Ben Seni Daha Çok (GAY)

57. bölüm

''hoş geldin '' sesindeki heyecanı bastıramıyordu.

ateşe arkası dönük olan ersinden cevap gelmedi.

Duymadı herhalde diye düşünürken elini tokalaşmak için ersine uzattı.

ersin ateşin uzattığı eli görmemezlikten gelerek erhanın yanına oturdu.

eli havada kalan ateş ne yapacağını bilememişti.

Ersin oturduğu yerden elini cebine atıp sigara paketini çıkarttı. erhan bile ersinin bu tepkisine anlam verememişti. ateş elini yavaşça geri indirirken maruz kaldı tavrın etkisindeydi.

''gelmiş mi ''

sigarasından bir duman çekip boşluğa doğru üfledi.

erhan olumsuz anlamında başını iki yana hafifçe salladı.

ateş daha fazla görmeden gelmeyi kaldıramayacağı için erhan'a seslendi

''ben sınıfa gidiyorum görüşürüz ''

erhan başıyla onaylarken ersine baktığında ersin kafasını çevirip yol kenarındaki sıra sıra park edilmiş arabaları incelemeye başladı.

ateş'in kulaklarındaki kırmızılık mora dönmek üzereyken okula doğru yürümeye başlamıştı.

ersinin neden böyle bir şey yaptığını anlayamamıştı.

belki yazlıkta kapısına kadar gelip görüşmeye gitmediği  için olabilir diye aklından geçirdi. Eğer ersin buna kızsa veya tepki gösterse bunu ateş anlayabilirdi. Lakin ersinin bu sergilediği tavrı hiç beklemiyordu.

Üstündeki yaptırım gücü ve sınıftaki herkesten farklı olarak onla konuşabiliyorken görmemezlikten gelinmek canını acıtmıştı.

*

okul müdürünün sonsuz konuşması nihayet sonlanmıştı. Öğrenciler ikişer üçer sınıflara dağılmaya başlıyordu.

ikinci sınıfa geçtikleri için sınıfları değişmişti. ikinci katta iken zemin kata geçmişlerdi. ateş bu duruma içinden sövmüştü. Camdan aşağıları bakmayı seviyordu. şimdi parmaklıklar arkasından dışarı bakmak zorunda kalacaktı.

sınıfın önüne geldiğinde ersinin müridlerinden iki çam yarması telefonlara gbt kontrolü yapıyordu.

Telefonlardan eylemin numarasını silme işleminden vazgeçecek durumda değillerdi.

''geçebilir miyim ''

''telefonunu ver ''

ateş gözlerini deviremeden edemedi.

''buna gerçekten gerek var mı ?''

''lan versene ''

canı burnundaydı zaten. az önceki görmezlikten gelinmesini hazmedemiyordu. aslında kavga etmek istiyordu ama bu çam yarmalarını gözü kesmiyordu.

''vermiyoru.. '' derken , yarmaların ateşin omuz hizasından arkasına bakmalarıyla lafı yarım kaldı.

''bırakın geçsin ''

ersin ateşin yüzüne bakmadan konuşmuştu.

ateş ersinden gelen bu davranışlara aşikardı ama yüzüne bakılmaması değil. Onu görmezden gelse de belli ki ateşin dokunulmazlığı devam ediyordu.

omzunun üstünden bir bakış attığında kahverengiler ateş dışında her şeye bakıyordu .

ateş sınıfa girdiğinde gördüğü manzara ile elini ensesine atıp kaşımaya başladı. Sıraların çoğu kapılmıştı. kırmanciler ikişer ikişer kalorifer petekleri ve pencerelerin olduğu hizada bulunan sıralara yerleşmişlerdi. ortada bulunan grup ve duvar kenarlarının en önleri boştu.

içinden bir yandan burağa söverken diğer yandan gözleri onu arıyordu. Çünkü sıra kapma görevi onundu.

''olum ben sana ne dedim ''

burak mahçup bir ifadeye bürünmüştü.

''ben napıyım doluşmuş çomarlar.''

''erkenden gelip yer kapabilirdin ''

''yapacak birşey yok bu senede ortada oturalım ''

ateş elini alnına götürüp alnını ovmaya başladı.

meslek lisesinin bir diğer kötü yanı sınıftaki yoğun apış arası kokusuydu.

okulda kız öğrenci olmadığı için zaten kendine zor bakan kırmanciler iyice salıyorlardı.

elinde olsa hepsini 90 derecede yıkayıp koltuk altlarına rolonlarına kadar sürmek istiyordu .

lakin bazı günler sınıfa girdiğinde sınıfta biri ölmüş gibi kokuyordu.

O yüzden pencere kenarında oturmak istiyordu. duyulan koku göz ile görülebilir yeşilliğe geldiğinde pencereyi açıp temiz hava alıyordu.

''nereye geçelim ''

'' ne fark eder her türlü yar**ğı yedik ''

orta hizadan bulunan sıralara doğru ilerlemeye başladılar. Ateş en azından cama daha yakın olur diye düşündü.

''ömer ve faruk kalkın siz oradan bakayım ''

kulaklarıma çok aşina olan ses yine benimleydi.

ömer yayıldığı sıradan ''neden ya. biz kaptık . burayı ersin '' derken yüzündeki gözlüğün sapıyla oynama başladı

kapının girişinde olan ersin hızlı adımlarla ömerlerin oturduğu sıraya doğru giderken ateş onu izliyordu.

''lan kalk s*kt*rme belanı '' demesiyle ömeri gömlek yakalarından tutup yere fırlattı.

iki büklüm yerde toparlanmaya çalışan ömer yere düşen gözlüğünü elinde aldığında camlarının kırıldığını gördü. içinden şuan ersine sövüyor olsa da yüzüne bir şey demenin G*t isteyeceğini bildiği için sadece kaşlarını çattı.

faruk yerdeki ömere bakarken ersinin ona bakmasıyla aniden ayağı kalkıp kendi ve ömerin çantasını alıp sırayı hemen boşalttı.

''Burak geçersiniz ''

burak şaşkın bir ifadeyle bakarken ateş sıraya doğru ilerledi. yüzüne bakmasa da onunla konuşmasa bile yine onunlaydı işte.

ateş , ersinin adını dahi anmada bunu kendisi için yaptığını biliyordu. Çok şaşırmadı zaten koca bir ateşin hep böyle bir ayrıcalığı vardı.

Şuan ki sorun sadece onunla konuşmaması ve görmezden gelmeseydi.

sınıfta herkes olanları izlerken aslında ufaktan ayar olmaya başlamışlardı. ersin sınıfın pardon koğuşun ağası konumundaydı. ve ateş'e geçilen iltimas fazla olmaya başlamıştı.

ateş sıranın yanına geldiğinde ersin yine yüzüne bakmadı.

''teşekkür ederim ''

ersin burnunu hafifçe yukarı kaldırdı.

ateş bu hareketin önemli değil demek olduğunu düşündü. Bu sürekli ersini izlemenin getirisiydi. Çoğu hareketinden ne düşündüğünü artık anlayabiliyordu.

ateşin istediği sıraya geçmenin verdiği mutluluğu yaşarken sınıftaki herkes kendi haline dönmüştü. pencereyi sonuna kadar açıp temiz havayı içine çekti.

zemin katta oldukları için parmaklıklar olsa da burayı sevdi. Yazın serin cam kenarında rüzgardan yararlanırken kışın kalorifer peteklerine yaslanıp Tarih dersinde mışıl mışıl uyuyabilirdi.

sınıf yavaş yavaş dolarken kapının girişindeki tanıdık yüzü görmesi ile az daha tükürüğünde boğuluyordu. öksürük krizi bittiğinde gözlerini kapıya dikti.

''israfil sürüh mü üfledi burak ''

''Ne diyorsun ateş ya tövbe tövbe delirdin mi ''

Başını hafifçe yukarı kaldırıp çenesiyle kapıyı işaret etti.

''Hakikaten israfilin sürüymüş. ateş ''

'' Birazdan da kıyamet kopar herhalde ''