33. bölüm

1.9K 338 55
                                    


kimya öğretmeni elindeki sınav kağıtlarını dağıtmadan önce öğretmen masasının önüne gelip kollarını göğüsünde kavuşturup masaya yaslandı.sınırı gözleriyle tararken tahmin ettiğim gibi arkadaki öğrencileri kaldırmaya başladı. ben malımı biliyorum. kimse aptal değil sınav zamanı çalışkan öğrenciler tembellerin yanına oturunca bal gibi ortaya çıkıyordu. ersine omzumun üstünden ukala bir bakış attım. gözlerinde minnet ve mahçupluk vardı. bakışlarımı hocaya döndürürken gözlerimiz birbirini buldu hocayla.

işte o an bütün vucudum kas katı kesildi. ike kelime yeterdi bütün sistemi bozmaya . ersinin okula veda etmesine. hoca bakışlarını bir süre daha üstümüzde tuttuktan sonra diğer sıralarda oturanlara bakmaya başladı. derin bir nefes verip ''oh '' diye tısladım. buda planım ikinci aşamasıydı. çünkü benimde notum çok parlak değildi o yüzden dikkat çekmemiştik. hocanın kaldırmasını beklemiyordum beni veya onu ama öyle bakınca acaba mı diye gerilmiştim.

öğretmen bir kaç kişinin daha yerini değiştirdikten sonra sınav sorularını dağıtmaya başladı. tahmin ettiğim gibi a ve b grup olmak üzere ayırmıştı soruları ve ersinin kağıdına baktığımda sorular ap ayrıydı. yani sadece sayıları değiştirmemişti . yandakinden bakıp formülü kullanıp yapamazdın başka konular sormuştu. gerçekten hocaların acıması hiç yoktu bu okulda.

bunu soruları gördüğümde dahada iyi anladım. ersin kağıdına ismini soy ismini yazarken onu takip ettim. ve 2 günlük kasmam sonucu soruları çözmeye başladım. ersin ise kalem dahi oynatmıyordu yanımda. ben sorularımı çözerken arada baktığını görebiliyordum. lakin kağıdıma odaklamaya devam ediyordum. ersin beni dürttüğünde kaçamak bir bakış attığımda yüzünde napıyorsun yarpak kalacağım sınavdan ifadesi vardı. hemen bakışlarımı kağıdıma çektim ve hızlıca soruları cevaplamaya devam ettim . ersin '' yok yhaaaa '' diye usulca fısıldayınca gülümsemeden edemedim.

geçen otuz dakikanın ardından kağıdımdaki on sorunun dokuzunu bitirdim. bu sırada hoca iki kişiyi kopya çekerken yakaladı ve kağıtlarını aldı. soruların cevapları çok uzundu o yüzden süre yetmeyecek gibiydi. ama bu kağıtla iyi bir not alınır diye kararımı verdim ve kalemi elimden bıraktım. o sırada ersin bana boş bir ifadeyle bakıyordu. gerçi haklıda sayılmazdı. sonuçta sınavın bitmesine on dakika kadar bir süre kalmıştı ve onun kağıdında tek bir kelime bile yoktu. sadece adı soyadı yazıyordu .

arkama yaslanıp hocayı kesmeye başladım. öğretmen vicdan azabı gibi herkesin tepesinde dolanıyordu. artık harekete geçmem lazım deyip gerilmeye başlarken. bir gürültü koptu ve hoca sol en uçta arka taraftaki çocukları kopya çekerken yakaladı. işte beklediğim fırsat ayağıma gelmişti. hoca yakaladığı öğrencilerden kağıtlarını alırken önümde doldurduğum sınav kağıdını elime alıp ersinin aynı benim kalbim gibi tertemiz olan boş kağıdıyla değiştirdim.

ersin ''napıyors'' derken parmağımı burnuma götürüp susmasını anlamasını sağladım. tam o anda hoca dönünce bizde önümüze döndük. ve kazasız belasız plandığım şeyi gerçekleştirdim. hemen önümdeki kağıdın sol en üstte bulunan ad soyad kısmında bulunan ersin ismini sildim. ve kendi adımı yazdım. ersine baktığımda şok olmuş bir ifadeyle bakıyordu. bu ondan pek gördüğüm birşey değildi. istemsizce gülümsedim elimle isim soy isim kısmını işaret ettim. hızlıca adını soy adını yazdı. ufak bir kontrol ettiğimde yazımı onun yazısına benzetmiştim. birebir olmasada dikkat çekici değildi. derin bir oh çektim ve arkama yaslandım. sonuçta ersinin işi hal olmuştu.

tam o sırada ersin beni dürtüp saat ve be benim önümde duran bom boş kağıdı işaret etti bakışlarıyla. saatte baktığımda sınavın bitmesine yedi dakika vardı.

Ben Seni Daha Çok (GAY)Where stories live. Discover now