65. bölüm

1.2K 105 131
                                    


*

''Ateş gel buraya dedim ''

''ya anne istemiyorum ''

''Gel şunu koyayım şuraya hemen ''

Ateşin annesi elindeki çig et ile peşinde koşuyordu

''ya anne çek alla aşkına ya ''

''çiğ et ya iyi gelir. Morluğunu alır''

Üzgün kadın üzülerek pes ederken ateş koltukta oturan babasının yanına gitti.

''Ölmüş bu, adam olmaz. Bu nasıl oldu böyle ya. ''

''Ya baba kapıya çarptım kolumu düştü işte ''

Sağ elini ateşin saçlarının üstünde gezdirirken oğluna sıkıca sarıldı.

''Olsun önemli değil. şimdilik telefonunla idare et. öteki ay alırım yenisini ''

''yok babam istemiyorum 7610 biliyosun üstüne yok ''

baba oğul gülümserken evin annesinin seslenmesiyle yemeğe oturdular .

*

Oğuz erhan ve ersin sabah trafonun orada elindeki sigaraları tüttürürken ersin derin düşüncelere dalmıştı.

''Sanada bir gece oturmak yaramadı herhalde ne bu halin sus pus '' Erhan imalı bir şekilde sormuştu bunu

''Ya dün çıkışta saçma sapan bir şey oldu da kafam ona takıldı ''

ateş trafonun sol çaprazından geçerken ersin ile göz göze gelince yüzüne samimiyetsiz bir kısa gülüş yaydı.

Yaptıkları o konuşmadan sonra kendini ersinden uzak tutmaya çalışıyordu. Madem bu doğru olmayan bir şey o zaman onun bir araya gelmemek için elinden geleni yapıyordu.

Ersin ''şşit kazazede'' diye arkasından seslenince olduğu yerde duraksadı.

'' Kolun nasıl? ''

Ersin ateşin önüne geçip gözlerini temkinli bir şekilde ateşin kolunda gezdirdi.

'' Playerimden daha iyi durumda. ''

bir adım atıp yürüme çalışırken ersin önüne geçip onu durdurdu.

'' Ya kendimi borçlu hissediyorum. İnat etme de halledelim şunu. ''

'' Halledecek birşey yok. ''

Ateş omuzları yukarı doğru kaldırıp tekrar adım atmaya çalıştı

'' Hiç fırsat vermiyorsun. ''

Ateş gözlerini ersinden ayırmadan kafasını hafifçe yana çevirdi.

'' Anlamadım, neye fırsat vermiyorum? ''

'' Borcumu ödememe. ''

'' Borcun yok söyledim. ''

Ateş yine yüze sahte bir gülümseme ekleyip adımlamaya çalıştı

'' Derse mi? ''

Bu sefer içinden gelen histerik gülüşünü yüzüne yerleştirirken derin bir nefes verdi.

'' Ben okula derslere girmek için geliyorum ama. ''

iki genç bu sefer sıcacık gülüşlerine gönderirken ateş fırsatı değerlendirip '' Görüşürüz '' dedikten sonra okula doğru yürümeye başladı.

Okulun bahçesinden binaya doğru ilerlerken az önce ersin ile yaptığı konuşmaya anlam veremiyordu. '' Hiç fırsat vermiyorsun. '' derken bir türlü sadece borç meselesi için söylediğine emin olamıyordu.

''Ateş naber ''

Kulaklarına dolan tiz ses ile tüyleri ürperirken eyleme kısa bir bakış attı

'' iyidir sen ''

olduğu yerde sağ bacağını sallıyordu.

'' iyiyim bende . Herşey yolunda mi ? solgun görüyorum seni zamanlarda ''

elini ensesine götürüp kaşımaya başladı

'' yo gayet iyiyim bir sıkıntı yok ''

eylem ateşin yanına yaklaşıp kulağına doğru eğildi

'' ha emin olmak istedim. merak etme sırrımız güvende seni satacak değilim ''

ateş kaşları bir şekilde bakış attı

''anlamadım ne sırrı ''

''ben sınıfa gidiyorum sen yolda yürürken anlarsın ''

Eylem ağır adımlarla bahçede yürürken ateş olduğu yerde kalakalmıştı. Ne yapmaya çalıştığını çözemezken aklına yaşananlar geldi.

Eylemin ersini aldattığını biliyordu ve resimleri çekmişti. Ama bunu ersine söylemek yerine susmayı tercih etmişti. Ersin ona bunu sorduğunda yalan söylemek zorunda kalmasını hala hazmedemiyordu.

Saftirik eylem , Ateşin onu korumak için söylemediğini düşünse de işin gerçeği ateş bunu ersine yapan kişi olmak istemiyordu. Zaten eylem sokak ortalarında fingirdeştiği için bu olayın patlak vermesi aşikardı. Ateş , ersini üzeren kişi olmak istememişti.

Sonuçta bu ona yalan söylediği gerçeğini değiştirmemişti. O yüzden ersinin ona '' Sen hayatımda gördüğüm en dürüst insansın '' lafının altında ezilmişti.

gözleri yaşlanmaya başlarken kendini zar zor tuvalete attı. Alel acele musluğu çevirdikten sonra eline bocalanan suyu yüzüne çarptı.

yanaklarından su damlaları süzülürken aynada kendine görüntüsüne baktı

''Yalancısın sen .''

allak bullak olmuş yüzünü görünce dişlerini sıkarak konuştu.

''Yalancı ''

Tuvalete giren oğuz ile kendini toparlamaya çalıştı. Çantasından çıkardığı mendille yüzünü silmeye başladı.

''İyi misin bir şeyin mi var ''

Oğuz burnunun üstünden konuşmuştu

'' Yok tansiyonum düştü biraz ''

''Yardım etmemi ister misin ''

''Teşekkür ederim. Derse geç kalıyoruz '' dedikten sonra tuvaletten çıktı. Şuan konuşmak istediğin son insandı oğuz ''

*

Ders molasında kantine doğru yürürken adının seslenmesiyle duraksadı.

''naber ''

''iyiyim sen ''

'' İyi. Al bu sana. ''

elindeki son model playeri ateşe doğru uzattı

'' Bu ne? ''

'' Neye benziyor? player . ''

Ersin ukala bir tavır sergilemişti.

'' Eee? ''

'' Yani seninki kadar iyi bir model olmasa da idare eder. '' derken tek kaşını havaya kaldırdı.

'' Sen benimle dalga mı geçiyorsun ya? Ne demek bu? Ne demek seninki kadar iyi bir model değil? Kim sana git player al dedi ya? Kimsin sen?! ''

ateş sinirlerine hakim olamamıştı. Aslında şuan ersinden çok kendine kızıyordu. Normalde de kabul etmezdi ama şuan ersinin zamanlaması çok yanlıştı.

Ateş arkasını dönüp giderken eli havada kalan ersin arkasından seslendi.

'' Ya şaka yapmıştım. ''

Ateş bir an duraksadıktan sonra kafasını yana çevirip kantine doğru yürümeye başladı...

Ben Seni Daha Çok (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin