30."bölüm "

18.3K 1K 56
                                    

keyifli okumalar 😍😍

bol bol yorum istiyorum yine 😘😘

Sinan abi'nin söyledikleri ona gözlerimi kısarak bakmama sebep oldu. "Bana inanmayacaksın, ben suçlasam sen savunmak için telaşa kapılacaksın çünkü; onu seviyorsun!"dediğinde gözümden bir damla yaş titreyen dudağıma düştü.

"tamam sakin ol! demek senin bu duruma getiren bunları yaşamış olmandı!" Diyerek ayağa kalktı canım kenarına doğru yürüdü. "aslında bu iyi haber öfke nöbeti geçirmişsin uğradığın hakaret ve kendini ifade edemeyişin bu sebepleri doğurmuş." diyerek koluma baktı. "Ege tedavi olmak ışte mi bilemem ama senin için bu plan yapmalıyız . Bana daha fazla bilgi vermelisin. " diyerek ajandayı önüme koyarken en baştan yaz aklına gelen herşeyi...

"aslında seni korkuttuğumun farkındayım. Eğer bahsettiğin gibi Ege'nin yıllardır süre gelen psikolojik bir iktidar sorunu varsa ki,bunu tamamen varsayım olarak söylüyorum;Çok tehlikeli olurlar bir yandan dürtüler ve bir yandan aşağılanmışlık hissi bu senin durumunda olan birisi için daha da tehlikeli bir durum, erkerkler sürekli kendilerini lider olarak görürler çoğu erkeğin ilişkide bile altta kalmaya tahammülü yoktur !" dediğinde utangaçlık , korku başımı yere eğdi. bu Durumu fark eden Sinan abi derin bir nefes alıp vermeyeyle nefesini düzenledi." şimdi ne yapabiliriz ona odaklanalım, sen benim hastamsın ama Ege'yi de buna ikna etmelisin. söz verdiği gibi doktora gitmesi çok önemli doktor seçimini ona bırakmalısın, ben seni artık taburcu etmeliyim. Sana bir terapi programı yapacağım. inşallah herşey iyi olacak! dedi. elini dizime koyarak bir iki kez vurdu. Destek vermeye çalıştığı o kadar belliydi ki bu bana içten geliyordu. Hiç birşeyden emin olmasamda bir şeyden çok emindim. Artık bununla tek başıma savasamazdım. Sinan abinin Ege'nin durumu ile ilgili söyledikleri iyice içime korku salsada biraz derin nefes almaya ihtiyacım vardı. Sinan abinin bana yaptığı terapi programın kağıda bakarak sokakda yürüyordum. Her ne kadar Necla ablayı beklemem konusunda ısrarcı olsada, Necla ablaya en ile ilgili ne söyleyeceğimi bilmediğim için sessizce çıktım . Necla abla beni evine götürmek için ısrarcı olacak ben itiraz ettikçe işler daha karmaşık hale gelecekti. Hem önce emin olmak gereken birşey vardı. Hastanenin yukarısına doğru yürüyüp dar bir sokak arasından geçerek merdivenli sokaktan indim. tepeye doğru birbirine bitişik olan evlerden biri çıkacak da beni tanıyacak diye ödüm kopuyordu. Necla ablanın getirdiği eşyaların içinden büyük şapkalı montu giymem iyi olmuştu. Çarşıya inen sokakta dükkanların önünden geçerken başımı iyice yere eğiyordum. Görmek ve emin olmak istediğim biri vardı. ondan sonrası ne yapacağım daha da zordu. Çarşıda ki tanıdık mağazanın önüne geldiğimde
iki dükkan geride durup izlemeye başladım. kadınlar , kızlar , eşler , anneler ve kızları mağazaya girip elleri kolları dolu dolu çıkıyordu. hava sertleştikçe güneş etkisini kaybediyordu. duvarına sindiğim dükkan bir gümüşcü olduğu için çok dikkat çekmiyordum ama biraz daha durursam hırsız sanılıp göz hapsine alına bilirdim. çevredeki esnaf birbirini ta çıraklıktan yada çocukluktan tanıdığı için en ufak farklılık göze batardı. kendim de zamanında bu çarşıda çalıştığım için bu tür ayrıntıları biliyordum. Ege'yi görememiştim. Mağazaya doğru yürüyüp önünden geçerken vitrine bakar gibi yapıp içeri bir göz atmaya karar verdim . şayet Ege'yi görürsem mağazayı başına geçirecek sonra da arkama bile bakmadan kaçaktım. Tam mağazanın önünden geçerken mağazanın kapısından duyduğum ses ile duraksadım"Gurur ! " biran duymamazlıktan gelip koşarak kaçmayı düşünsemde kolumdan tutup kendine çevirince yüzüne bakmaya kadar verdim.

"Alışverişe mi geldin, tabi Ege abim söyledi sana yeni modeller geldiğini ." dieyrek kolumdan çekerek içeri soktu beni , Miraç, Ege dedikten sonra korktuğum planların altında kalmışım gibi hissediyordum. Demek Ege Buralardayďı beni isteyerek aramıyordu. Beni reyonlara doğru çekerek tek bak şu kışlık kazaklar çok güzel diyerek pembe kazağı üstüme tutuyordu. kazağı çekip Miraç'ın üstüne doğru atarak seri adımlar ile mağazadan çıkmaya çalıştım. Miraç , arkamdan gelip kolumdan tuttu." hadi ama çekinme Gurur , kocanın mağazası bura , yani senin yani doğacak çocuklarının "diyerek göz kırptı. boğazıma gelen yumruktan içime çöken çığdan habersiz . Gözlerim yine dolmuş ağlamaya başlayacakken birden mağazada yangın alarmı çalmaya başladı , Miraç, panik olmuş şekilde küfürler savurarak hızla koşmaya başladı. mağazada ki insanlar koşmaya dükkanı terk etmeye başladılar. şaşkın şaşkın bakarken Miraç'ın sesi hopörlerden duyuldu ."Sakin olun ve mağazayı boşaltın. lütfen! sakin olun." kapının önünde oluşan izdihamdan dolayı sürekli sakin olun diyordu. dışarıdan gelen itfaiye ve ambulans sesleri ile insanlar iyi e gerilirken mağazayı bir duman kapladı.Miraç'ın dedi tekrar duyuldu." yangın söndü sakin olun ve mağazayı boşaltmaya devam edin . Bütün personel kapının önünde tek sıra olsun hemen !!" Diyerek bağırdı. insanlar ilk paniği atlattıktan sonra biraz daha sakinlemis olan kapıya yöneldim itfaiye arabası gelmiş, ambulans gelmiş insanlara yaralı olup olmadığını soruyorlardı. küçük bu ilçede yaşamanın tek avantajı bu olsa gerek kötü birşey olduğunda bütün esnaf toplanır senden çok sen olurdu. Cam kapıdan Dışarı çıkarken "sen eve git Gurur babam ve ben burayı hallederiz merak etme Ege abim sorarsa ürünlere zarar gelmediğini söyle , gerisini ben hallederim..." daha konuşuyordu. ama ben" Ege abim sorarsa..." kısmını sürekli beyin süzgecimden geçiriyordum. sonra yerde yatan yaşlı bir kadın ilişti gözüme kıyafetlerin olduğu orta bir reyonun altında kalmıştı çok ağır değildi ölümcül bir yaraya sebep olmazdı ama yaşlı bir kadın için... düşüncelerimden sıyrılıp hemen yanına çöküp başını bulmak için hızla metal uzun askıyı çekmeye çalıştım. ne yaptığımı anlamış olacak ki Miraç yanıma olmadık küfürleri savurarak geldi. sonra da dışarı yönlendirdi adımlarını çok geçmeden üzerinde sarı yelekli iki görevliyle geldi . hemen Muayeneye başladıkların da ben ayağa kalkıp çıkışa yöneldim. içinde sıkışıp kaldığım çember daha da daralirken Miraç "sen aşağı depoyu temizlet bütün personel burada olsun ben teyze ile hastahaneye gideceğim mağazayı kapat . Babam gelir birazdan burası sana emanet ..."dedi ve elime bir dosya tutusturdu. Çıkarken yanımda duran ahşap reyonun kenarına oturup etrafdaki koşturmacayı izlemeye başladım.

DİLSİZ (bitti!)Where stories live. Discover now