64. bölüm

1.3K 106 240
                                    


Elindeki kahveyi yudumlarken dün ersin yaptığı konuşmayı aklımdan bir türlü çıkaramıyordu.. Net bir şekilde üstü kapalı ersin onu red etmişti. İçinden, en azından ona söyledim diye kendini avutmaya çalışıyordu.

Ona kızgın veya kırgın değildi. Sonuçta herkes eşcinsel olmak zorunda değildi ama aralarında farklı bir çekim olduğunu düşündüğü için hayal kırıklığı yaşamıştı. Artık onu unutmak için ondan elinden geldiğinden uzak durması gerekiyordu.

Okulun bahçesindeki sandalyede tek başına burağı beklerken yan masadan gelen birinci sınıf kız öğrencilerin kikirdeşmesi dikkati çekti

''geliyor senin ki ''

'' bu sefer beni fark etmesini sağlayacağım merve ''

esmer olan kız elini çenesine götürüp yanındaki kıza yaklaştı

''nasıl yapacaksın peki ''

''göreceksin ''

Masanın üstündeki çay bardağını alıp yerinden kalktı. kalçasını bir sağa bir sola sallayarak karşıdan gelen ersine doğru yürümeye başladı.

Ersinin eylem ile ayrıldığı haberi tüm okula yayılmıştı. Okulun en yakışıklı çocuğunun tepesine yeni gelen çömezler üşüşmeye başlamıştı.

Ateş oturduğu yerden gülümseyerek izlerken kız elindeki çayı ersinin sol omzuna çarptırarak üstüne döktü.

''Ah çok özür dilerim. Çok afadersin. İsteyerek olmadı. Gerçekten ''

Kız bunları söylerken eliyle ersinin koluna ve çayı döktüğü omzuna dokunmayı ihmal etmemişti. Ersinin burnunun üstünden omzuna bakıp elinin tersiyle paltosunun üstündeki çay damlalarını silkeledi.

''Bu arada ben esra '' dedikten sonra tokalaşma için elini ersine doğru uzattı.

Ersin ''Önemli değil '' derken kendisine uzatılan eli havada bırakıp kızın sol omzuna iki kere dokunarak yanından uzaklaştı.

Havada kalan elini sinirle yerine indirirken arkadaşının yanına masaya döndü.

masada oturan kız '' 'Noldu '' dedikten sonra dudaklarını birbirine bastırdı gülmemek için

''Ceyda benimle uğraşmayı kes ''

esmer kız eliyle saçlarına geriye doğru atarken burak ateşin gülümsemesini yakalamıştı.

''Hayrola niye gülüyorsun kendi kendine ''

sırt çantasını ve elindeki çayı masaya bıraktı

''Nasıl bir okul burası ya ''

'' noldu ''

'' ersin geçti az önce , şu kız onunla tanışmak için kalktı. Çayını onun üstüne döktü. Sonra elini uzattı. adını söyledi. Hiç bir şey başaramadan geri döndü.''

Bacak bacak üstüne atarken çenesiyle kızı gösterdi. Burağa bağırdığı için dün akşam telefonda konuşup gönlünü almıştı. Şuan yanında olduğu için oldukça mutluydu.

'' o kız şansını biraz fazla zorlamış . Ersinden bahsediyoruz sonuçta . Okulun altın çocuğu. Yani bakma eylem ile bir dönem oldu ama o bu okuldaki tiplerle takılmaz .''

''Nasıl yani ''

''işte meslek lisesindeki kızlar , yolda yürürken herkesin baktığı tipler gecelerin adamı derler aslında ona . Gömlek değiştirir gibi de kız değiştirir. Çakıcı bir nevi anlayacağın ''

''Yani uzaktan sevimli gözüktüğüne bakma . yakından güldürmez. ağlatır bu modeller ''

Ateş burağı dinlerken daha önce ersin ile ilgili çok az konuştuklarını fark etti.

*

Erhan ''Bırakın dün geceyi de akşam ne yapıyoruz onu konuşalım'' derken ersinin üstündeki çay lekelerini inceliyordu.

''Erhanın senin mekandayız işte piiz yaparız. Ne olacaktı ki '' oğuz parlayan gözler ile bakıyordu.

Ersin başını iki yana salladı.

''yok ben gidip yatacağım . Siz ne yapıyorsanız yapın ''

'' Şimdi ayıp ettin ersin hoca gece doktoru olmadan alem yapılırmı ya '' oğuz yine şansını zorlama peşindeydi.

Erhan olacakları anlayıp ersinin kolunu tuttu.

'' Olum bırakın dokunmayın biladerime. Belli dün gece çalışmış ''

Masadaki tüm gençler muzurca ve imalı bir şekilde kahkahalar attılar.

''Ben kalkayım artık Düşeceğim yoksa. arabayı da kötü yere park ettim zaten ''

Ersin masadan uzaklaşırken erhan arkasından seslendi.

'' Bana bak lan . Ağırsan ben bırakayım . şimdi kaza falan yaparsın ''

Ersin burnunu eline götürdü.

''Yok yhaaa . Ölmedik daha ''

oğuz parmağını ersin doğru uzatıp gözlerini kıstı.

''O son tekilayı çakmayacaktın ''

''uğraşmayın lan benle hadi ''

*

Düğüm düğüm olmuş mp4 playerinin kulaklıklarını çözmeye çalışırken bir yandan sövüyordu. Ateş şu sıralar bulunduğu ruh halinden kurtulmak için kendine müziğe vermişti. Babasının ona doğum gününde aldığı bu cihazı telefonun şarjı bitmesin diye yeni kullanmaya başlamıştı.

Son düğümü çözdükten sonra listeden bir şarkı seçti. playeri Tam cebine koyacakken arkadan gelen arabanın aynası koluna çarptı. Elindeki player yere düşerken bileğinde ısıran bir sancı hissetti.

Aniden duran arabadan fırlayan ersin , Ateşin yanına geldi. Ateşin sağlam eliyle diğer bileğini hafifçe tuttuktan sonra yere eğilip playerinin parçalarını toplamaya başladı.

''iyimisin çok özür dilerim nasıl oldu anlamadım. kırılmış ya gerçekten özür dilerim ''

'' önemli değil ''

Ateş, parçaları çantasına attıktan sonra adım atacakken ersin onu elinden yakaladı.

'' doktora gidelim mi? ''

Ersin, iki eliyle kavradığı bileği incelerken ateş birden elini geri çekti.

'' yok teşekkür ederim gerek yok ''

'' atla o zaman yeni bir player alalım sana ''

'' bunu idareten kullanıyorum zaten .sağol ''

Ersin sağ elini arka cebine attı.

'' o zaman parasını vereyim ''

'' sen kime neyin parasını veriyorsun ya ''

Ateşin gözlerinden alevler sıçarken çenesini yukarı kaldırarak konuşmuştu.

'' ee telefonunu kırdığıma göre sana ödemem gerekir ''

ersin , ateşin bu tepkisini çatık kaşlarla ile karşılıyordu.

'' gerek yok! ''

'' Bak bu tavrın dün içinse ''

'' Alakası yok ''

Ateş ersinin bu ısrarcı tavrından bunalmıştı

'' telafi etmem lazım ama ''

Ateş gözlerini kısıp diliyle yanağının içinini şişirdi.

'' telafi etmek istiyorsan bir daha araba kullanma ''

ateş bileğini ovarak oradan uzaklaşırken ersin arkasından bakakalmıştı.... 

Ben Seni Daha Çok (GAY)Where stories live. Discover now