52

12.8K 956 18
                                    


Ege, ayaklarını sürüyerek kapıya geldiğinde Mehmet , kendini Gurur'un kollarına bırakmış içini çeke çeke ağlıyordu.

Gördüğü manzara karşısında sinirlerine hakim olamayan Ege,  "için çıksın!" diyerek dişlerini sıkarak eğildiği gibi "ehhhhhh yetter be!" diyerek kolundan tuttuğu gibi mehmet'i  ayağa kaldırarak suratının ortasına yumruğu geçirdi  ve  karşısına dikildi.

Mehmet, savrulmanın  etkisi ile sarhoşluğun verdi etki ile birlikte iyice yere kapaklandı.

Gurur panik ile Ege'nin önüne geçerek onu engellemeye çalıştı. Gurur ağlayarak başını iki yana sallıyor, ellerini önünde süper ederek kötü birşey yapmasından korkuyordu.

Mehmet'in ağladığını göz önüne alarak "ne derdin var lan! git başka yerde ağla ne işin var karımın- hay yarabbim, "diyerek dilini dişlerinin arasına aldı.

Mehmet,  dolaşan diliyle "öldü,"dedi. ellerini saçlarının arasından geçirirken " anneannem öldü."dedi.

Ege, dişleri sıkarak suçluluk duygusu ile Gurur'i kendine çekti. "kusura bakma, "derken ona sarılıyordu,  Gurur'a üzgün olduğunu belli etmeye çalışsada şu an kendini sakinleştirmeye çalışıyordu. 

Kenarda savrulduğu gibi kalan Mehmet'e ilerleyerek Gurur'u bir adım arkasına aldı ve Elini uzattı. "kusura bakma , Başın sağolsun!" diyerek onu ittiği yerden kaldırdı.

Öylece geçti o günden sonraki zaman , Gurur cenazeye katılmadı. Herkes gittikten sonra  geçmişten kalan bu yabancı gibi gitti babaannesinin  mezarına oysa ne çok isterdi onunla tanışmak onun dizinde ninniler masallarla büyümek. Hayat diye iç geçirdi.

Kader, diye özetledi başına gelenleri ve  göz yaşları içinde Ege'nin kolları arasın da çıktı mezarlıktan ...

Nurlu'nun  cenazesi ile ertelenen   yolculuk artık gerçekleşecekti. Gurur  gitmeden önce Mehmet'e sustuğu günden kalan hatıralarını yazmaya karar verdi. Ege dışarıdaki işleri halletmek için gittiğinde olduğu yere çökerek telefonu eline aldı. mesaj kısmına giderek yutkundu gözlerini kapatıp başını geri yasladı.

aradan yıllar geçmişti hatırlaması zor olur sanıyordu.  Ama hiç aklından çıkmamıştı. sorna kelimeler bir bir  döküldü parmaklarından...

Hava soğuktu, evin içi sobanın  dumanı ile dolmuştu... Evin içinin soğuk olması da  Yekta'nın da sobayı yakamamasından  kaynaklanıyordu galiba . (Yekta üvey babam!) Çocuk aklı ışte bende oynuyorum Mert ve cesurla oynuyordum. (mert ve cesur yekta'nin oğlu bir de Naz var ama o daha yoktu o zamanalr zaten ) Mert ve cesur arabalri ile. oynarken ben  de komşunun kIZının eski bir naylon bebeği vardı annesi atarken bana vermişti bende onunla oynuyordum.

Birden bir gürültü koptu Mert ve cesur  birlerine girdiler bende büyüğüm ya korku ile kavga ediyorlar diye ayırmak için koştum sonra beni de arlarina alıp gülmeye  bağırmaya başladılar beni deli gibi gıdıklıyorlar bagirmalarima kahkahalarıma katılıyorlardı. Birden yekta bağırmaya başladı;" kesin m bu gürültü beynimi siktiniz" diyerek elindeki sobanın maşasını havaya kaldırdı. Cesur birden   kalktı üstümden  ve yekta 'ya "yakamaz ki babam sobayı yakamaz ki!" diye bağırmaya  başladı.   Dedim ya çocuk aklı işte olduğumuz tahta divanın üstünde kalkarak zıplamaya başladık. üçümüz birden bağırıyor  hemde zıplıyorduk. "yakamadı ki ,  yakamadı ki!"  Birden Yekta'nin elini çenemde hissettim gözleri dumandan kızarmış  deli gibi bakıyordu. elindeki sinmiş isin kokusu genzimi yaktı dumandan yaşarmış  gözlerim  ağlıyordu artık.

"Çeneni sikerim senin kapa şu  siktiğimin çenesini" diyerek geri  itti beni  bu şekil de yakalayınca  Mert ve  cesurda korku ile bir köşeye şimdi. geri dönerek saçlarımdan  tuttu  kafamı bir kaç yere vurduktan sonra  naylon bebeğime uzandı o an yalvarmaya başladım " yapma söz bir daha hiç konuşmayacağım sesimi  hiç  çıkarmayacağım...." deli gibi ağlıyor bebeği almak için  debeleniyordum.

"kapa şu siktigim çeneni!" diye bağırdı beni kenara iterken 'seni ve anani da yakarım bir daha sesin  çıkmasın!"derken bebeğimi attı sobaya sonra kolumda tutup yüzümü sobaya kadar getirdi " bak bebek yaktı sobayı ! senin o zehirli dilini de yakarım bir daha o çenen oynamayacak  anladin mi ?" diyerek bana tokat atarken  annem girdi araya  ....benim yediğim dayağın devamını o yerken ben artık gerisini görmüyordum...

Gurur  yazdıklarını göz yaşı içinde yazarken Gönder tuşuna bastı. ayağa kalkıp Ege gelmeden elini yüzünü yıkamak için Banyoya girdi  ayna da kendine bakarken anlattım ışte diyerek çenesini  Ayse'nin dediği gibi yapmaya çalıştı tuhaf şekillere soktuğu yüz hatlarını incelerken sarsıla sarsıla ağlamaya başladı. bir süre kendine geldikten sonra ayağa kalktı ve yekta'nın  ogun ettiği küfürleri düşünüyordu o yaştaki çocuk anlar mıydı? Ne sandıysam artık diye iç geçirerek  canım önünde buldu kendini şimdi aşağıda görünen villara bakıyordu. Babannesi bir kaç gün önce babasına kavuşmuştu.

Dedesine gidmek istiyordu ama korkuları vardı. Ege'nin ona verdiği kaybetmekten korkuyordu.Ege ona karşı o kadar iyi o kadar nazik olmaya çalışıyordu ki bunu görmemek  kör olmak olurdu.

Kapı çalınca Ege'nin geldiğini düşünerek kapıya gitti.

Mehmet Kurtuluş Ayaz ! bütün heybeti ile uğrlamıştı karısı Nurlu'yu . Kızı Banu ile arasına ördüğü bütün duvarlar bir bir gitmişti böylece Ayse'ye hala ulaşamamışlardı.

Mehmet bütün işlemleri hallederken Mehmet Kurtuluş torununa minnet duydu. Belki de Ayse durumu abartmıştı. Yada Gurur orada mutlu değildi ve bunu Mehmet biliyordu.  Belki de Gurur o adamı unutup Dedesinin yanına gelmeliydi . Ege dönme vakti gelmişti belkide ...

Mehmet Kurtuluş vicdanında kurduğu mahkemede torununu azad ederken, bir başka torunu haksız idama götürüyordu.

Banu"Babacığım!" diyerek Boynuna sarıldı babasının" artık burada yalnız kalma, bize gel "dedi.

Mehmet Kurtuluş "annenin anılarını terk edemem burada ailemle yaşayacağım..  herkes benim yanıma gelecek ."dedi.

DİLSİZ (bitti!)Where stories live. Discover now