2.2+

7K 648 116
                                    

Medya: Ezhel - Geceler

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.


***


Korunmak ya da korunma ihtiyacı hissetmek; insanoğlunun yapısı gereği sık sık ihtiyaç duyduğu bir durumdu. Birine sığınmak, sığındığı kişi tarafından korunmak isterdi insan. Yoongi de istemişti. Ailesiyle birlikte yaşadığı küçük çiftlikten koparılırken bunu çok istemişti.

1900'lü yılların başındayken yani 24 yaşındayken Yoongi, babası tarafından bir vampire satılmıştı. Çok korktuğunu hatırlıyordu Yoongi. İlk başta, vampire dönüştürülmek için satıldığını bilmiyordu. Bir vampire satıldığını yahut vampir diye bir şeyin varlığını bile bilmiyordu. Bunu acı içinde dönüşümünü gerçekleştirirken öğrenmişti. Babasının onu, birinin fahişesi olarak sattığını düşünmüştü. O zamanlar çelimsizin tekiydi Yoongi. Ve her ne kadar babasını sevse de korku daha ağır basıyordu. Annesi ve küçük erkek kardeşiyle beraber sık sık şiddete maruz kalırdı. Bu yüzden kendine olan özgüveni de oldukça düşüktü. Kısacası karşı gelememişti. Başta öyle bir düşüncesi vardıysa da babasının onun yerine annesi ve kardeşini satacağını söylemesiyle daha fazla bir şey yapamamıştı. Annesi ve kardeşine bir şey olacağı düşüncesi, ona bir şey olacağı düşüncesinden daha can yakıcıydı.

Yoongi ilk defa o zaman tam anlamıyla korunmak istemişti. İronidir ki onu koruyan kişinin yine onun zarar görmesine ortam hazırlayan adam yani babası olmasını istiyordu. Zaten Yoongi'nin tanıdığı kişiler bir elin parmaklarını da geçmezdi. Sonuç olarak Yoongi tüm korunmasızlığıyla kendini o zamanlarda şatafatlı olarak nitelendirilen bir evin önünde bulmuştu. Babasının tek kelime dâhi etmeden onu traktörden attığını, kendini yerde ellerinin üzerine düşmüş bir şekilde bulduğunu hatırlıyordu. Korku çok baskındı. Korku her yerdeydi. Babası yüzüne bile bakmadan traktörü çalıştırıp ilerlediğinde hiçbir şey diyememişti. Terk edilmişlik kara basan gibi çökmüştü üzerine. Tek kelime edememişti.

Hâlâ yerde öylece dururken evin kapısı açılmış, iki tane adam kolundan tutarak Yoongi'yi içeriye taşımıştı. Yoongi onlara karşı gelmemiş, tepki bile göstermemişti. Sadece ona olacak şeyleri bekliyordu. Eğer şansı varsa belki ölürdü.

Yoongi ölmemişti. Yoongi birinin bunu şans olarak nitelendireceğinden emin bile değildi ama hayatının dönüm noktası olan bu anı hayatın ona sunduğu en büyük şans olarak nitelendirmeye başlamıştı sonradan. Dönüşüm süreci sancılı olmuştu. O acıyı çekmektense ölmeyi yeğlerdi ama her şeye rağmen hâlâ nefes aldığı için mutluydu. Başka bir formdaydı belki ama daha güçlüydü. Daha çevik ve daha hızlıydı. Yitip giden öz güveni tekrar filizlenirken her şey güzel ilerliyordu. Vampirliğin inceliklerini öğreniyor, onu sürüsüne katan adama sonsuz minnet duyuyordu.

Yoongi dönüştürülmüştü çünkü yaşadığı bölgede bulunan vampir sayısı azdı ve diğer bölgedeki vampirlerin saldırısı altında kaldıkları anda galibiyet gibi bir durum söz konusu değildi. Bu yüzden lider vampir Yoongi gibi çelimsiz, ailesinin bir miktar para karşılığında kolayca gözden çıkarabileceği çocukları toplayıp kendi yuvasına katmıştı. Yoongi onlardan sadece biriydi.

Yoongi bu yeni hayat için liderlerine her fırsatta teşekkürlerini dile getirirdi. Adam bir süre sonra Yoongi'yi hiç sahip olamadığı çocuğu gibi görmüş onu koruyup kollamıştı. Yoongi kendi öz babasında hissedemediği babalığı, korunma ihtiyacını liderlerinde bulmuştu.

Belki bundandır Jimin'i bu denli korumak isteyişi. Belki de tam da şu an, Yoongi'nin sahibi olduğu barda, Jimin'in üstüne atlamaya hazır bulunan vampirlerden Jimin'i korumak isteyişi; zamanında muhtacı olduğu bu hissi tadamayışının eksikliğini onu koruyarak gidermek istemesindendir. Belki de sadece kendine itiraf edeli çok kısa bir süre olan birtakım hislerinden ötürüdür. Emin değildi. Emin olduğu tek şey canı pahasına bile olsa Jimin'i onu avlamak isteyenlerden sonuna kadar koruyacağıydı.

True Blood // Yoonmin ✓Where stories live. Discover now