27.Bölüm

19.1K 1K 19
                                    

Ege, sessizce kalktı. Dönüp bana bakmadı bile. .. adımlarını mutfağa çevirdi. Oldukça sessizdi. Sanki biraz önce ortalığı kasıp kavuran o değildi. Öylece bakakaldım arkasından ...

Mutfağa girip mutfağın kapısını kapatınca bende sinirle kalktım oturduğum yerden. Odaya çıkıp üzerimde kalanları da parçalar gibi ben çıkarıp attım. Düşündükçe gözümden akan yaşlar sinirlerimi ele geçiyor burnumun içinde acı bir yangını körüklüyordu... bundan sonra ne olacaktı hiç bir fikrim yoktu. Tek yapabileceğimin ona destek olduğumu her zaman onun yanında olduğumu bir şekilde göstermeliydim. Yoksa Ege kendi kendini yerken bende aklımı oynatıp delirecektim. Ilk önce neden doktora gitmediğini o kadar çok merak ediyordum ki ! Bu soru aklımdan çıkmıyordu. .. parası vardı! Babası biliyordu! Sadece burada değil yurt dışında bile gidebilirdi demek derdi duyulması değildi...

Ege'yi düşündük annesinin arkasından ablasının yaptıkları aklıma geliyordu. Ilk erkek bunca yıl bir başına yemekleri , kıyafetleri , temizlikleri ... Ege'nin ne kadar çok ödün verdiği böylece bu kez daha yüzüme vuruldu. Kendi hayatı mükemmel iş gibi birde benim karadelik hayatımla uğraşmasın diye annemin verdiği adresi çekmecelerin kendime ait olanlardan birinin en altına sakladım. Gözüme yekta'ya karşı nasıl koruduğu bir düğünüm olsun hayatımda güzel şeyler olsun diye nasıl uğraştığı bir bir film şeridi gibi geliyordu. Banyoya girip suyu açtım. Bana istersen git dediğinde uçuruma nasıl koştuğum geldi aklıma. O zaman elini bırakmasıysam bundan sonra daha sıkı tutmalıydım...
Kısa bir duşun ardından artık daha iyiydim. Kapının arkasın da duran bornozlardan birini alarak giyindim. Hatıralar ile yaşanmıyordu işte benim hatalarım yüzümü güldürmüyordu. Ege'nin hatıraları kanatıyordu. Bir yolunu bulup Ege'ye düşündüklerimi belirtmek zorundaydım peki ama nasıl? Düşündükçe aklımın kıvrımlarını işgal eden kelimeler çıkmak için zorlanıyordu. Belki de hayatımda ilk defa konuşmak istiyordum.

Belki de Ege'ye yine bir mektup yazmalıyım. Diye düşünerek banyonun kapısını açtığımda elinde kalem ve kağıt ile bekleyen Ege tam karşım da öylece duruyordu. Acı bir is ve alkol kokusu Bira önce ağlamakdan yanan burnumun içini daha çok yaktı. Bornozumun önünü istem dışı elimle birleştirerek başımı yere eğdim.

"Konuşalım. Yani sen yaz." Dedi. Hızlı hızlı.

Başımı kaldırıp gözünün içlerine baktım. Neyin izini kimin gölgesini aradığımı bilmiyordum ama bakışları hiç hoşuma. Gitmemişti yatağın kenarına oturup dizlerinin üstüne direklerini koyup başını iki elinin arasına aldı. Sıkıntılı hali canımı sıkıyordu artık kağıt kaleme uzanıp "dünyanın sonu mu?" Yazıp uzattım.
Gözünün ucu ile bakıp. Yatağın üstüne bedenini attı. "İnan bir farkı yok daha çok sıkışmış gibi hissediyorum. " dedi...

Ondan birşey beklediğimi anlasın istiyordum onun yanında sadece onunla olmak istediğimi bilsin istiyordum. "Çok mu önemli o şeyi yapmak . Ben böylede seninle yaşayacağım!" Yazdım ve tersini uzattım kağıdın. Eline alıp yattığı yerden okuyup kağıdı geri bıraktı. " sorun tamda burada aslında ben seninle olmak istiyorum . Erkeklik hislerim var seni böyle görüp arzulamadığımı sanıyorsun."diyerek yutkunur bir halde gözlerini tavana çevirdi. Bilmiyorum ama bir rahatsızlık bir huzursuzluk yavaş yavaş işledi vücuduma "dinleyecek misin?" Dedi. Bakışlarımı ona çevirdim. Şişmiş gözlerinin etrafını mor halkalar çevirmişti. Olumlu anlamda başımı sallayıp çekmecedeki defterime uzandım büyük büyük yazdığım için kağıtta yer kalmamıştı. Ege , yatakta oturur vaziyete gelirken bende aklındaki soruyu yazmaya kadar verdim.

"NEDEN ? DOKTORA GİTMİYORSUN?!"

Yanına oturup yazdığım defteri dizine koydum. Deftere bakıp gözlerini kapattı. "Gidemiyorum ..."dedi. Derin bir nefes verirken.

DİLSİZ (bitti!)Where stories live. Discover now