6:Bölüm

31.3K 1.4K 70
                                    


Medya Gurur...






Tokatları yüZüme inerken göz yaşlarım dağdan yuvarlanan taş gibi yüreğime iniyordu yakıcıydı, kırıcıydı. Ama korkakçaydı acizceydi. Sesi çıkmayan bana yapılan bu gövde gösterisi alcakcaydı. Ruhum ölmüştü artık hissettiğim acı ilk değil geçecek gibi de degildi.

Annemin " yapma bey yarın Ege gelecek "
Demesiyle bıraktı iste bu Yekta'nın dövmesinden daha çok acıtıyordu canımı. Yekta etime annem yüreğime vuruyordu...

Ağlayarak odaya getirdi beni. " mahsus yiyorsun demi dayağı rezil olalım bu iş bozulsun diye yapıyorsun ama gezmeye gelince geziyorsun iyi eline yapışıp " diyip kapıyı çarpıp gitti. Anne olmak kolay da annelik olmak zormuş anneme çıngırak takmıştı bu geçen zamanlar anlam veremiyordum kabul edemiyordum.Benim ondan başka kimsem yok iken o bana yabancı olmayı marifet sanmıştı.
İçerden Yekta'nın bağırma sesleri geliyordu. " rezil etti bizi rezil el ele gezmek ne demek daha ortada söz yok nişan yok "
" sakin ol Yekta milletin abartması çekememesi işte kıskanıyorlar. "

" laf çıkarmasın iki güne nişan olacak az sıksın dişini istemem istemem diyordu aşifte eline yapışmış iki günde kari koca gibi gezmek ne demek edebini takınsın yoksa ben ona yapacağımı bilirim "
" tamam bey sen sakin ol ben onunla konuşurum "

Ah anne ah herşey oldun da herkesin herşeyine koştunda bir şu dilsize mi anne olamadin bu kadar mi yük oldum ben sana bu kadar mi bıktın benden,..

****

Yine ağrılar ile uyanıyordum yeni güne dayak yiyince kolay uyunmuyordu ama uyuyuncada yarı ölüm yarım olan hayatıma teselli oluyordu hissetmiyordum biraz olsun cennette babamla oyunlar oynuyor bazen konuşuyordum bile..

Bazen kızıyordum babama seni şikayet ediyordum " gelmiyor benimle sevmiyor beni kötü davranıyor bana" diyordum. babam" Gurur annenin
Iyisi
Kötüsü

Olmaz

En kötüsü

Annesiz olmaktır " diyerek kaşlarını çatıyordu. O kaşlarını çatıyordu ya benim rüyamda depremler oluyor güneşlik olan hava karabukutlarla doluyordu.

Yanımda olmayan babamın hatırına bile sarmıyordu.

kalkıp elimi yüzümü yıkamak için banyoya gidecektim kapıyı aralayıp kafamı bir gezdirdim herkes uyanmıştı. Cesur ve Mert yollardı Yekta televizyonun karışısında oturuyor Naz " pepe yi aç baba "

" git naz başımdan şimdi o tombalak çocuğu çekemem sabah sabah ben gidince bak akşama kadar" diye atıflarda bulunuyordu Mutfaktan gelen sesler annemin kahvaltı hazırladığına işaretti. Banyoya girip yüZüme su vurunca birden yüzümdeki yaralar öyle acıdı ki sanki tekrar dayak yedim kafamı kaldırıp yarısı kırık aynaya baktım. Morarmış hafif şişmişti. Eski kabuk bağlayan yaralarım tekrar kanamış ne yazık ki yaralarımı saran bile olmamıştı.

Ben banyodan çıkarken kapı çaldı. Bende komşular herhalde diye koşarak odaya girdim. Dün Ege'nin giydirdiği siyah elbise vardı hala üzerimde. Dolaptan siyah ispanyol paça bir pantolon birde beyaz tshirt çekip hızla giydim.
Annem kapıyı açıp : "Ege geldi. Çabuk ol " diyince makyaj malzemelerinin oraya yöneldim. Kapatıcı sürüp biraz kapatmaya çalıştım saçlarımı toplayıp arkamdan at kuyruğu yapacaktım ki yüzüm iyice açılınca vazgeçip açtım. Kapıdan çıkıp babamın yanında sohbet eden Ege'nin yanına doğru gittim. Annem köşede duran eski kare masaya hazırladığı kahvaltı yi işaret ederek davet ediyordu. " hadi buyur oğlum bir iki lokma birşey yiyin "
Annemin daveti ile ayağa kalkan Ege ile göz göze geldik. " kim yaptı? " diye sordu. Başımı öne eğdim. "Niye yaptı? " cevap vermiyordum ama daha çok sinirlendiği aşikardı ellerini yumruk yapmıştı. Dişlerinin arasından" sana kim yaptı dedim" diye biraz yüksek bağırınca gözlerim Yekta'ya kaydı. Naz" abi bağırma ablama"diyerek bacağıma sarılınca göz yaşlarımı tutamayıp Naz'i da kucağıma alarak odaya kaçıyordum ki "dur Gurur "dedi. EGE. DURDUM. ama arkamı dönüp yüzüne bakamıyordum.

DİLSİZ (bitti!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin