"Emredersiniz Komutanım!" Dediğinde Aslan sinirle dişlerini sıktı.

"NİYE KAPIYI ÇALMADAN GİRİYORSUN LAN ODAYA!" Dediğinde Salih dudaklarını birbirine bastırdı.

"Komutanım, kapıyı çaldım ama siz duymadınız," dediğinde Aslan yumruklarını sıktı. "Banyoya girmiş benden habersiz, yaraları ıslanınca giyinmesine yardım ettim! Başka bir şey yok!" Dediğinde Salih dudaklarını birbirine bastırarak başını salladı tekrardan. "Öyledir Komutanım!" Dediğinde Aslan Salih'e baktı.

"Salih!" Dediğinde Salih daha fazla kendini tutamamış ve gülmeye başlamıştı. Aslan üstüne doğru yürürken son anda geriye doğru koştu. Aslan da peşinden koştuğunda Salih hem gülüyor, hem bağırıyordu.

"Aslan, Ceylan'ı seviyooorr!!"

"SİKTİM BELANI!"

🇹🇷

Ceylan sıkıntıdan patladığı yetmiyormuş gibi hem hemşireden hem de doktordan azar işitmişti. Tabii ki de hiçbiri umrunda değildi. Aslan Komutan sabah Salih'le çıkmış ve bir daha geri gelmemişti. Tabii bu durum Ceylan'ın işine gelmişti. Ancak nereye gittiğini merak etmiyor değildi. Görev mi gelmişt acaba? Ah! Ceylan'ın bir an önce burdan çıkması gerekiyordu! Operasyonlarda olması gerekiyordu! O Komutan Yardımcısıydı! Sıkıntıyla bir nefes aldı. Ama söz vermişti, burdan çıkmayacağına dair Yarbay'a söz vermişti. O verdiği sözlerini sonuna kadar tutardı. Yarbay bunu biliyor olmalı ki, ona zorla yemin ettirtmişti! Ceylan kendine sövdü. Neden söz vermişti ki! Ne güzel kaçacaktı şimdi burdan! Ceylan odanın içinde çok daralmıştı. En azından temiz hava alması gerekiyordu. Yavaşça yataktan kalktı ve odadan çıktı.

🇹🇷

Genç kadın umursamaz gözlerle karşısındaki binayı süzdü. Nefret ediyordu burdan!

"Giriyor muyuz?" Yanındaki adama döndü. Mecbur giriyorlardı.

"Evet," diyerek hastaneden içeriye girdiler. Danışmaya yaklaştıklarında, yanındaki adama işaret vererek kenarda bekledi. Kimseyle konuşacak havada değildi. Adam yanına geldiğinde sol tarafı gösterdi ve o taraftan ilerlemeye başladılar. Tam yukarı çıkmak üzerelerdi ki bağırış sesleri duymalarıyla beraber aşağıya koşturdular.

🇹🇷

Aslan Komutan elindeki dosyalara baktı. Bu gün bitirmesi gerekiyordu, görevden yeni dönmüşleri ve Yarbay eline bunları tutuşturmuştu. O bir askerdi! Dosya işleri de neyin nesiydi! Gözlerini devirerek dosyayı açtı. Barın ve Salih yanına geldiğinde,

"Oo! Sıkıcı dosya işleri sana kalmış abi," dedi Barın gülerek.

"Sana kitlememi istemiyorsan sus," dediğinde Barın güldü.

"Biz Ceylancığımın yanına gidiyoruz Komutanım. Size de gelin demek isterdik ama işleriniz yoğun gibi," diyerek güldüğünde Aslan gözlerini devirdi.

"İyi gidin, bitirince gelirim ben. Bakın bakalım hastane hala aynı yerde miymiş?" Dediğinde Barın ve Salih güldü.

"Hemen kontrol ediyoruz Komutanım!" Diyerek odadan çıktılar. Arabaya atlayıp hastaneye geldiklerinde gergin hava burdan bile seziliyordu.
Barın kaşlarını çattı. Arabadan indiklerinden hastaneden dışarıya kaçışan insanlara baktılar.

"Abi! Bir sorum var galiba!" Dedi Salih ve elini silahına attı. Barın'da silahını alarak hastaneden içeriye girdiler. Korkuyla koşan bir doktoru durdurdu Barın. "Neler oluyor?" Dediğinde doktor telaşla konuştu.

"İçerde silahlı birileri var!" Dediğinde Barın ve Salih küfrederek adamı bıraktılar ve içeriye koştular. Silahlı bir adam, bir kadını rehin almıştı. Barın ve Salih hızla silahlarını adama doğrulttular.

DAĞ CEYLANIWhere stories live. Discover now