Korkak | 39. Bölüm

18.4K 749 54
                                    

Finale birkaç adım kala. Multimedya Deniz Hanım. Yorum ve oylar için teşekkür ederiim. Iyi okumalar.

Doruk yanağımı öptükten sonra kapıyı açtığında suratına yoğun şaşkınlığın yayılması uzun sürmedi, sadece saliselerini aldı. Tıpkı şaşkınlığın hemen ardından gözlerine yerleşen öfkenin de sadece saliselerini alması gibi.

Karşımızda mavi gözleri ve altın sarısı dalgalı saçları omuzlarında biten, çene yapısı Doruk’unkiyle neredeyse aynı olan bir bayan duruyordu. Oldukça güzel bir burnu vardı. Kıyafetlerinin oldukça ütülü durması bende şaşkınlık ve gıpta  uyandırmıştı doğrusu. Kadın, gözlerinde hüzün, mutluluk karışımı duyguları harmanlamış bir şekilde gülümsediğinde o an kim olduğunu anlamıştım. Annesiydi. Ona karşı son derece kızgın olduğu annesi. Belki de tüm çocukluğu boyunca ona ihtiyaç duyduğu ama bunu içten içe inkar edip durduğu annesi. Ona karşı beslediği duygunun sadece nefretten olduğuna kendini inandırdığı annesi.

Doruk sinirlendiğini sinyal veren kasılan çenesi eşliğinde kapıyı kapatmaya yeltendiğinde annesi elini kapıya koyarak onu durdurdu. “Oğlum,” dediğinde Doruk’un kaşları çatılmış ve tek elini yumruk yaparak sıkmaya başlamıştı. Ürktüğümü söyleyebilirdim. “Lütfen.” 

Annesinin yüzüne bakmadan, “Konuşmak istemiyorum,” dediğinde kadın çaresizce ısrarına devam etti.

“Sadece dinle. Yalvarıyorum. Sadece dinle.” İçimde bir şeyler kopuyor, bu duruma üzülüyordum. Ve Doruk’un da üzüldüğünü adım gibi biliyordum. Ne kadar gizlemeye çalışsa da yıllarca annesini özlediğini biliyordum.

“Dinlemem hiçbir şeyi değiştirmeyecek. Anlıyor musun?” Annesi, kapı açıldığında yaptığı gibi hafifçe gülümsedi. Gülümsemesinin ardında çok şey gizlediği o kadar açıktı ki.

“Benim için çok şeyi değiştirebilir. Sadece dinle beni.” Doruk beni de, annesini de şaşkına uğratarak kapıyı açık bırakıp içeri girdi. Annesi de hemen arkasından hızlı adımlarla onu takip etti ve bende arkalarından gittim.

Doruk, salondaki tekli siyah koltuğa gevşek ve umursamaz bir şekilde oturmuş, annesi ise hala ayaktaydı. Ve benim de artık gitme zamanım gelmişti. Özel ilişkilerine karışmak istemiyordum, annesinin de rahatça oğluyla konuşması gerektiğini biliyordum.

“Şey ben artık çıkayım. Sonra görüşürüz.”

“Hayır. Hiçbir yere gitmiyorsun,” itiraz edecekken sinirli olduğuna inandığım keskin sesiyle “Otur, Ece,” dedi ve sözünü dinleyip koltuğa oturdum.

“Evet. Dinliyorum.” Duygusuz tutmaya çalışıp başardığı ses tonu annesinin kafasını tamam anlamında sallamasını ve konuşmasını sağladı. Fakat asıl konuya girmemişti. Annesinin gözleri tebessüm ederek beni buldu. Gerçekten yaşını hiç göstermeyen, çok güzel bir kadındı.

“Kız arkadaşın mı?” Yanaklarım ısınmaya başlamış, utanmıştım.

“Sorularını cevaplayacağım demedim. Dinleyeceğim dedim.” Doruk annesini terslediğinde kadının yüzündeki hoş gülümseme solmuştu.

“Evet. Kız arkadaşıyım. Adım Ece.” Belki biraz olsun gergin hava yıkılır diye düşünmüştüm sadece. Ama Doruk Gözlerini devirmişti.

“Memnun oldum. Deniz,” dediğinde gülümsedim fakat bir şey söylememe fırsat bırakmadan Doruk araya girdi.

“Bitti mi? Anlat artık.” Az önce sevgilimin annesiyle tanışmıştım. Bir yemekte ya da bir kafede değil. Ama bizim ilişkimiz de böyle garipti işte. Ve ben bunu çok seviyordum.

KORKAKWhere stories live. Discover now