24. Bölüm - İnanmak

5.8K 436 73
                                    


(Uyarı: Lütfen Bilge Yoris ile Bilge Loris'i karıştırmayınız. Bilge Yoris Jordan'ın hocası olan ve zamanında Kral Dorris'e bile bilgelik yapmış olan yaşlı bilge. Loris ise Marcus'un bilgesi.😊😁)

"Nastya! Anne! Baba! İmdat! Kimse yok mu?!"

Alex etrafına baktı ve karanlık ormanda koşmaya devam etti. Arkasından bir şeyler geldiğini çok iyi biliyordu.

Korkuyordu. Hemde çok korkuyordu.

Çalılar yüzünü çiziyor, nereye gittiğini bilmeden koşuyordu.

Sadece koşuyordu.

Nasıl dikkatini kaybedip ailesinden ayrılabilmişti? Aptal Alex!

Daha ufacık bir kızdı.

Bir kurt sesi duydu.

Yaklaşıyordu...

Yaklaşıyorlardı!

Alex'in nefesi kesilmeye başladı. Ölmek istemiyordu.

Açık bir alana geldiğinde korkuyla etrafına baktı. Her yerden ona saldırabilirlerdi ancak kimseyi göremiyordu.

Sonunda dayanamadı ve korkuyla ağlamaya başladı.

O sırada ormanın karanlığında parlayan üç çift göz ile karşılaştı. Ona doğru hırlayarak ilerleyen canavarlara baktı.

Ailesi onu defalarca uyarmıştı ama onları dinlememişti.

"Lütfen." dedi Alex.

"Lütfen öldürmeyin beni."

Küçük ellerini havaya kaldırdı.

"Lütfen! Kurtarın beni! Lütfen!"

Onu aldırış etmeden ilerlediklerinde Alex gözünü sımsıkı yumdu. Ne olacaksa hemen olsun bitsin istiyordu.

Ancak düşüncelerinin aksine rahatlamasını sağlayan yakınındaki kükremeydi.

Alex gözlerini açtı ve mutlulukla önündeki Griffen'a baktı.

"Griffen!" dedi heyecanla.

Griffen ise karşısındaki canavarlara hırlamaya devam etti. Alex canavarlara baktığında gözlerindeki ölümü gördü.
Üç büyük canavar.

Griffen'ın hırlaması onları korkutmadı. Üçüde aynı anda üzerlerine saldırdı.

Alex yattığı yerden fırlayıp etrafa baktı. Önüne düşen saçlarını geri attıktan sonra nefes nefese olduğu yerde durdu.

Karanlık odanın içinde gezdirdi gözlerini. Terlemişti ve susamıştı. Bu sıralar bu tarz rüyalar ile baş etmek çok zor hale gelmişti. Artık gerçekten korkmaya başlıyordu.

Yataktan kalkıp kenardaki su şişesini alıp bardağına doldurdu. Bardağı kafasına diktikten sonra ellerini iki yana dayadı.

Biraz hava alsa çok daha iyi olurdu.

Yatağın kenarından hırkasını alıp odasından çıktığında kapının iki yanındaki muhafızlara baktı. Sonra ise sağına doğru ilerlemeye başladı. Arkasından geldiklerini biliyordu bu yüzden rahat davranıyordu.

Biraz kafa dinlemeye ihtiyacı vardı.

Buranın bir kütüphanesi olduğunu biliyordu. En azından yeni şeyler öğrenebilirdi.

Zemin kata inip saray bahçesine giren kapının karşı tarafındaki kapıdan girdi. Yuvarlak alanda dört büyük kapı vardı. Bu kapılardan biri saray bahçesine çıkıyordu. Saray bahçesindende ahıra gidilebiliyordu. Bir tarafta saray mutfağı ile bakımhane vardı. Diğer kapının sağı zindanlara iniyordu. Soldan ise büyük ihtimal kütüphaneye gidiyordu.

DELTAWhere stories live. Discover now