1.2

9.8K 1K 426
                                    

Medya: Monsta X - HERO

Oy vermeyi unutmayın, keyifli okumalar!


***


Akıllıca davranmak ile aptalca davranmak arasında çok ince bir çizgi vardır. Bulunduğunuz yerden bu çizginin ötesine geçmek çok kolaydır ve asla farkına varamazsınız taraf değiştirdiğinizin.

İşte şu anki durumum da tam olarak böyleydi.

Aptalca davranmak veya akıllıca bir karar vermek arasındaki o ince çizgideydim. Bu bir çeşit ipte yürüyen cambazı oynamak gibi bir şeydi. Ufak bir denge kaybı beraberinde büyük sorunlar getirebilirdi.

Yoongi'ye ne yaptıklarına dair en ufak bir fikrim dahi yoktu ama gördüğüm görüntüden hoşlanmamıştım. Hem de hiç. Gerçekten ölecek gibi duruyordu ve televizyondan hatırladığım kadarıyla belli durumlarda vampirler de ölebiliyordu. Uzun yaşadıkları doğruydu, evet. Ama sandığınız gibi ölümsüz falan değillerdi işte.

Elimdeki demir sopayı biraz daha sıkı tutarken karşımdaki adamlara bakıyordum. İkisinin de fiziki ölçüleri neredeyse benimle aynıydı. Boyları hariç. Biri benden on santim, diğeri de yaklaşık 15 santim uzundu. Bu durumda akıllı davranıp boyumu avantaja çevirmem gerekiyordu ama tanrı aşkına, herifler yine de iki kişiydi.

"Asıl siz kimsiniz ve ona ne yapıyorsunuz?"

Uzun boylu olan iğrenç bir şekilde sırıttı. Tahmin edersiniz ki bu sırıtış hoşuma gitmemişti.

"Sana ne ufaklık? O güzel kıçına tekmeyi basmadan önce ikile. Yoksa zararlı çıkarsın."

Şu hayatta birçok şeyden nefret ediyordum. Nefret ettiklerimin başını da karşımdaki iğrenç herif gibileri çekiyordu. Kendini beğenmiş, kendini bir bok sanan, zorba kişilerden nefret ederdim.

Elimdeki demiri iki elimle tutup elimde döndürürken gözüm Yoongi'ye ilişti. Gözleri kapanmak üzereydi ve her halinden nefes almakta güçlük çektiği belli oluyordu. Tanrım, elimi çabuk tutmalıydım.

"Ne var biliyor musunuz? Şu an aşırı zararlı çıkmak istiyorum."

Birden elimdeki demiri uzun olan adamın boynuna geçirdiğimde acıyla bağırarak yere çöktü. Hazırlıksız yakalandığı için onu saf dışı bırakmak kolay olmuştu.

Vakit kaybetmeden üzerime gelen arkadaşına da aynı şekilde demiri savurdum ama kaçmıştı. Yüzüme savurduğu yumruğunu havada yakaladım ama boştaki eliyle sol boşluğuma attığı yumrukla nefesim kesildi. Kendimi geri çekip nefeslenmeye çalıştım. Tam kendimi toplamışken tekme savurduğu bacağını ani refleksle iki elimle tutunca elimdeki demir düşüp boş sokakta güçlü bir yankı yaratmıştı. Konumumun avantajından yararlanıp bacak arasına tekme geçirdim. Öne doğru eğildiğinde vakit kaybetmeden demiri aldım ve ensesine indirdim.

Pekâlâ, bayılması beklediğim bir detay değildi.

Uzun boylu olan boynunu tutarak ayaklandığında küfürler ediyordu. "Siktim belanı çocuk. Bu iş burada bitmedi. Arkanı kollasan iyi edersin."

"Ya tabi tabi. İkile dostum. Bir daha buraya uğramayı aklından geçirme bile."

Uzun boylu olan baygın arkadaşına küfürler ederek onu yerde sürüklemeye başladı. Karanlık sokakta gözden kaybolana kadar bakışlarımı onlardan ayırmadım. Görüş hizamdan çıktıkları gibi ağır ağır inip kalkan göğsünü görmesem öldüğünü düşüneceğim Yoongi'nin yanına vardım. Cidden berbat görünüyordu.

Vakit kaybetmeden önce kolundaki kan akışını sağlayan zımbırtıları çıkardım. Sonra üzerindeki gümüş zincirleri çekmeye başladım. Hızımdan dolayı canı acımış olmalı ki inledi.

True Blood // Yoonmin ✓Where stories live. Discover now