1.7

7.8K 866 382
                                    

Medya: The Neighbourhood - The Beach

Oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın lütfen<33


***


~Yoongi~

Birçok şeyin yaşanışına şahit olacak kadar uzun bir yaşam sürmüştüm ki hala da sürüyordum. Savaşlara şahit olmuştum, kıtlıklar görmüştüm, kuraklıklar. Bir imparatorluğun yıkılıp yerine yeni bir devletin kuruluşuna şahit olmuştum. Birçok şey görmüştüm evet, ama daha önce hiçbir insanın birden bire, hiçbir müdahale olmadan, sivri dişlere sahip olduğunu görmemiştim.

Gözü dönmüş bir şekilde arkadaşının üzerine atlayan Park Jimin, ilk kez karşılaştığım bir vakaydı. En başından beri ondaki farklılığı sezen tarafım gururla yükseliyordu şimdi. Haklı çıkmış olmanın keyfini sürüyordu.

Çevik bir şekilde öne atılıp arkadaşlarıyla arasına girdiğimde yoluna çıkan engelden hoşlanmamış olacak ki kaşları çatılmış, kırmızı gözlerini bir siyahlık bürümüştü.

"Gidin." dedim arkamda şoktan ne yapacaklarını şaşırmış bedenlere hitaben. "Çabuk çıkın odadan ve kapıyı da kilitleyin."

İlk toparlanan Jungkook olurken diğerlerini de beraberinde çekmiş ve onlar giderken Jimin öne doğru atılmıştı. Anında koluna yapışıp kendime çekerken peşlerinden gitmesine engel olmaya çalışıyordum. Onlar odadan çıkarken kollarımı vücuduna sarmış sabit durması için çabalıyordum ama bu çok zordu. Park Jimin şu an onu kontrol etmekte zorlanacağım kadar güçlüydü. Nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde kollarımdan kurtulup beni yatağa iterken gücünün derecesini kanıtlamıştı.

Afallamış bir şekilde ona bakarken o benimle ilgilenmemiş ve yönünü kapıya çevirmişti. Eli tam tokmakla buluşmuştu ki kapıdan gelen kilit sesiyle rahat bir nefes almıştım. En azından dışardakiler güvendeydi. Yani öylelerdi değil mi?

Jimin kapı koluna asılıp da açmaya çalışırken hırıltıları artmıştı. Kapıyı kırmasından korkuyordum. Eğer o kapının ardına geçerse Seokjin'in hayatına canlı devam edebileceğinden şüpheliydim. Hatta Jungkook ve Taehyung'un da öyle.

Elini kapının kolundan çekip kapıyı yumruklamaya başladığında doğrulmuş ve temkinli bir şekilde ona yaklaşmaya başlamıştım ki kapıya geçirdiği son yumruğun kapıyı delip geçtiğini gördüğümde temkinli olmayı bir kenara bırakmıştım.

"Jimin." demiştim dikkatini çekmeyi umarak. "Kendinde değilsin şu an. Sana ne oldu bilmiyorum ama sen bu değilsin."

Elleri kapıyı yumruklamayı kesip bedenini bana döndürdüğünde ölümsüz bir ruha, aslında o kadar da ölümsüz değildi, sahip olmama rağmen ürkmeme engel olamamıştım. Sikeyim gözlerindeki o ifadeye daha önce hiçbir yerde şahit olmamıştım ve kendini korumak isteyen tarafım canını seviyorsan kaç diyordu.

Yine de ben kaçıp gitmek yerine orada öylece karşısında dikilmeyi seçmiştim. Eh, az sonra duvara fırlatılmam da verdiğim kararın ne kadar yanlış olduğunu kanıtlar nitelikteydi. Şey en azından duvar olan duvara fırlatmıştı, cam duvara değil.

Duvara çarpan sırtım yüzünden bir an nefesim kesilirken çabucak yanıma gelmiş ve yakama yapışarak beni ayağa kaldırmıştı. Elinden kurtulmaya çalışırken tekrar yerle buluşan sırtımla nefes almayı gerçekten bırakmıştım.

"Jimin.." demiştim kesik kesik solurken. "Kendine gel lütfen sen bu değilsin."

Kaburgalarımdaki sızının geçmesini beklerken aynı zamanda ondan uzaklaşmaya çalışıyordum ve tahmin edersiniz ki bu denli acı çekerken kaçma eylemini gerçekleştirmek zor oluyordu. Sikeyim, nasıl olur da bu kadar güçlü olabilirdi?

True Blood // Yoonmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin