4. bölüm

4.5K 473 119
                                    


-

biri bana gelsin o da ersin 

ersin bana doğru yürürken yine  ''yok yhaaa'' diye bağırdı.

 bunun iki açıklaması vardı. ya bu çocuk maldı . yada bir şeyler kullanıyordu. normal değildi bu tepkileri. gerçi ona her şey yakışıyor diye düşünmeden edemedim. 

karşı sıraya otururken ne oldu yaprak bakışlarımı yüzüne gönderdim. Kaşları çatıkken  yakışıklılıktan ölmek üzereydi.

aslında bende belamı arıyordum . çocuk benle iletişim kurmak için karşımda olmasına rağmen  ona karşı içimde anlamdıramadım bir çatışma istediği vardı .

 '' neden böğürüp duruyorsun ''. 

kaşlarını havaya kaldırırken kahverengilerini bana dikmişti.

'' sanane '' 

 gözlerimi devirirken  gözlerim el hareketlerine takıldı. . burnunun üstüne dokunduğunda içimde tuhaf bir  hareketlenme oluştu.

''sen niye buradasın bak arkadaşların seni bekliyor gitsene''

beni pek dinlemiş gibi görünmüyordu.

 ''sen niye bu okula geldin burası sana göre değil dedi '' 

Sonunda karşıma  beni anlayan biri çıkmıştı.  bas bas  bağırıyordu zaten bedenim ben buraya ait değilim diye. 

'' keyfimden değil ailemin isteğiyle geldim. bende bayılmıyorum buraya ''

Ben iç geçirirken başını yana eğdi .  

'' çalışkan birine benziyosun.  Anadolu lisesine neden giremedin '' 

 ruhum kararmaya başlamıştı.  yaramı deşip duruyordu.

''ersin bunları bende istedim ama olmadı . şuan burday-'' 

sıkkın bir ifadeyle bana bakınca sustum. tavana kısa bir süre baktıktan  ayaklanıp sınıftan çıktı. asfalta at pislemiş gibi sınıfta kala kalmıştım .

*

Aradan bir  hafta geçerken  yavaş yavaş  okula alışmaya başlamıştım. bir sıra arkadaşı edinmiş. ve arada ersini keserek zamanımı geçiriyordum.

 Edebiyat dersindeydik. Hocayı dinlerken arkamda garip homurdanmalar duydum. Edebiyat öğretmeni de fark etmiş olmalı ki ersine seslendi.

''ersin tahtaya gel '' 

ersin sıkkın bir ifadeyle ''hocam ben gelmesem oğuz daha istekli deyip'' arkadaşını saniyedeEdebiyat öğretmenin insafına bıraktı.

Edebiyat öğretmeni  sert bakışlarını göndermeye başlayınca  garip hareketlerle kendini sıradan kaldırdı ve tahtaya geçti.

Bu tabi ki  benim için bulunmaz fırsattı, hemen göz banyosu yapmaya başlamıştım. Beni çok heyecanlandırıyordu.

Bakışlarım geniş omuzlarından aşağı doğru kayarken belinin altında bir potluğa takıldı . Bu normal bir potluk değildi. Dikkatli baktığımda erkekliğini kalkmış olduğunu gördüm.

O nasıl bir erkeklikse sanki fırlayacak gibi duruyordu. sınıfa dönüp hemen baktığımda kimse fark etmemişti.  e tabi ben başka çocuğun şeyine bakabilecek salak yoktu ..

gözlerimiz birbirini bulduğunda bana dudak hareketleriyle sus işareti yaparken gülümsedim . Bana göz kırparken sanki sesler yoktu. sadece görüntüsüne odaklamıştım. 

Ersin yerine geçerken  istemsizce yüzümü buruşturmuştum. Sağ omzumda bir el hissettim ile  dokunulan yerdeki sıcaklık bedenime doğru yayılmaya başladı.

 yüzümü ona döndürmeye cesaret bulamamıştım. kulağımda nefes alış verişlerini hissetmeye başladığımda yanaklarım kızarmak üzereydi.

 '' sende 0.50 uç var mı ? benim kalemim öyle ''

0.50 derken takibi  0.5 kalemi kastetmediğini biliyordum . omzumdaki elini hafifçe çekilirken  beni kucağımdaki ereksiyonum ile  baş başa bırakmıştı. onu çok fazla arzularken  ergenliğim yine tavan yapmıştı.



Ben Seni Daha Çok (GAY)Where stories live. Discover now