DELTA

29. Bölüm - Sahte Kral

Konsey yanlarındaki bir kaç birlik ile toplanmışken birden kapının açılmasıyla hepsi kapıya baktı.

Askerler teker teker içeriye girerken Malik öne çıkıp "Neler oluyor?" dedi.

Ancak askerlerin arkasından odaya giren Alex cevap olarak yeterliydi.

"Lord Henry, Arthur."

Daha sonra Malik'e baktı.

"Ve Malik."

Malik eğilip "Kraliçem." dediğinde Alex başını hafif kaldırıp ciddi bir ifade ile "Duyduğuma göre günlerdir burada toplanıp kendi aranızda kararlar alıyor ve bunları uygulamaya geçiriyormuşsunuz." dedi.

Daha sonra Arthur'a baktı.

"Arthur. Bu konuda bir açıklama yapmak ister misin?"

Ancak açıklama yapmasına izin vermeden Henry'e baktı. Bir kaç adım atıp masanın üzerindeki haritada elini gezdirdi. Daha sonra kafasını kaldırıp tekrar Henry'e baktı.

"Peki siz Lord Henry? Eminim ki saray kanunlarını, işleyişini çok iyi biliyorsunuzdur. Kral yokken yönetim kraliçededir. Ve bildiğim kadarı ile kraliçeden habersiz hareket etmenin bir cezası vardır."

Lord Henry Alex'e bakıp biraz durdu. Sonra ise "Affedin kraliçem. Biz sadece savaşla ilgili planlama yapıyorduk." dedi.

Alex güldü. Bu alaycı bir gülüştü.

"Öyle mi? Peki bu planlamalarda neden benim hiçbir lordumun veya benim fikrim alınmıyor? Neden ardıma adam takılarak sürekli gündemden uzakta tutuluyorum! Sarayın içi ve dışı dedikodularla kaynarken benim neden hiçbir şeyden haberim yok? Bunları öğrendiğimde aptal durumuna düşeceğimi düşünmediniz mi? Yoksa gizli planlarınızdan buna vakit kalmadı mı?"

Lord Henry dizinin üstüne çöküp "Üzgünüm kraliçem. Biz sadece kralımız ile ilgili tedirginlikler yaşıyoruz. Marcus savaşın yapılacağı alana neredeyse vardı ve kral hala ortalıkta yok. Kralın olmadığı duyulursa durum kötüleşir. Bu yüzden sizide tehlikeye atmak istemedik. Kralın gitmeden önceki en önemli emri buydu. Sizi korumak. Hata yaptıysak bizi affedin." dedi.

Alex derin bir nefes aldı ve haritaya baktı.

"Jordan dönene kadar idare etmeliyiz."

Hepsi Alex'e baktığında Alex kollarını göğsünde bağlayıp cama ilerledi ve camdan dışarı baktı.

"Halkın bağlılığına ve askere ihtiyacımız var. Bir asker bile çok şey değiştirir. Bu yüzden sarayın kapılarını halka açıcaz."

Hepsi aynı anda Alex'e bir adım attı.

"Bu imkansız!"

"Olamaz kraliçem!"

"Bu çok tehlikeli!"

Alex arkasını dönüp lordlara baktıktan sonra "Sizin fikrinizi sormadım. Şu ana kadar siz ilerlettiniz. Ama ben bir çözüm yolu göremiyorum. Daha çok çözüm yolu bulacak birini arıyorsunuz." dedi.

"Halk şu an hastalıkla boğuşuyor. İnsanlar aç ve ölüyorlar. Bu yüzden dışarı adamlar göndereceğiz. Eli silah tutan, güçlü ve çevik çocukları, kardeşleri veya eşleri orduya katılırsa kralın bu kişileri ve ailelerini onurlandıracağını söyleyeceğiz. Bu kişilerin ailelerine erzak yardımı yapılacak. Böylelikle hem krala bağlılık olacak hem de asker sayısında artma olacak. İkinci olarak Jordan'ın sarayda olmadığı gerçeği buradakilerin dışında kimse bilmeyecek. Bu sır buradan çıkmayacak."

Henry düşünceli bir şekilde "Ya savaş? Savaşa kadar kral dönmezse?" dediğinde Alex omuz silkti.

"Sahte bir kral yaratacağız."