"Şimdi Ceylancığım, her kız değil. Selin Aslan'ın kardeşi olduğuna göre benimde kardeşimdir. Siz zaten benim en best kankam, derdime derman, ağlayabileceğim bir omuz, sırtımı yaslayabileceğim bir göğüs-"

"O KOLUNU HEMEN İNDİRMEZSEN, KIRAR MÜSAİT BİR YERLERİNE MONTELERİM!" Aslan'ın gürlemesiyle Salih, Ceylan'ın arkasına saklandı.

"Yav ben diyorum! Polise şikayet edeceğim sizi! Ben ve ensem yeteri kadar çek- Ağh!" Salih bağırarak ensesini kurtarmaya çalışıyordu. Barın gelmiş ve Salih'i uzaklaştırmıştı.

"HAY AMINAKOYİM VALLAHA ATICAM KENDİMİ ÇEKYATTAN!"

"KÜFÜR ETME LAN!"

Serin bu olayları yerlere yatarak izlemişti. Kızın gülmekten karnına ağrılar girmişti.

"Salih abi, götü kolla!" diye bağırdığında hızlıca ona dönen ve gözlerinden alevler fışkıran Aslan'la yere sindi.

"Küfür mü ettin sen!" Serin bu tehditkâr tonlamayı kesinlikle biliyordu. Hızla Ceylan'ın eline yapıştı ve Çiçek'i de iterek Tugay'dan çıkarttı. O sırada arkadan Salih bağırdı.

"SEN BENİMKİNİ BIRAK KENDİNKİNİ KOLLA!"

"ANAM! YA DA VAZGEÇTİM! KURTARIN LAN BENİ!" Selin arkasını döndüğünde Salih'in peşinden koşan abisini gördü ve gülerek Ceylan'a baktı.

"Tanışmaya fırsatımız olmadı. Ben Serin! Bu da arkadaşım Çiçek!" dediğinde Ceylan kızı süzdü. Ardından onunla ilgili düşündüklerinden pişman olarak elini uzattı.

"Ceylan." Serin, Ceylan'ın uzattığı eli görmezden gelerek hızlıca sarıldı.

"Ay çok memnun oldum!" dediğinde Ceylan şaşkınlıktan hiçbir şey yapamamıştı. Ardından kızın samimiyeti karşısında gülümseyerek ellerini kızın omuzlarına doladı. "Bende canım."


"Ay Ceylan abla! Bunu da alalım!" Ceylan sinirle Serin'e baktı. Bu girdikleri 27. Mağazaydı! Lanet olsun Ceylan bayılmak üzereydi. Böyle bir işkenceyle daha önce hiç karşılaşmamıştı! Yarbay'a kesin bir kötülük yapmış olmalıydı! Yoksa bunun başka bir açıklaması olamazdı.

"Serin! Yeter!" Serin, Ceylan'ı asla takmıyordu ve bu Ceylan'ı daha çok köpürtüyordu. Ceylan sinirle Serin'i kolundan tutarak dışarıya çıkarttı. "Ya Ceylan abla! Lütfen bak şurda bir mağaza daha var. Oraya da bakalım. Bak son!" Ceylan sinirle Serin'e baktı. "Bu kaçıncı son Serin! Çiçek için geldik, yazık kız senin peşinden bir oraya bir buraya sürükleniyor!" dediğinde Serin Çiçek'e baktı. Kız gerçekten yorgun görünüyordu. Zaten Çiçek böyle şeyleri sevmezdi. Alışkında değildi.

"Çiçeeekk! Kızmadın bana dimi?" diyerek gözlerini kırpıştırdı Serin. Çiçek ise boş boş Serin'e baktı ve derin bir nefes alarak başını iki yana salladı. "Kızmadım Serin. Sadece yoruldum ve sıkıldım. Eve gidip kitap okumak istiyorum!" dediğinde Serin biraz önceki masum halinden direk çıkarak sinirle Çiçek'e bakmaya başladı. "Şu kitaplarda ne var anlamıyorum! Asosyalsin kızım asosyal! Az insan içine karış Allah aşkına ya!" dediğinde Çiçek sadece gözlerini devirdi. Çiçek'in sapsarı saçları ve sarıya yakın gözleri vardı. Olgun gösteriyordu. Gerçekten çok güzel bir kızdı. Sadece biraz fazla sessizdi. Serin ise kumral saçları ve etrafa adeta ışık saçan kahverengi bakışlarıyla, enerji doluydu. Tabii bir de yaşından çok daha küçük durması her şeyi daha olası kılıyordu. Çok yaramaz ve çok sosyal olduğu her halinden belli oluyordu. Ceylan, bir Serin'in elindeki poşetlere bir de Çiçek'in elindeki poşetlere baktı. Alışverişe Çiçek için çıkılmıştı ancak Serin ondan 3 kat daha fazla şey almıştı! Tabii Çiçek'e de kendi seçtiği şeyleri aldırmıştı. Bir ara Ceylan'a da bir şeyler bakacakken Ceylan patlamış, Serin ise yerine sinerek Ceylan'ı direk serbest bırakmıştı. Ceylan Çiçek'in elindeki poşetleri aldı. Çiçek şaşkınca Ceylan'a baktı. "Ceylan abla, lütfen. Ben taşırım," dedi utangaçça.

DAĞ CEYLANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin