41. bölüm

1.8K 391 148
                                    

ersinin oturduğu sıraya doğru ilerlerken yaşadığı çekingenlikten dolayı olsa gerek adımlarını yavaş yavaş atıyordu. ersin karşıdan parlayan gözlerle bakarken sağ eliyle yanına oturmaya çalışan oğuzu omzundan tuttu. ateş gözlerini devirirken bu sefer suratına yamuk bir gülümseme yerleştirmişti. çünkü oğuz her zaman ki oğuzluğunu yapmış ve ayrık otu gibi aralarında bitmişti. ersin '' hadi git öteye '' derken oğuzu tuttuğu omzundan iteklemişti. ateşin yüzündeki gülümseme daha genişlerken oğuz öldürücü bakışlarını ateşin üzerinde zehirli bir ok edası ile atıyordu. oğuz defolup giderken ateş bir elini sıranın üstüne koyup '' müsade var mıdır '' derken elindeki eşyaları çoktan sıraya koymaya başlamıştı.

ersin yaslandığı duvardan doğrulup oturuşunu düzeltirken ''her daim '' diyerek yakıcı ve bir o kadar boğuk bir ses tonuyla fısıldadı.

ateş yüzünde kırmızının her tonunu yaşarken sırasına oturduğunda yutkunmaktan kendini alıkoyamadı. ersin yine farkında olmadan ateşe söylememesi gereken bir şeyi söylemiş ve ateş ile arasında olan etkileşimi alevlendirmişti.

''sonuç her ne olursa olsun bu yaptığın benim için çok kıymetli '' derken sınıftaki diğer kırmanciler sıralarına yerleşmiş. kimya öğretmeni siyah deri çantasının içinde mavi not defterini çıkarmıştı.

ateş gözünü hocanın elindeki not defterinden ayırmadan ''sen de benim için kıymetlisin '' derken iki eliyle oturdukları sıranın ucundan sımsıkı tutmuştu.

''biliyorum '' cevabı ile ersine döndürdüğünde onu bekleyen minnet dolu bakan gözlerle karşılaştı. kafasını biraz aşağı inip onu onaylarken tekrar gözlerini kimya öğretmenin elindeki not defterine dikti. bu kadar gerilmesinin sebebi artık ya bir yolun sonundaydılar yada yeni bir yolun başında. eğe rersin gerekli notu alamaz ise zaten sınıf tekrarı olduğu için bu sene okuldan atılacaktı. ateş bunun için elinden gelenin fazlasını yapmıştı. hatta kendini de riske atmıştı ama bunu pek önemsememişti. kendi sınavından kalsa da altan ders alarak devam edebilirdi.

''sessiz olun çocuklar '' derken kimya öğretmeni masanın üstüne avuç içleriyle sertce iki kere vurdu ve elinde defterle oturduğu sandalyenin arkasına yaslandı. ''çocuklar kağıtlar dökülüyordu elimden geldiğinde bol not vermeye çalıştım '' dediğinde sınıfta bir buz havası esmişti. bu pek hara alamet değildi.

'' erhan 48 mahmut 23 '' derken ateşin heyecanı bir yandan artarken bir yandan duygu iki notla şoka uğramıştı. kimya öğretmenin bol tuttum notları dediği buydu. insanların hayatı ile oynamaktı bu ona göre. eğer sınıf tekrarı olsa bir nebze kabul edilebilir bir durumda ama öğrencinin okuldan atılacağı bildiği halde verdiği not ile bilet kesmesini kabul edemiyordu. onaltı yaşındaki çocuklar yolun çok başındaydı onları kaybetmek yerine kazanmak olmalıydı bu sistem. bazı istisnai durumlar dışında

23 aldığını duyan mahmut sağ elini yumruk yapıp sıranın üstüne sertçe vurduğunda sınıfta bir sessizlik oluştu. bunun sebebi ise ersinin müridlerinden biri olmasıydı yani sınıf tekrarı. işte bu kadardı . okuldan atılmıştı. belli olmayan notlar olsa bile kaba bir hesapla sonuç ortadaydı.

ersine yandan bir bakış attığında istifini pek bozmamıştı. ateşin yüzünde ufak bir tebessüm belirirken onda en sevdiği özelliklerden biri olan bu tavrına bir kez daha hayranlık duydu. her ne durum olur olsa olsun ersin dik başlılığını ve tavrını bozmuyordu. hocalar ile not isteme münakaşasına bile girmemişti.

kimya öğretmeni ''eylem 66 burak 71 '' derken ateş artık sabırsızlanmaya başlamıştı. ersinin sınıf listenin sonlarına doğru olduğu için liste düzenlemesi yapana içinden sövmeyi ihmal etmemişti.

''ateş 49 '' isminin anılmasıyla sınıfı takılmadan geçmesinin haberini almıştı lakin sevinememişti. çünkü aldığı not çok düşüktü ersinin geçmesi yüksek bir not alması gerekiyordu. kafasında düşünceler devam ederken bir yandan da zamanın kalmadı o yüzden öyle onun iyidir diye kendini avutmaya çalışıyordu.

notlar paldür küldür dökülürken kimya öğretmenin '' hilmicem 52 '' demesiyle gerim gerim oturduğu sırada doğruldu. ersinin isminin okunmasına beş kişi kalmıştı.

ateş derin bir nefes alırken sağ dizi aşağı yukarı sallanmaya başlamıştı. ve asla yapmaması gereken bir şey yaptı.

''turabi 33''

ateş sağ kolunu kaldırıp ersinin elinin üstüne avuç içlerini yerleşti.

''acun 14 ''

ersin elinin üstüne yerleştirilen ele hiç tepki vermedi. çünkü artık o da heyecanlanmıştı ve tek odak noktası kimya öğretmenin iki dudağından çıkan kelimelerdi.

kimya öğretmenin ''esat 46'' demesiyle , ateş ''lütfen lütfen '' deyip gözlerini sımsıkı yumdu ve hep hayallerinde ve rüyalarında tuttuğu eli daha da sımsıkı sıktı.

''adem 35'' demesiyle kafasını tempolu bir şekilde salladığı dizlerine doğru eğdi.

''ersin 82''

ateş beyninde yankılanan sekseniki sözcüğün beş kez tekrarı ile elinin sıkılması ile gözlerini kırpıştı ve derin bir nefes verdi. ersin sınavı geçmişti.

mutluluk dolu pırıl pırıl parlayan gözlerle ersine doğru bakışlarını çevirdiğinde ersinin yüzünde ateşin daha önce hiç görmediği bir ifade vardı. ateşin yüzündeki gülümseme solarken elinde bir his belirdi.

evet bunu yapmıştı. yapmaması gereken birşey yapmıştı. şuan ersinin elini tutuyordu. hediye yerine teşekkür beklerken suratına bir yumruk yemesi işten bile değildi..

Ben Seni Daha Çok (GAY)Where stories live. Discover now