıma o parıltıların artık bende de olduğu gelince ürpermiştim. Hala kabullenemiyordum. Rüyada olma ihtimalim hiç mi yoktu?

"En son gördüğüm rüya, ya da anı her neyse, doğum günümdeydi. Bayıldığım zaman. Senin kollarında bilincimi karanlığa teslim ettiğim zaman." Yoongi gözlerini bile kırpmadan yüzüme bakıyordu ve açıkçası bu biraz rahatsız hissettirmişti. Bakışlarımı tekrar göle yansıyan ay ışığıyla buluşturdum.

"Bulunduğum ortam bir hastahaneydi. O kadın, adı Iseul, ve arkadaşı Jimin kaza geçirmişti sanırım. Yaralılardı. Iseul sedyeyle hastaneye getirilirken Jimin'in durumu ondan daha hafifti. Sedyedeki kadının ellerini sıkı sıkı tutmuş ve bir şeyler söylüyordu. Ölmemesi için yalvarıyordu. Durumu oldukça ağır gibiydi." Kalbim sıkışırken gözlerim doldu. Sahi, ben annemin beni doğururken ölüşüne tanık olmuştum değil mi?

"Sonra ne oldu?" Yoongi fısıltıyla sorduğunda yanağımdan akan bir damla yaşı hızlıca silerek gökyüzüne diktim bu sefer gözlerimi. Ağlamak istemiyordum.

"Sonra.." dedim yutkunarak. "Sonra kadının doğumu başladı. Zorlu bir doğumdu. Kadının kurtulma ihtimali oldukça düşük olmalı ki bebeği kurtarmayı seçtiler ilk önce. Bebek doğumuyla ölümü de beraberinde getirdi. Annesi öldü. Ve doktorun ağzından ölüm tarihi döküldü. 13 Ekim 1995."

Bakışlarımı tekrar Yoongi'ye çevirdim. "Benim doğum tarihimle aynı."

Kaşları havalanırken "Siktir." dedi. Omuz silkip devam ettim.

"Sonra kendimi bir çöp konteynerinin yanında buldum. Iseul'un arkadaşı Jimin, kucağında o bebeği tutuyordu. Iseul'un isteği üzerine bebeğe kendi adını vermişti Jimin. Polisi arayarak terkedilmiş bebek ihbarı verdi. Polisler gelmeden de oradan uzaklaştı."

"Yoksa.." dedi Yoongi şaşkınca. "Yoksa düşündüğüm şey mi?"

"Gitmeden," demiştim gözlerimi gözlerine dikerek. "Bebeğe onu bırakmak zorunda olduğu için üzgün olduğunu söyledi. Bebeğin peşinde dolanan bir vampirden bahsetti. Ve bu vampirin Iseul'un ölümüne sebep olduğu gibi bebeğin ölümüne de sebep olacağını söyledi. Ondan sikik vampir baban, diye bahsetti. Yani bebeğin babası bir vampirmiş işte. Ve bebeğin doğmasını kesinlikle istemiyormuş."