final part 2

19.1K 1K 63
                                    


Gurur  gittiğinden beri hastanede olan Ege, bir türlü Gurur'a ulaşıp haber veremiyordu.
Yavuz beyin durumu kritikti kalp krizi geçirmiş geçirdiği ameliyattan  sonra yoğun bakımdan hâlâ çıkmamıştı.

Ege de babasının başında bekliyor Hastahaneden çıkamıyordu.  İki günün sonunda   babasını amcasına emanet ederek Karısının ve bebeğinin peşinden gitti.

Evi zaten biliyordu. Cenaze sırasında Gurur'un pencereden işleyişini  buruk bir şekilde hasret hasret bakışını  içi yiye yiye izlemişti.

Eli ile koymuş gibi bulduğu evin kapısını çaldığında bahçe kapısını açan hizmetçi büyük taş villanın kapısını aralayarak, " buyurun." dedi.

Ege , nefesini tazeleyerek omuzlarıni dikleştirdi. "Ben Gurur'un kocasıyım,  onu çağırır mısınız?" diyerek sakin bir şekilde sordu. Tek amacı karısını alıp götürmekti.  Yardımcı kız "Evet  Ege bey değil mi?" dediğinde, Ege beklenildiğini düşündü. ister istemez üzerindeki gerginlik biraz dağıldı.

"sizi Mehmet bey, Kurtuluş beyin  çalışma odasında bekliyor şöyle geçin lütfen ." diyerek eli ile içeri girmesi için yol gösterdi.

Herhalde konuşmak için çağırıyordu, başka ne işi olurdu ki Ege'nin Mehmet ile... Mehmet'in Ege'yi bekliyor oluşu bile ironikti. Ege, Mehmet'e teşekkür etmeyi  planlıyordu. Ne de olsa  Gurur'u maruz kaldığı  iğrenç durumdan kurtarıp getirmişti. Her ne kadar bu durumdan memnun olmasa da  Gurur'un babasının iğrenç imalarina daha fazla maruz kalmasına izin vermediği için Mehmet'e olan bütün öfkesi  dizginleniyordu.

Evdeki yardımcının yönlendirmesi ile Mehmet'in bulunduğu odaya gelen Ege, kapalı kapının hizmetçi tarafından çalınıp açılması ile  ilerledi ve büyük ve koyu renkli masada  oturan Mehmet ile göz göze geldi. 

"Demek geldin?"

"Geç bile kaldım." Diyerek Mehmet'e doğru yürürken hizmetciye dönen Ege;"Gurur'a söyler misiniz hazırlansın fazla  vaktimiz  yok." derken Mehmet eli ile masanın önündeki berjeri işaret ederek "lütfen otur Ege önce bir konuşalım, sonra kim gidiyor kim kalıyor bakarız!" diyerek Ege'ye arkasını döndü.



Mehmet'e sert bir şekilde dönerek bakan Ege ,"ne demek istiyorsun sen ? tabi ki de  karımı alıp birdan gideceğim aksi mümkün bile değil!" diyerek yakasına yapıştı.

Mehmet büyük bir sakinlik cübbesi giymiş gibiydi bugün babacan bir tavır sabırla ve  farklı bir ton ile  kuşatılmış bu ses tonuna  sahipti.

Yakasına yapışmış iri yeşil gözlü adamın gözleri alev  saçarken mehmet yine büyük bu sakinlik ile "konuşalım başka bir şey demiyorum ki sana ben senin düşmanın değilim, unuttun mu? ben senin doktorunum senin iyi olmana yardım eden kişiyim. Şimdi daha yakınım sana karının  kuzeniyim Ege , biz akrabayız." mehmet'in dilinin binbir zorluk ile döndüğü kelimeler  Ege'nin sakinleşmesine  neden oldu. tıpkı Mehmet'in istediği gibi.


Ege, "Anlat," diyerek kendini koltuğa bıraktı zaten yorgundu iki gündür ayakta duruyordu. Babasının durumu , Gurur'un öylece kırılışı ve gidişi. Ege'nin çaresizliğinin  sebepleri gittikçe  çoğalıyordu Ege kimse üzülmesin kırılmasın dedikçe herkes  uzaklara savruluyordu

"Seninle Gurur'un durumu hakkında konuşmak istiyordum aslında, "diyerek söze girdi Mehmet ,

Ege bakışlarını Mehmet'e çevirerek sessiz kaldı. "Ama ondan önce seninle konuşmak zorunda olduğum başka şeyler var !"

"Neymiş o zorunda olduğun şey ?" diyerek umursamaz bir  tavırla sordu.

Mehmet oturdugu koltukta geriye doğru yaslanarak  ellerini göğsünde bağladı.

DİLSİZ (bitti!)Onde as histórias ganham vida. Descobre agora