10: Bölüm

28.3K 1.3K 54
                                    

Ege'nin önüme geçmesiyle kendime geldim ne ara yanıma gelmişti. Ne ara önüme geçmişti de" hadi temizleyelim dünyalarını " diyordu.

Sırtından sarıldım Ege'ye.

Tutamıyordum göz yaşlarımı onun benden gidecek olma düşüncesi içimi yakar iken benden önce ölecek olma düşüncesi delirmeme sebep olabilirdi. Ruhumu ele geçiren düşünceler. Ellerimi titretiyordu.

Ben sustuğuma pişmanım öyle pişmanım ki... hemde..

Genelde insanlar susmak, uyumak, susup hiç konuşmamak, uyuyup hiç konuşmamak ister ama şuan o durumun tam tersiydi.

Avazım çıktığı kadar bağırmak istiyordum.

" Beni bırakma yapma! " diye ama çıkmıyordu o nalet kelimeler ağzımdan.

"Seni seviyorum yapma beni bırakma! " diyemiyordum! "

Ne aptaldı bu insanlar. Kulaklarının duyduğu sesleri sadece birbirlerini kaybettikleri zamanlarda sonuna kadar avaz avaz çıkarıyorlar.

Severken hep aç hep beklenti içinde ama ayrılırken biriktirdiklerini fazlası ile kusma peşinde. O zaman avazları çıktığı kadar gırtlakları yırtılana kadar bağırıyorlardı.
Oysa ben şuan bağırmak istiyordum.

AŞKIMI, SEVGİMİ, KALBİMİN ONUN OLUŞUNU, RUHUMUN ONU NASIL KAYBETMEKTEN KORKTUĞUNU.

geçen her saniye kalbime oturan bir acı güllesi gibiydi zaman ilerledikçe onu kaybetme düşüncesini idrak ettikçe daha fazla korkuyordum.
Daha sıkı sarılmaya çalışıyordum ama kaslı, sert ve geniş bedeninde çelimsiz kollarım birleşmiyordu. Ama ben yinede bırakmıyordum.

Parmaklarımı etine geçirecek derece sıkıp daha Çok sarılmam ile kollarımdan tutup kendini bana çevirip

"Sen Dünyanın en büyük aptalısın"dedi. Kollarımı ellerinden çekip daha sıkı sarıldım. Elleri saçlarımı sahiplendi.
"Pişman olacaksın bimed-"
Cümlesini tamamlamasına izin vermedim parmaklarımı dudaklarına götürüp bastırdım. Ayrılık cümleleri duymak istemiyorum. Dercesine başımı sağa sola salladım.
Ve tekrar sarıldım.
Ve sonunda pes edip.
"Tamam Gurur ayrılmıyoruz ama olacaklara karşı beni suçlama"

AĞLAYAN gözlerim tebessüm ettiğinde, kıvrıldı dudaklarım, kalbim ellerini yakaladı. Parmaklarını parmaklarımdan geçirdim.

Bu saatten sonra hiç birşey hiç kimse EGE'den önemli değildi.

"Ah manyak kız ne yapacağım ben senin ile "

"Sev beni "demek istercesine hatta diyemediğime lanet edercesine sıkı sıkı sardım.
Bırakmayacaktı beni

Elimi tutarak "gel benimle "dedi.

Gelmek ne kelime elimi tutup ölelim demese ölecektim bile isteye...

Seri adımlarla yürüdüğümüz yolu gelişimden biraz fazla zamanda yürüyerek piknik alanına geldik.

Ege "Miraç biz dönüyoruz sen Mertler ile de ilgilen işimiz var "
Diyerek şaşkın bakışlar arasında arabaya binerken.

Mert"Gurur abla bir sorun yok değil mi? " diye sordu telaşla.

Kafamı salladım gülerek.

Ege yanımda ise sorun yoktu. Dünya yansa Ege kurtulsa gerisi umrumda değildi.

Ege'nin vitesi tutan eline elimi koydum.

"Gurur "dedi.

Yine ayrılık lafları başlayacak korkusuyla elimi çekerek vitesin yanında duran telefonu aldım ve yazmaya başladım.

DİLSİZ (bitti!)Where stories live. Discover now