16:bölüm

24.9K 1.1K 76
                                    


YORUMLARINIZI BEKLIYORUM...

KEYİFLİ OKUMALAR ❤❤



Kapıyı açtığımda kıkırdayarak birbirini dürten, ellerindeki tabakları gösterek sırıtan bir kadın taburu ve liderleri Aliye yenge ve yaveri (kızı)Fide tam karşımda duruyordu. Yüzümdeki tebessümün mümkün olduğunca gerçek olmasını dileyerek kapıyı arkasına kadar açtım. Aliye yenge "buyurun kızlar geçin içeri" diyerek yanındaki Kızı Fide'nin kolunu tutarak salona doğru yönelirken ilk defa gördüğü evimi iyice beğenmez bir ifade ile salona geçti arkasından ellerinde ki pasta, börek, kek olduğunu tahmin ettiğim paketler ile "Allah bir yastıkta kocatsın, Allah mutluluğunu daim etsin, Hayırlı olsun" gibi içten ve sıcak dualarla içeri girdiler.
Salona doluşan kadınlar bembeyaz koltuklarıma oturup " Gurur kız şimdi neyse de çoluk çocuk olunca zor olur temizlemesi! "Diyerek. Boğazıma ilk acı düğümünü atmışlardı. Sahi ya ben Ege'den çocuk yapıp sonsuz bir sevgi ile sevecektim onları. Derin bir nefes verip gülümsemeye çalıştım.
Kolumdan tutan Aliye yenge "çarşaf nerde Havva nine ile ben bakacağız" dediğinde hayal kırıklığı ile kafamı yere eğdim " utanma kızım hepimizin başından geçti bunlar " Diyerek utandığımı sandığında yalan söylediğim için utanmıştım. Başımı kaldırıp yüzüne baktığımda hadi git getir biz şu odada bekliyoruz diyerek oturma odasına geçtiler.
Ben en son Mutafakta bıraktığım Ege'yi yatak odasında bulacağımı bilmeden koşarak üst kata çıktığımda üstünü giyinmiş komidinin üstünden telefonunu alan Ege ile göz göze geldim. Gözlerim dolu dolu olduğunda nereye koyduğumu hatırlayamadığım çarşafı aramaya başladım. Gözüme iliştiğinde hızlı adımlar ile alarak tam odadan çıkacaktım ki Ege özlediğim, yumuşacık çıkan o karakterli sesi ile"Gurur! "Dedi. Arkamı dönüp koyu yeşil gözlerini kendi topraklarıma koydum. Nefesini verip "istemiyorsan yapmak zorunda değilsin! " diyerek elimdeki çarşafı almak için ucundan tuttu daha çok tuttum. " yapma bak o kadınları bile şu an bu evden def edebilirim Gurur "dediğinde kalbimi saran korku bambaşkaydı o zaman Ege'den ayrıla bilirdim. Gidecek bir annem bile yok iken tek bağım olan Ege'yi de kaybedebilirdim bu düşünce kalbimin deli gibi atmasına sebep olurken gözümden akan yaş çarşafın ucunu tutan Ege'nin eline düştü. Derin bir nefes daha vererek çarşafı bırakırken "Ben işe gidiyorum akşam erken gelirim konuşacağız beni bekle "dedi. Onu arkamda bırakarak odadan çıkıp merdivenlerden indip oturma odasına gittim. Hava nine ve Aliye yenge çarşafa bakmak için beni odadan dışarı çıkardılar salondaki kadınlara bakmak için yanlarına gittiğimde dua okuyorlardı. Aliye yenge çok geçmeden salona gelerek koluma girdi. Yanıma gelerek " otur bakalım gelin hanım " diyerek masadan Çektiği bir sandalyeye beni oturtup " Fide kızım çantamı ver " dedi. Fide, çantasını verdiğinde siyah büyük çantasından büyük bir kutu çıkardı. Kutuyu açtığında büyük kalın bir bilezik, taşlı kalın bir yüzük ve kilit şeklinde üzeri taşlar ile kaplı kalın uzun zincirli bir kolye çıkardı. "Bunlar Yavuz abimim hediyeleri" diyerek hepsini taktı." Bu da Ayhan amcan ile benden "diyerek Yavuz babamınkinden daha ince bir bilezik daha taktı. Ve çantasından çıkardığı kırmızı duvağı çıkardığında başımdan kapatıp. "Dua bitene kadar kalsın" dedi. 5 dk geçmişti ki koridordan Ege'nin tiz sesi duyuldu "Gurur! " bütün kadınlar dönüp bana baktı ben Ege'nin yengesi Aliye'ye. Hemen yerimden duvağı açarak kalktığımda giydiğim pantolon bacağımda ki kesiği açıttı ve suratım buruştu Aliye yenge kıkırdayarak "biraz ani hareket etme kızım kaçmıyor ya kocan hadi git bak " dedi. Bende salondan çıkıp salonun karşısında olan dış kapının önünde beni bekleyen Ege'nin yanına gittiğimde peşimden Fide'de ayaklandı.
Ege " ben çıkıyorum akşam görüşürüz"dedi. Kolumdan tutup çekerek sarıldığında içime dolan mutluluk ile bende iki yanda olan kollarımı kaldırarak ellerimi sırtına koydum ve içime çektim kokusunu. Ayrılıp yanağımdan bir makas alıp göz kırptığında yutkunmuştum Ege oyun oynamayı kabul edecekti. Ege bakışlarını benden çekip arkama baktığında bakışlarımı bende arkama çevirdiğimde Kapıya omzunu vermiş bizi izliyordu. Ege " evet küçük hanım söyle " derken bir yandan da ayakkabılıktan ayakkabılarını çıkarıyordu. " istediğim elbise ve iç çamaşırları ne zaman gelecek?!!! " dediğinde sertleşen bakışlarım karşılaştığı kişiyi bir köz parçasına çevirip eritebilirdi. " gelince haberin olur" dedi. Ayakkabılarını giyerek ve dış kapıyı açıp çıktı. Fide'de bana omuz silkeleyerek geri salona geçti. Ne yapacaktım ben nerede duracaktım. Terleyen ellerim, titreyen bedenim, korkan çaresizliğim boğazımda her geçen an çoğalan acı düğümü uyuşan ayaklarım ile geri salona döndüğümde Aliye yengenin baş işareti ile tekrar yerime oturdum. Dua bittiğinde herkes ellerini açmış bizim mutluğumuz için dua ediyordu. Bende ellerimi açıp Allah'tan bana yol göstermesini diledim. Çünkü benim çaresizliğimi ondan başka gören bilen olmayacaktı.

DİLSİZ (bitti!)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora