38. Bölüm- Havza

3K 282 60
                                    

Joseph dolu olan salonundan yakasını çekiştirerek uzaklaşmaya başladı. Çevresindekilerin arasından geçip kendini salondan dışarı attığında ellerini terasın kenarlarına dayadı ve derin bir nefes aldı.

Kendisi gecenin başrolü bile değilken oldukça fazla kişiyle konuşmuştu. Dorris'i düşünemiyordu.

Daphne ve Dorris'in bu kalabalık düğünü bir hayli ilgi çekiciydi elit tabaka için. Bu yüzden ikiliye ve diğer aile üyelerine ilgililerdi. Joseph ise kalabalık adamı değildi. Bu kadar kişi ona fazlaydı.

Joseph sessizce pembeleşen gökyüzünü izledi. Güneşin turuncu ışıkları yüzüne çarpıyordu. Terasın boş olması oldukça sevindiriciydi.

"Fazla kalabalık sana yaramıyor galiba?"

Joseph annesinin sesi ile arkasına baktı.

Alex gülümseyerek Joseph'e bakıyordu. Yaklaşıp yanına geçti ve o da ellerini kenarlara dayayıp güneşin batışını izledi.

"Gereksiz kişilerin gereksiz muhabbetleri."

Alex şaşkınca Joseph'e baktı ve "Vay be!" dedi.

Joseph annesinin tepkisini gördüğünde "Ne oldu?" dedi merakla.

"Bir an karşımda baban var gibi hissettim. Yüzün ve ses tonun neredeyse aynıydı."

Joseph yüzünü buruşturdu.

"O kadar benzediğimizi düşünmüyorum. Babam her şeyde çok iyi. Ve bu yüzden fazla mükemmelliyetçi. Yani Dorris tam ona göre bir çocuk. Ve babama benden daha çok benziyor."

"Pek sanmam."

Joseph kaşlarını çatıp annesine baktı.

"Dorris daha çok bana benziyor. Verdiği kararlar, hareketleri... Kalayan'daki kendimi görüyorum onda."

"Kalayan'da ki sen mi?"

"Evet. Duyguları ile hareket ediyor. Ancak çevren sevdiğin kişilerle doluysa bir yerden sonra duygularını bir kenara bırakman gerekiyor. Ben en başta hep duygularımla hareket ettim ve bu yüzden çok kişiyi kaybettim. Hırsıma yenik düştüğüm anlarda oldu. Veya tamamen gözümün döndüğü anlar. Ancak sonunda çıkarcı hareket etmeyi öğrendim."

Alex kaşlarını havaya kaldırıp Joseph'e baktı ve göz devirdi.

"Biliyorum. Oradan o kadar da güzel bir söz gibi durmuyor ama hayatta kimse seni ve aileni düşünmez Joseph. Herkes kendini ve çevresini düşünür. Bu sıkıntılarını içinde halledip çevresine gülümseyen kişilerin sıkıntıları olmadığını düşünmek veya onları görmezden gelmek gibidir. Sen göstermedikçe, gözlerine sokmadıkça kimsenin umrunda olmazsın. Siz doğduktan sonra da ben çıkarcı olmayı öğrendim. Duygularım tamamiyle kendimi korumak içindi. Ama siz doğduktan sonra bunun bize zarar verdiğini fark ettim."

Alex Joseph'e döndü ve korkuluklara yaslandı.

"Ancak baban böyle değil. Ne olursa olsun hep birkaç adım ilerisini düşünür. Bir olay olduğunda bu konuda olabilecek tüm seçenekleri değerlendirir. Ve işte buda onun kusuru. Her şeyin mükemmel olmasını istiyor ve öngöremediği bir şey olduğunda tamamiyle çöküyor. Ve bu mükemmelliyetçiliği onu güvensiz birine dönüştürüyor. Biz her daim bir arada olduğumuz için babanın bu tavırlarını fark etmiyor olabilirsin ama dışarıdan bir göz olarak buna bakıldığında herkesin babana mesafeli olduğunu görebilirsin. Veya babanın sadece yakınındakilerle samimi olduğunu. Diğer herkese ise oldukça mesafeli ve soğuk."

Alex işaret parmağını Joseph'in yakasına bastırdı.

"Tıpkı senin gibi."

Joseph alayla güldü.

DELTAWhere stories live. Discover now