14. Bölüm

2.9K 408 58
                                    

içimden bugün bitsin diye dua etmeye başlamıştım çünkü her geçen zaman sürekli başka bir sorun çıkıyordu. ufak tefek beyaz yalan haricinde böyle bir yalan söylememiştim gerçi bunu da ben söylememiştim ama susup sesimi çıkartmamış olmam ve üstüne de onaylamam beni suçsuz yapmazdı dolaylı yoldan bende yalan söylemiştim ve devam ettirmiştim ve bunların getirilerini karşılayıp çözmek zorundaydım ne yazık ki.

eyleme bir bakış attıkktan sonra o da çaresiz bir şekilde ifade takınmıştı . yapacak birşey yoktu bir halt yemiştik ve sonuçlarına katlanacaktık. ersin '' hadi ne bekliyorsunuz adam çağırmış gitsenize '' diye tısladı ikimize lakin bir ifadesiz bir şekilde ona bakmaya devam edince '' korkmayın olmaz birşey sikerim onun belesını ''dedi ve güldü. eyleme işaret ettikten sonra kapının önüne doğru yürüdük ersin girişte bekliyordu.

gerçekten içeri girmek istemiyordum. çünkü ersine söylediğim yalan değildi müdürün takıntısı vardı ve dediğim gibi kız erkek devamsızlığına adam kafayı takıyordu. sosyal hayatında sıfır olan insanlar iş hayatında kendini göstermeye çalışıyorlardı. tüm enerjilerini iş hayatına verip insanları delirtiyorlardı ve konuşmayı çok sevip nutuk atmaya bayılırlardı. bizim müdür de bunlardan biriydi ve hiç çekecek ruh halinde değildim

adam zaten bizi fark etmemiş olacak ki çağırmamıştı. yoksa bir dakika beklemez hemen odasına şimdiden çoktan aldırmıştı eylem ile beni . bunu bilerek kendimizi ispiklemek akıl kağrı değildi gerçekten bile bile ladesti. bu hafta okula müfettişler gelmişti. o yüzden yoğunluktan fark etmemişti bizi yoksa kenafir gözlü müdür bu anı kaçırmaz ağzının sularını akıta akıta başladı anlatmaya .

kapıyı tıklatmadan önce eylem koluma dokundu ona hışımla öldürücü bir bakış atıp elini iteledim tam ağzını açacaktı ki '' seninle sonra konuşacağız '' diye tısladım. yüzündeki korku ve gerilim barizdi ama umrumda değildi ne yazık ki. ayrıca benden korkması gerekiyordu gerçekten çünkü elimde patlamaya hazır bir bomba vardı o da bunun bilincinde olacak ki ılımlı davranmaya çalışıyordu aklınca

kapıyı tıklattım ses gelmedi 2. kez kez tıklattım sinirle ''gel ''diye bir ses geldi içerden. aman ne güzel birde heyheyleri tepesinde diye iç geçirdim. allahım bugun bitmeliydi artık dedi iç sesim ve kapıyı açıp içeri girdik.

müdür yüzümüze bakmadan ''geç'' dedi elindeki evraklarla boğuşuyordu. okulun en güzel odası sanırım burası olmalıydı devlet okulu olmasına rağmen şık döşenmişti. kahverengi mobilyalar masalar ve önlerinde 2 tane deri koltuk vardı. içeri iki kişi girdiğimizi anlamış olacak ki kafasını kaldırıp tek kaşı havada '' ders saati sınıftan çıkıp buraya geldiğinize göre önemli bir konu olmalı ''dedi ve elindeki evrakları bırakıp arkasına yaslandı.

eylem salağı hemen '' hocam biz bugün ateşle derse ge.'' atılınca ''hocam'' diye araya girdim. bu kız bazen beni şaşırtıyordu çünkü zekasını her daim kullanamıyordu. eğer adama bunu anlatırsak konu ailemize kadar uzayacaktı ve hiç çekemeyecektim .

eyleme susmasını işaret eden gözlerle bakıp onu sindirdim ve müdüre döndüm. ''hocam bir eylem ile okudaki kütüphane ve diğer giderler için bağış yapmak istiyoruz'' deyip cebimde olan 100 lirayı uzattım. müdür yüzüme şaşırmış ve şüpheyle bakınca iç geçirdim çünkü 2007 yılında asgari ücretin 476,70 YTL olduğu bir devirde 100 lira iyi bir paraydı . kafasındaki soru işaretleri gidermek adına '' ailelerimizin haberi var '' diye ekledim. şaşkın ifadesini bırakıp şimdi anladım keraneci baştan söylesene canını yediğim bakışlarını yüzüme gönderip parayı kabul etti. o sırada içim cayır cayır yansada yapacak birşey yoktu. 2 haftalık harçlığıma el salladım . paranın açamayacağı kapı yok derlerdi de inanmazdım. lakin bazı durumlarda gerçekten hayat kurtarıyordu. eyleme kaçamak bir bakış attığımda yine gözlerinde minnet duygusu vardı. o da müdürü çekmek istemiyordu çünkü.

müdür makbuzu yazıp elime uzattı ve '' teşekkür ederiz lakin böyle bir iyi niyet dersten kaçmak için bir bahane değil . tenefüsler ne güne duruyor '' dedi ve lafını soktu. zaten söylemese şaşardım adamın huyu buydu. eylem bana imalı bir şekilde gülüp adamın huyu bu napalım bakışlarını gönderdi. bense ölümcül bakışlarımı gözlerine çarparak yüzündeki gülümsemenin her zerresini sildim. ''haklısınız hocam o zaman biz daha fazla kaçmayalım '' derken gözlerimin çakmak çakmak parladığına emindim . eliyle kapıyı işaret edip gidebilirsiniz selamını verip bizi yolcu etti.

kapıdan dışarı çıktığımızda gözlerim ersini aradı ama yoktu.eylem de olmadığını görünce bu seferden elimden tutup kolidora doğru geçti. ve ılımlı halinden eser kalmayan yüzünde gerilim gözlerinde ateş vardı. '' ateş konuşmamız lazım '' dedi tıslayarak . ona sonra dememe rağmen üsteliyordu ayrıca bu okulda konuşulacak bir konu değildi biri duyabilirdi ama umrunda gözükmüyordu...


Ben Seni Daha Çok (GAY)Where stories live. Discover now