Korkak | 24. Bölüm

26.4K 894 52
                                    

Oy ve yorumlarınızı sabırsızlıkla bekliyorum. Bölüm parçası var.

Multimedya'ya özellikle bakmalısınııız. İyi okumalar!

Elimin üstünde gezinen tanımlayamadığım garip bir şeylerin olduğunu, gerçekte mi yoksa uykumun derinliklerinde daldığım bir rüyada mı var olduğunu ayırabilmem, gözlerimi hızlıca açmamla mümkün oldu. Birkaç salise içinde bulunduğum yeri kavradım. Doruk hala yanımda uyuyordu. Kolları sıkıca bedenimi kavramıştı. Bu harika bir histi ve hayatımın tecrübesi sayılırdı.

Ve elimde gezinen o şey.. Görür görmez çığlığı bastım. İğrenç bir siyah böcek elimin üstündeydi ve her an kusabilirdim. Elimi sallamaya başladım ama düşmüyordu lanet olası. Bir kez daha çığlık atmak durumunda kalmıştım ve bu seferki telaşlı bir çığlıktı. Her an ağlamaya başlayabilirdim çünkü elimin üstünden bileğime doğru çıkan bir yaratık vardı. Belki de bayılacaktım. Beynim çözüm üretmek amacıyla çalıştığında kendimi şanslı saydım ve hızlıca diğer elimle Doruk'u dürtüklemeye başladım.

"Doruk! Uyan hadi!" Derin nefesler almaya başladım ve uyanmasını bekledim. Neyse ki, beni uğraştırmamış esneyerek uyanmıştı. Aslında elimin üstünde her an kusma refleksimi gerçekleştirebileceğim bir yaratık olmasa esnemesi hakkında dakikalarca düşünebilirdim. Fakat canım şu an için daha önemliydi.

"Ece?" Şaşkınca bana bakarken böcek elimin üstünde ilerlemeye devam ediyordu. Ve artık dayanamayıp gözyaşlarımı serbest bıraktım. Gerçekten iğrenç ötesiydi ve midemi boğazımda hissediyordum. Kalbim o kadar hızlı çarpıyordu ki, kalp krizi geçirmekten korkuyordum.

"Elimin üstünde!" diye ciyakladığımda -bunu yapmak istemezdim- kaşlarını çatıp elime baktı ve yüzünü alaycı bir sırıtış kapladı. Elimi avuçlarına aldı ve böceği parmaklarıyla yere attı. Derin ve rahatlamış bir nefes verdim. Gerçek anlamda fazla rahatlamış hissediyordum.

"Böcek için bir de ağladın mı şimdi?" Nefeslerimi düzene sokmayı başardığımda kaşlarımı çatıp ona baktım. O iğrenç şey, benim elimin üstünde dolanıyordu ve iğrenip korkmam gayet de olası bir şeydi.

"Bu gayet normal. Böceğin iğrençliğini sen de gördün." Bakışlarımı avuçlarında tuttuğu elime çevirdim. Az önce elimin üstünde böcek gezmişti ve bu fikir bile midemi yeniden ağzıma getiriyordu.

Bu sırada gün daha yeni doğuyordu. En fazla sabahın beşi olmalıydı. Ve bu vakte özel bir soğuk vardı etrafta.

"Komiksin." Güldüğünde elimi ondan çekmeye çalıştım fakat ben çekmeye çalışınca o daha sıkı tutmuş ve girişimimi engellemişti. "Ben sana ne öğrettim?"

Sabahın ilk ışıkları onun uykudan yeni kalkmış gözlerine düşerken yutkunmaya çalıştım. Yüzündeki gülümseme giderek geride kalan karanlığa karışırken, ciddiyet; doğan güneş gibi yüzüne yerleşiyordu.

"Tamam, unutmuş olabilirim," kafasını onaylar gibi salladığında kendimi savunmayı da unutmadım. "Ama sende benimle dalga geçmemeyi öğrenmelisin." Onun gözünde dalga geçtiği bir kız olmak, kendimi bir uçurumdan atma isteği uyandırıyordu içimde.

"Öğrenmeliyim?" Hayretle kaşları havaya kalktığında keyifle yüzünü inceledim. Onda farklı yüz ifadeleri oluşturmak hoşuma gidiyordu açıkçası. "Ama öğrenmek istemiyorum."

Sinirden alt dudağımı ısırmaya başladığımı fark edince dudağımı kanamadan serbest bıraktım. Her şey onun istekleri doğrultusunda yürümezdi. Benimle dalga geçmesini istemiyordum. Özellikle de korkularım söz konusuysa.

"İstemeyebilirsin. Ama öğrenmek zorundasın. Ben seninle dalga geçmiyorum mesela." Uzun süre yüzüme baktıktan sonra gülümseyerek kafasını salladı. Bense ne diyeceğini merak ettiğim için konuşmasını ve en azından bir iki kelime etmesini bekliyordum.

KORKAKWhere stories live. Discover now